Arum zambağı buyuleyici bir guzelliğe sahiptir. Ancak bu guzellik, bocekler icin hazırlanmış mukemmel bir tuzağı da icinde barındırır. Tuzağın amacı sanılanın aksine beslenmek değil neslini devam ettirebilmektir.

Zambak ciceği, spadiks adı verilen cubuk biciminde bir başağa sahiptir. Başağın etrafı spata olarak adlandırılan beyaz bir yaprak tarafından cevrilidir. Bitkinin ciceklenen bolumu, beyaz yapraksı yapının icinde başağın dip tarafında yer alır. Burası dışarıdan gorulmez. Ciceklenmenin gercekleştiği yer dikkatle incelenecek olursa dort bolumle karşılaşılır. Bu bolumleri aşağıdan yukarı olmak uzere şoyle sıralayabiliriz:


Dişi cicekler


Dikenli kısır cicekler


Erkek cicekler


Dikenler

Tozaklanarak uremeye hazır hale gelince, bitkinin metabolizması hızlanmaya başlar ve bitkinin bunyesinde daha onceden uretilmiş olan ozel bir asit (glutanamik asit) parcalanır. Bu parcalanma sonucu başağın dışta kalan bolumu ısınır ve keskin kokulu amonyak (NH3) gazı yaymaya başlar.

Bitkilerin buyuk bir coğunluğunda kimyasal tepkimelerden ortaya cıkan ısı dışarıya verilmez. Vucut icerisinde farklı kimyasal tepkimeler icin kullanılır. Bu konudaki istisnalardan biri arum zambağıdır.

Arum zambağındaki yukarıda bahsi gecen ısınma kimyasal tepkimesi yıl icinde tek bir gunde, ustelik o belirli gunun sadece gunduzun aydınlık olduğu saatlerde gercekleşir. Başağın ucundan yayılan ısı ve gaz bircok bocek icin cezbedici ozelliktedir. Bu nedenle tepkime sonunda birbiri ardına farklı turlerde bocekler ciceğe cekilir.

Başağın yuzeyi yağlıdır. Bu nedenle başağa gelen bocekler kayarak aşağı başağın dibine duşerler. Burada dişi ciceklerin uzerinde salgılanan şekerli sıvı ile karşılaşır ve onunla beslenirler. Gece olunca erkek cicekler acılır ve bocekler adeta bir polen yağmuruna tutulurlar. Sabah olunca da başağın uzerindeki dikenler bukulerek boceklerin dışarı cıkmasının sağlayan bir merdiven işlevi gorurler. Merdivenden tırmanan bocekler, ozgurluklerine kavuşur kavuşmaz dolleyici polen yukleriyle birlikte başka bir zambağa giderler.

Arum zambağı bir fizik ya da kimya muhendisi değildir. Endustri urunleri tasarımcısı da değildir. Ama yine bu uc meslek grubunun birikimiyle oluşturulabilecek bir mekanizmaya sahiptir. Bu mekanizmanın her noktası inceden inceye planlanmıştır. Mekanizmayı oluşturan parcalardaki bir eksiklik ya da sıralamadaki en kucuk bir hata Arumun bir daha ureyememesi ve neslinin sona ermesi ile sonuclanacaktır.

Arumun tuzağı aşama aşama incelenecek olursa bu tuzağın ne kadar mukemmel bir tasarım urunu olduğu daha iyi anlaşılacaktır:


Glutanamik asidin uretilmesi.


Bu asidi parcalayacak olan Dinitro Fenol adlı kimyasalın uretilmesi. Bu iki basamağın gercekleştirilebilmesi icin, amaca uygun sayıda atomun, uygun sırada dizilmesi


Glutanamik asit yoluyla butun bitkiler ısı cekerken Arumun ısı salmasının sağlanması gerekir.


Isı salmanın zamanlamasının doğru olması, ısı salma zamanını belirleyen bir sistemin var olması. Bu aşamada zamanlama cok onemlidir. Orneğin dikenlerin merdiven şeklini almasından sonra ısı salmanın hicbir anlamı olmayacaktır.


Boceklerin dollenmenin gercekleşeceği yere gelmesi icin başağın uzerinde kaygan nitelikte bir sıvının uretilmesi. Bu salgıdaki bir hata sıvıdaki kayganlık ozelliğinin yitirilmesine hatta yapışkan olmasına yol acabilir ki bu da zambağın sonu demektir.


Bocekleri başağın dibine cekerek orada tutmaya yarayan şekerli sıvının uretilmesi.


Bocekler buraya geldikten sonra (daha once değil) polen yağmurunun başlaması.


Tam zamanı geldiğinde dikenlerin bukulerek merdiven formunu alması ve boceklerin cıkışına izin vermeleri.

Dikenler bu formu oluşturamazlarsa bocekler dipte hapis kalacaklar ve polenleri diğer zambaklara ulaştıramayacaklardır.

Arumun tuzağını muhendislerin ya da bilim adamlarının bir araya gelerek tasarladığını iddia etmek şuphesiz akıl karı değildir. Peki ya tum bunların birbiri ardına gercekleşen tesaduflerle oluştuğunu soylemek? Şuphesiz boyle bir iddianın ilkinden daha tutarsız olacağı cok acıktır. Aklıselim her insan kabul eder ki, bir yerde işleyen mukemmel bir duzen varsa, bu duzen mutlaka biri tarafından onceden hazırlanmış olmalıdır. Planlayan, tasarlayan ve uygulayan olmadan duzen olmaz. Şuphesiz Arumdaki bu mukemmel tasarımın sahibi de yerle gok arasındaki tum canlıları yaratan ve tum işleri duzenleyen Allah'tır. Allah Kuran'da bize bu ustun vasfını şoyle bildirmiştir:

"O, gokleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu gormektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan turetip yayıverdi. Biz gokten su indirdik, boylelikle orada her guzel olan ciftten bir bitki bitirdik." (Lokman Suresi, 10)
kaynak:webturkiyeportal.com