GUNUN FIKRASI KIRMISI OLAN:....

Hayganos ve Hagop 75 ve 80 yaşlarında,
Ferikoy'de yaşayan yaşlı bir karı kocadır.
Bir gun Hayganos tombul vucudunu koltuktan ayırarak muzip bir eda ile
Hagop'a;
"Hagop Efendi, lakin hatirlorsun evde yalniz kalince bir şeyler yapar idik.
Ben yatak odasına gidoorum!"
Hagop; "Heee ka yavrus, geloruum."
Az sonra Hayganus yatak odasından seslenir; Hagop efeeeeendiiiii!
Gelooorsuun! Şehvetim kacooor
Hagop; "Heee! Heee! Heee!"
Biraz sonra yine Hayganos;
"Hagop efendiiiii lakin geldin, geldin yoksam şehvetim gidoooor."
Hagop hemen cevap verir;
"Ağzina ettiğimin karisi, sen orada mezar acmiş bekleeeorsun, ben burada olu
diriltooorum. "





Milletvekilinin biri, bir koyu gezerken, bağlı olduğu değirmeni donduren bir eşek gormuş. Yanındaki koyluye sormuş; Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor ? Efendim, demiş koylu, o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Mudahale edince tekrar harekete başlıyor. Akıllıca ,demiş vekil peki eşek olduğu yerde durupta başını sağa sola sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu? Anlayamam ama, ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda…





Yaslıca, ancak kadınların yaşlanabileceği kadar yaslı bir hanıma bir turlu teşhis konulamıyor. Kadıncağız yirmi sekiz gundur hastahanede yatmakta ve hic bir sonuc yok. Belki dikkatinizi cekmiştir, universite hastahanelerinde garip bir hiyerarşi vardır. Ord. Prof. basta, arkasında Doc'lar, sonrasında başasistanlar ve bir iki parlak oğrenci ucgen duzende "Vizitelere" ucarak giderler. Yine boyle bir gun ve tum kadro hastanın başında. Ord. Prof sorar:
- Radyolojik tetkikler? Hemen filmler ışıklı panoya yerlestirilir. Sert ve kararlı bir ses:
- EKG ? Derhal "Trase" hocanın onune serilir,
- Eforlusu ? O da hemen acılır hocanin onune.
- Laboratuvar tetkikleri? Her sey onceden hazirlanmistir.
- Elektroansefalografi ?
- Buyrun hocam.
- Emar ? Disarida cektirilmis(!) emar da konulur buyuk patronun onune.
- Sintigrafi? Anjiyo?... derken buyuk şef sorar :
- Scan oldu mu ?(ingilizce telafuz ediniz) Kadından gelen cılız bir ses :
- Bi onu yapmadılar !




Mafya babası haraclarını toplaması icin yeni bir tetikci buldu. sectigi adam sağır ve dilsizdi. Cunku baba, bu tetikci yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mumkun olamaz, diye duşunuyordu. Baba, bir gun odemelerin geciktiğini fark etti ve tetikciyi odasına cağırdı, bir de işaret dilini bilen tercuman buldular. Tercuman işaretle sordu:
- "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
- "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiginizi anlamıyorum." Tercuman tercume etti:
- "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. " Baba 38'liği koltuk altından cekip sağır dilsizin beyninedayadı:
- "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercuman işaretle sordu:
- "Para nerede?" Sağır
-dilsiz kan ter icinde isaretle yanıt verdi:
- "Şehir merkezindeki parkta, buyuk heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacınn kovuğunda yuz bin dolar var."
- "Ne soyledi?" dedi Baba. Tercuman yanıtladı:
- "Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği cekmek de biraz got istermiş."





Bir adamla karısı Mısır'da eski bir carşıda geziyorlarmış. Ayakkabı satılan bir dukkÂnın onunden gecerlerken satıcı icerden seslenmiş, buyur etmiş, girmişler.
- Satıcı "cok ozel buyulu sandaletlerim var beyefendi, sizi sex te cok vahşi ve kuvvetli yapacak sandaletler..." Adam tabi ki erkekliğe leke surdurmemek icin pek onemsememiş ama eski gunleri ozleyen karısının ısrarlarına dayanamayıp sandaletleri denemeye karar vermiş. Adam sandaletleri giyer giymez gozleri parlamış, kalbi hızlı hızlı atmış, fiziksel değişimler başlamış, nefesi serileşmiş gozleri buyumuş ve etrafına seri bir şekilde bakınmaya başlamış. Karısı bir adım geri kacmış "Aman allahım dur dur..." derken adam koşmuş, satıcıyı yakaladığı gibi tezgaha yatırmış, pantolonunu parcalayarak cıkarmaya başlamış, bu arada satıcı bir yandan kurtulmaya calışırken bağırıyormuş,
-"Sandaletleri ters giydin lan!..."




Temel ormanda ağac kesiyormuş, o sırada cevreciler de ormanda yuruyuşe cıkmışlar, Temel'i bu vaziyette gorunce bir guzel pataklamışlar... Temel ustu başı perişan halde koye donerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal boyle? diye sormuş, Temel de anlatmış;
- Ormanda ağac keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dovdu peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
__________________