Utu Baskısı



İnkjet utuleri baskı kağıtlarında denediniz mi hic? Ben denedim ve cok işe yarıyorlar. Birkac hata olduysa da ufak tefekti ve tabii ki kullanıcı hatasıydı. Utuyu uzun sure ustunde bıraktığım kısımda hafif bir sarılık oldu. Fakat eğer nostaljik bir goruntu istiyorsanız bu mukemmel.
Farklı olarak yaptığım tek şey, baskıdan sonra ve utulemeden once tum beyazlığı resmin kenarından kırpmaktı. Yaptığım tabii ki de bu ornekte işe yaradı cunku lastiksi baskı maddesi keteni cok iyi tuttu. Daha once o ketenle calıştığımda kenarlarını kestiğim yerlerden cok cabuk dağılmıştı.




Sonra kenarlarına dikkat ederek soyuyorsunuz ve oldu işte! Cok kolay!
Swapbot(internet sitesi) dan ilham alarak 3 tane Frida Kahlo usulu sus eşyası yaptım. Bazen ufak şeyleri yapma becerimi kaybediyorum. Buyuk sus eşyalarını seviyorum ve onları yapıyorum bu kadar basit. Resim bulmanın dışında neyle tamamlayacağımı bilmiyordum. Bunun tamamının canlı gibi gozukmesi hoşuma gidiyor. Fakat problem şu ki, cok net bir fikirle bir şeyler yapmaya başladığımda asla istediğim gibi bitmiyor ve her defasında da hayal kırıklığına uğruyorum.



Bu resim oval bir şekil aldı. Duğmeler zorunluluktu. Ve bu aksesuar icin muflonlu(kapitone) bir arka plan yapmaya calıştım fakat istediğim gibi olmadı. Aslında tam olarak ne istediğimi de bilmiyorum gerci.
Ve şu resimdeki kumaş cok hoşuma gitti ama on taraftan, daha belli olmasını isterdim. Tek elimde olan kalınca bir ceyrek parca. Bunu da Asheville Cotton Company’de bir hafta once buldum. Tum bir parca aradım ama galiba ellerinde olan tek parcaydı, yine de hoşuma gidiyor.


Hay Allah, galiba ikinci bir aksesuar daha yaptım; diğer ikisi uc ve dort numaralı olanlardı. Frida’nın kafasının ortasında olduğu bir can şekli istedim ama bu zavallı aksesuarın ustunde calıştıkca ondan daha da nefret etmeye başladım ve cok cirkin, peynir şeklinde, uydurukca tasarlandığını duşundum. Kahverengi kare aksesuara gectim ben de. Bunun icin de kapitone bir arka plan duşundum ama vazgectim. Onu beyaz keten parcasının biraz arkasına yerleştirdim, ve hafif dışarı fırladı gibi. Bu şirin kahverengi parcacığı Hancock’ta buldum. Duğmeler, duğmeler, duğmeler… Bahse girerim duğmesiz aksesuarlar yapabiliyor muyum merak ediyorsunuzdur. Soz konusu bile olamaz.


Son olarak favorim, etekli bir şeyler yapmayı istediğimi biliyordum. Gercekten, fotoğraf bunun şeklini biraz carpıttı, inanabiliyor musunuz. Fakat ben sadece normal bir insanım ve zanaat bunun su yuzune cıkmasını sağlıyor.




Bu kumaş parcasını da sevdim, ACC den başka kalın bir ceyrek parca. İster inanın ister inanmayın fakat bazen gercekten hic sevmediğim kumaşlarla calışıyorum fakat bu sefer. Bu alcakgonullu parcaların her bir kısmını cok sevdim. Can, bu resimde belli değil fakat bu aksesuar serisinin ilk parcasında cok belli.


Canlar, ne aptalım. Hatta gumuş canlar. Dikiş makinenizin ustunde borek parcaları varken bir demet canla calışmayı deneyin. Makineniz hareket ettikce cıngıraklı yılan gibi ses cıkıyor. Ama hoş, sakinleştirici ve beni olduğu gibi jingle bells havasına sokuyor. Başın ustundeki duğme aynı zamanda Frida’nın ikonik durumunu da gosteriyor. Nimbus’u duşunun. Bel olcusunun biraz yeşil beyaz cizgili kurdele şekli alması gerekiyordu. Ve elbisesinin kenarındaki kurdele ikinci/ucuncu aksesuarımızdaki kurdeleyle kaplanmış kahverengi takıya kuzendir.
Ve işte! Cok keyifliydi ve daha fazlasını da yapabilirim. Aslında fazlasını yapmam da lazım. Belki Frida Kahlo’dan esinlenme değil ama KTC icin bir tane daha aksesuarım var…