Balıklarda Savunma (Defens) Mekanizması. 1. Non-spesifik defens mekanizması 2. Spesifik defens mekanizması 1.- Non-Spesifik Savunma Mekanizması: Organizmanın fiziksel, kimyasal, hormonal, hucresel ve humoral savunma faktorleri nonspesifik defens faktorleri olup balıkların hastalıklara karşı dayanıklı olmasını temin ederler. Balıklarda deri ve solungacta bulunan epitel doku, endotel doku normal olarak dışarıdan gelen etkenin organları icine girmesini engeller. Mukus: Balıkların vucudu mukus tabakası ile cevrilmiştir. Mukus tabakasının uretim deri, solungaclar ve gastro-intestinal mukozadaki kadeh hucreleri tarafından yapılmaktadır. Mukusta, lizozim, C reaktif protein ve spesifik antikorlar vardır. Mukus epidermisteki kadeh hucreleri tarafından salgılanır ve salgılar deriye acıklıklarından ulaşır. Mukus; N-asetil neuraminik asit ve N-glikol neuraminik asit yapısında olup notralizan, bakterisidal ve fungisidal etkenleri vardır. Mukus en cok balığın baş kısmında en azda yuzgeclerden salgılanır. Bu durum bize neden bircok enfeksiyonun (mukuza bakterileri enfeksiyonları) ve toksik madde (Amonyak=NH3) etkisinin kuyrukta en cok tahribat yaptığını ve buradan başladığını gosterir. Vucutta uretilen mukus endokrin sistemin kontrolundedir. Miktarı cevre şartları ve değişik şartlarda artabilir. Eğer mukus uretimi aşırı derecede ise suda toksik maddelerin bulunduğu ve uzun sure etkide bulunduğunun gostergesidir. Yuksek pH bunun nedenidir. Mukus hucreleri aşırı calıştığı zaman mukus salgılanması artar ve en sonunda mukus hucresi salgıları tukenir. Boylece deri ve solungac yuzgecleri mukussuz hale gelir. Bu nedenle dış etkenler ve enfeksiyon etkenleri korumasız yuzeyden vucuda girerler. Balıklarda deri ve yuzgecteki yaralar cabuk iyileşir. Ancak genel kural olarak kanlanmanın az olduğu dokularda iyileşme yavaş, kanlanmanın cok olduğu dokularda iyileşme hızlıdır. Su sıcaklığının artması iyileşmeyi cabuklaştırır. Pullar konnektif yapıya uzanır ve patojen etkenler pulsuz bolgeden vucuda kolayca girerek yangı (inflamation) ve yuzey enfeksiyonlarına neden olur. Eğer balıkta mukus tamamen kaybolmuşsa iki durumdan şuphe edilir: ya balık aşırı bir parazit enfeksiyonuna yakalanmıştır ve uzun sure deriyi irrite etmiştir veya balığa CuSO4 (dezenfektan) banyosu yaptırılmıştır. Epidermis: Mukus katmanının altındaki tabaka olup squamatoz hucrelerden meydana gelmiştir. En ust sırada memelilerin aksine kornifiye hucreleri yoktur. Squamatoz hucrelerin hemen altında fusiform hucreler ve bununda altında balon yada kadeh şeklinde mukus salgılayan golbet hucreleri yer alır. Bunun altında ise yani ucuncu katmanda columnar hucreler bulunur ki bunlar bazal membran uzerine oturtulmuşlardır. Balıklarda mevcut epidermis hucreleri mitoz ile coğalırlar.ayrıca epidermiste goc eden mibrator (yangı yerine goc eden) hucreleride bulunur. Balığın derisi sert olup su kaybına ve aynı zamanda enfeksiyon etkilerinin hucrelere girişini engeller. Dermis: Bazal membran altında fibroz konnektif doku olup melanositleri (renk pigmenti) icerir. Bu kısımda kapiller kan damarları da bulunup, homural savunma soz konusudur. İnflamation (yangı): Bir yerde yara meydana geldiğinde veya patojen bir etken olduğunda dokunun bir tepkisi olarak yara oluşan bolgede inflamatik bir reaksiyon meydana gelir. Kısaca yangı reaksiyonu enfekte bolgeye makrofajlar ve granulositlerin inflitrasyonu ile bolge etrafında koruyucu bir duvarın oluştuğu lokal bir reaksiyondur. Yangı’nın klasik nedenleri rubor (kızarıklık), kalor (yanma), tumor (şişlik), dolor (ağrı)’dır. Deri pulları enfeksiyonlar icin sabit ve hareketsiz engellerdir. Yangı ise dinamik bir pocess (işlem) olup vucuda meydana gelen hasarın tamirine yonelik olaylar zinciridir ve bir alarm sistemidir. Dokuda bir yaralanma olduğunda fibrinojen ve diğer pıhtılaşma faktorleri fibrin şekillenmesini sağlayarak hem vucudun sıvı elektrolit kaybını onler hem de giren etkenlerin veya yabancı materyalin tutulmasını sağlar. Yangı bolgesine lenfositlerin etkisiyle polimorph-nukleer leucositler gelir. Tahrip olan hucrelerden histamin 5-hidroksi triptamin gibi farmako-dinamik aktif ajanlar salgılanır. Vazo aktif olan bu aminler vazo-dilitasyona (damar genişlemesi) neden olur, bu nedenle bolgeye daha fazla kan gelir ve meydana gelen hasarın tamiri hızlandırılmaya calışılır. Gokkuşağı alasına terebentin enjekte edildiğinde lenfopeni ve trombopeni meydana getirir. Bolgedeki hypertrofik, cevre hucrelerinde şişme ve o bolgede hemen bir yangı şekillendiği, kızarıklıkların olduğu dermisteki kapiller damarların gozle gorulecek kadar belirginleştiği gorulmuştur. Buna ilaveten aynı maddenin Japon balıkları derisinde kararmaya da neden olduğu tespit edilmiştir. Bu kararma muhtemelen melanositlerin aktivasyonlarından meydana gelir. 2.- Spesifik Savunma Mekanizması: İcinde seluler, homural savunma yer alır. Spesifik savunma mekanizmaları icinde anterior bobrek, dalak ve timus yer alır. Anterior Bobrek: Balıklardaki bobreklerinin 1/3’luk kısmını on bobrekler oluşturur. Balık bobreğinin bu bolumu hematopoezisde yer alır , sekrektorik fonksiyonlarını yitirmiş ve bobreğin her iki kısmıda lenfo-myeloid doku hucrelerini icermektedir. Blast tarzda bircok indiferansiyel hucreye sahiptir. Bu hucreler mitoz ile farklılaşırlar veya etkin bir antijenik uyarı gelene kadar bekler ve boyle bir uyarı gelince fonksiyonel ozel hucrelere donuşur. Bobrekte melanin granulleri eritrositler, kucuk lenfositler, notrofiller, eusonofiller, basofiller, lokositler bulunur. Dalak: Notrofiller, gronolositler seri hucreleri ve eritrositlerin olgunlaşıp depolandığı bir organdır. Dalağın kırmızı pulpası eritrositlerce zengindir. Balıklarda dalağın kırmızı ve beyaz pulpası henuz kesin olarak ayrılmış değildir. Beyaz pulpada ise lenfosit hucreler daha fazla ve hakim durumdadır. Timus: Balıklarda timus ture gore değişmekle birlikte bilateral olarak operculum’un dorsal kommurasında subkutan (deri altı) olarak gelişmiştir. Timusun balıktaki gorevi lenfosit uyarımı ve spesifik antikor uretimidir