Hayır, hayır. Spam zamanlarından bahsetmiyorum "gecmiş" ifadesiyle

Bu fon muziğini acıp okumanız tavsiye edilir:
Oncelikle kısaca kendimden bahsedeyim. 24 yaşındayım, İngilizce oğretmeniyim ve aynı zamanda kitap cevirmenliği yapıyorum farklı yayınevlerine. Aynı zamanda yuksek lisans yapmaktayım. Garip bir hayat hikayem var. Ailemin ben daha cok kucukken yakacak bir odunu bile yokmuş, hep dedemler yardımcı olmuş. Daha sonra ise babam cok zengin oldu eline gecen fırsatları kullanarak. Fakat cıkılan irtifa bu kadar yuksek olunca, insan bir daha asla irtifa kaybetmeyeceğini duşunuyor. Babamın zengin olmasıyla birlikte zaman icerisinde bircok kotu olay peş peşe vuku bulmaya başladı. Annemi defalarca aldattı, her gece dovdu. Biz kardeşimle birlikte o zamanlar 11-12 yaşlarındaydık. Hic unutmayız, bir akşam babam elinde bıcakla anneme doğru koşuyordu ve biz her nasıl olduysa bunu engellemeyi başarmıştık kardeşimle. Birkac sene daha boyle gectiğinde babam evi terk etti, bir daha da gelmedi zaten. Biz evde uşurken o goruştuğu kişiyi yurtdışında ozel bir universitede okutuyordu.
Yaşım 14'tu. İlk defa o zaman Âşık oldum, acemi Âşığın hÂli gercekten icler acısı oluyor. Yaşıtlarıma gore daha olgundum, karşımdaki kişi hatayı yapan kişi olmuş olsa bile ben alttan alıyordum, her zaman kavgayı engellemek icin elimden geleni yapardım. Tabii bu acemiliğimden kaynaklıydı, dolayısıyla boyle bir ilişkide -ve tabii yaş 14 olunca iki tarafın da ergen olması hasebiyle- her zaman ezilen ben olmuştum. Konuşmadığımız zamanlarda resmen aklımı kacırıyordum. Fakat aradan bir sene gectikten sonra ben boyle olmayacağına kanaat getirip ayrıldım ve o ilişkiyi bir daha gundeme getirmeme niyetiyle sonlandırdım. Burada herhangi bir sorun yok. Buna dair bir uzuntum de yok.
Yaşım 15 olmuştu. Lisedeydim. Arkadaşlarım olgun, kendini bilen ve suclu olduğu zaman sucunu bilen ve bunu telafi etmeye calışan bir kişiyi aradığımı biliyordu. Uzun zamandır beni takip eden bir kız varmış, onunla bir konuşup en azından şansımı denememi istediler. Her şey de boyle başladı zaten. 3-4 ay boyunca pek ısınamasam da, sonrasında birden ona ne kadar bağlandığımı fark ettim. Bunun bircok muhtemel nedeni olabilir. O zamanlar cevrem cok kotuydu, torbacı arkadaşlarım falan vardı. Ben de yaşadıklarımı kendime bahane ederek kendimi kandırıyor ve alkol, esrar kullanıyordum. Bu yeni tanıştığım kız ise bana surekli destek oluyordu ve bu zehirleri kullanmama engel olmak istiyordu, ki işe de yaradı. Ben bir sure sonra tum kotu alışkanlıklarımı bir kenara attım, o cevreyle olan tum ilişkimi aniden kestim. Artık yaşadıklarımla, kendimle barışmalıydım ve oyle de oldu kendisinin destekleri sayesinde. Aynı lisedeydik ve her gun birlikteydik. Ailemizden cok birbirimizi gorur ve konuşurduk. Lise bitene kadar boyle devam ettik, yaklaşık olarak 3.5 yıl gibi bir suredir birlikteydik. Bu sure zarfında binlerce fotoğrafımız, anımız, tecrubemiz oldu. Ona her baktığımda gozerimin parıldadığını hissederdim. Her elini tuttuğumda icim ilk seferki gibi bir hoş olurdu. Sesi beni buyulerdi. Guzelliği beni oyle meczup yapardı ki, yanındayken bile deliler gibi ozlerdim.
Yaş 19. Universiteye başladık ve farklı şehirlerdeydik. Ben sacma sapan bir bolum okumak ve işsiz kalmak istemedim, dolayısıyla ileride bana iş garantisi sağlayacak bir bolumu sectim ve İstanbul'a gidemedim. Puanım yetmedi. Ama o, sevdiği alana gitti -ki ailesi zengindi, işsizlik gibi bir derdi yoktu- ve tercihini de ben yapmıştım: İstanbul. Ben ise Edirne'deydim. "Nasıl olsa yakın, 2 saate buluşuruz," derdik. Fakat tum kırılma anı da burada başladı. Yıldonumumuz icin ben bircok surpriz hazırlamış, uzunca şeyler yazmıştım fakat o, yıldonumunu bile hatırlamamıştı. Bu beni cok kırmıştı fakat yine de husn-i zan'da bulunup "olabilir, insanlık hÂli. yeni bir hayata alışmaya calışıyoruz, o kargaşada unutulabilir," diye duşundum. Fakat asıl problem şuydu ki bunu telafi etmek icin hicbir şey yapmıyordu ve sanki o tarihi unutan benmişim gibi davranıyordu. Lisedeyken zaman zaman ayrılıp tekrar barışıyorduk. Hatta 6-7 ay sonra barışmışlığımız bile var. Ben de o an cok sinirlendim ve ayrıldım, birkac hafta sonra hatasını anlar ve gonlumu alır nasılsa diye duşundum. Yanıldım. Ben de gurur yaptım ve hic mesaj atmadım, o da bana atmadı. Ama ben onun hesaplarını fake hesaptan takip ediyordum, buna engel olamıyordum cunku onu cok ozluyordum. Bir gun instagram'dan bir hikaye attı ve yanında erkek vardı. Daha sonra arkadaşlarına mesaj attım ve sevgilisi olduğunu oğrendim. O an yıkıldım. Haftalarca yemek yiyemedim, her lokmamda kusacak gibi oluyordum. Bunu haketmemiştim ama ayrılmıştık nasıl olsa, bir şey diyemezdim. Yaşım 20 idi. Şimdi 24. Hala birlikteler sanırım, muhtemelen de evlenecekler. Ben bunu yaşadıktan sonra acizce şeyler yaptım. Onlarca kişiyle goruştum, cok iyi kızlardan ciddi olduklarına dair birliktelik teklifleri aldım. Gercekten flort ettiğim, konuştuğum kişi sayısını hatırlamıyorum bile. Bazılarının isimlerini bile hatırlamıyorum. 3 yıl boyunca cok insanla tanıştım, goruştum, flort ettim fakat hicbirisine ısınamadım. Sevemedim. Civi civiyi sokmedi. Sanırım ben 4 yıl beraber olduğum kişiyi değil de o ilişkideki masumiyeti ozluyorum. Hem de cok ozluyorum. HÂl ozluyorum. 4 yıldır ozluyorum. Gecmiyor gonul yaram. Ruyalarıma giriyor, başkasına bir şeyler hissedemiyorum. Bunu 4 yıl boyunca aynı sırada oturup, sevdiğimin en sevdiği şehir olan İstanbul'u adım adım gezmelerini ve her metresinde anılarının olmasını duşunup kendimi daha da uzuyorum. Halbuki şu an yuksek lisans yaptığım alanda yaşıtlarıma gore cok iyi bir yerdeyim ve cok ciddi calışmalarım, emeğim var bu alana dair. Ve bunu gece gunduz calışarak yaptım. Yaşıtlarımın bana kıskanarak baktığını hissedebiliyorum ve kızların ilgi odağında olduğumu da. En kotusu de bir daha hic birlikte olamayacağız, bunu biliyorum. Lutfen "insanlar neler yaşıyor, aclıktan oluyor, senin derdin bu mu?" gibi tepkiler vermeyin arkadaşlar. İnanın bana soğukta da yattım, gunde bir lokma bulamadığım bile oldu. İnsanlığa hizmet Allah ile kul arasındadır, biz başkasının ne yaşadığını veya ne yardımlarda bulunduğunu asla bilemeyiz. O yuzden bu tur şeyler yazmayalım lutfen.
Elbette forumun yaş ortalamasının altında bir yaşa sahibim. Belki bu acığımı yaşadığım imtihan ile kapatırım, kim bilir fakat her ne kadar bunu soylemek ironik olsa da, insan buyudukce daha cok katılaşıyor. Ekmek kavgası gunden gune artıyor. Artık tek derdin okula gidip akşamında arkadaşlarınla cekirdek kola yapmak olmuyor. Hatta arkadaşın bile kalmıyor, nasıl olsun? Hepsi ekmek peşinde. Akşam eve donduğunde de dinlenip, yatıyor. Artık cocuk olmadığını her an idrak ediyorsun ve cocukluğunu, o masumiyeti ve diğerkÂmlığı ozluyorsun. Sevginin en saf hali sadece anılarda sana tezahur ediyor. Oyle ki artık her şey yapay geliyor. Uzuntuler, sevgiler, mutluluklar. Bunun teknolojiden ekonomik / kuresel olaylara kadar bircok etkisi olabilir, buna girmiyorum. Fakat her birimiz artık tek duze bir insan olduk, hepimiz birbirimizin kopyası olduk. Otekileştik, benliğimize yabancılaştık. İşte ben o masum sevgiyi ozluyorum, kendimi ozluyorum. Duygusuz, gamsız ve her şeye goğus germeye calışan biri olmak bana ağır geliyor. Sevdiğim kişiyle birlikte olsaydım 8 yıllık bir birlikteliğimiz olacaktı, belki de evlenmiş olacaktık. Elbette bunları kuruntu yapıp kendimi salmıyorum, akademik calışmalarıma hic olmadığı kadar yoğun bir şekilde devam ediyorum ama gonlumun burukluğunu yer yer hissediyorum.
Buraya kadar okuyan olduysa, teşekkur ederim. Okumayanlara da teşekkur ederim zira hak veriyorum, boylesi bir yazının yeri burası değil ve herkesin vakti değerli. Ben aslında bunları kendime yazdım, başkasının okuması veya okumaması benim icin muhim değil. Sadece icimi doktum serbest cağrışımlarla. En azından hatıralarımı bir kez daha canlandırmış oldum ve yaşanılanların, anıların hafızamda her dem taze olduğunun avuntusuyla mesajımı burada bitiriyorum. İyi forumlar
