Mutluluk yolculuğunun değerli yolcuları, mutlu olmak varken, mutsuz olmak?!
Şimdi soruyoruz size: Kendinize yazık etmiyor musunuz? Butun mutsuzlara ve en kotusu mutsuzluklarını başkalarının arkasında arayanlara...
MUTSUZ OLMANIZIN SEBEBİ BAŞKALARI DEĞİLDİR. Boşuna onları suclamaya calışmayın.
-Bana eşim kotu davrandığı icin mutsuzum.
-Cocuğum kotu davrandığı icin mutsuzum.
-Oğretmenimle aram yok, amirimle aram yok, memurumla anlaşamıyorum... vs.
Bunların hepsi fasa fiso. Hepsi palavra.
Mutsuzluğunuzun arkasında sadece siz varsınız,sevgili insanlar,başka hic kimse yok.
Evvela Allah'ın şu kanununu hic unutmayacaksınız: Birleşik kaplar kanunu. Siz etrafınızdaki insanlara ne verirseniz, aynı oranda oradan size o mutlaka geri donecektir. Sizden fizik olarak veya fizik otesi olarak, maddî olarak veya manevî olarak ne cıkarsa, onlara ne ulaşırsa oradan size aynen geri doner.Kim mutsuzsa, başkalarını mutsuz etmesinin bedelini oder. Unutmayın! Etrafınızdaki insanlar size kotu davranıyorsa, siz onlara kotu davrandığınız icindir. Ne olur işlemi zannettiğiniz yerden başlatmasanız da biraz daha evvele alsanız...
-Onlar bana kotu davrandıkları icin, ben onlara kotu davranıyorum, yerine:
-Ben muhakkak ki; onlara kotu davranmışımdır ki; onlara olmasa bile başkasına kotu davranmışımdır ki; falandan feşmekandan bana boyle kotu sonuclar ulaşıyor, diye duşunmeye başladığınız anda ayaklarınız suya erer. Hakikati yakalamışsınızdır, hakikat orada.
Ama diyelim ki bu uzak bir olay, daimî zikre kolay kolay varamazsınız. Gercekten kolay kolay varamazsınız, tamam. Ama başka bir yolu daha var. Madem ki Allah'ın birleşik kaplar usulu duruma hakim: Siz topluma ne veriyorsanız ondan sadece o donecek size. Oyleyse top sizde. Topu pozitif olarak kullanın, atın. Ne yapacaksınız? Herkese en guzel davranışlarda bulunacaksınız. Onlar ne yapacaklar? Onlar size en kotu davranışlarda bulunacaklar, diye mi duşunuyorsunuz. Bir deneyin bakalım oyle mi olacak. Siz ne zaman akıllıca davranırsanız, topluma en guzelleri sunarsanız, toplumdan da en guzeller size geri doner.
Oyleyse başkalarını mutlu etmeyi ve biraz olsun başkalarını da duşunmeyi kendinize alışkanlık ettiğiniz gunden itibaren siz mutlu bir insan olacaksınız. Hayır, daimî zikrin falan sahibi değilsiniz. Belki ara sıra zikir yapıyorsunuz. J Topluma verdiğiniz şey mutluluk. Onlardan, kimden olursa olsun size geri donecek olan şey mutluluktur.
Etrafınızdaki butun insanların, kimler varsa şu anda etrafınızda sizinle beraber, onların yuzlerine birer birer bakın. Her birinin yuzu sizin icin bir aynadır, sizin onlara gosterdiğiniz davranış biciminin karşılığı.
Siz onlara hakaret mi ediyorsunuz, onlar size asık suratla bakacaklardır.
Siz onları seviyor musunuz? Onlar da sizi seveceklerdir.
Siz onlara her zaman en iyi davranışlarda mı bulunuyorsunuz? Onlar da size her zaman en iyi davranışlarda bulunacaklardır.
Oyleyse bu kadar kolay mutluluğunuz, bu kadar basit mutluluk yolculuğunun değerli yolcuları.
Oyleyse hayatınızı başkalarının size yaptığı yanlış davranışlara hasretmişseniz, "Falanca bana boyle davrandığı icin mutsuzum, feşmekan bana şoyle yaptığı icin mutsuzum, eğer o bana oyle yapmasaydı ben mutsuz olmayacaktım" diye duşunuyorsanız, cok buyuk bir yanlışın icindesiniz. Biliyor musunuz ne olurdu? O kişi size onu yapmasaydı, nefsinizdeki başka bir afet yine pik noktada olacaktı, en ust noktada olacaktı, yine uzulecektiniz. O da olmasaydı, ikinci sebep de olmasaydı, bir başka sebep sizin nefsinizde sizi uzebilecek olan bir hareketi mutlaka başlatacaktı. Acıktasınız. Ne zaman sıfırın altındaysanız, şu sıfır noktasının, acıksınız. Denklemin cozulmesi, aslında bu kadar kolay.
Ama bu kadar acık olarak gozuken bu sahneyi, asla goremezsiniz. Hep kendinizi haklı zannedersiniz. Hep başkaları haksızdır, hep siz haklısınız ama mutsuz olan da sizsiniz. Haklı olduğunuz icin mi mutsuz oldunuz acaba?
Siz, siz olun sakın mutsuzluğunuzun sebebini başkalarında aramayın. Eğer size birilerinin, eşinizin, cocuklarınızın, annenizin, babanızın, komşularınızın arkadaşlarınızın yanlış bir davranışı varsa, bunun arkasında onun nefsini değil, onun ruhunu arayın. Bunun arkasında kendinize ait olan nefsanî hatalarınızı arayın. Onun haklı sebeplerini, kendinizin haksız sebeplerini arayacaksınız. Aksini yaptığınız surece, bugune kadar oyle yapmadınız mı? Neden mutsuzsunuz oyleyse? Oyle yaptığınız icin mutsuzsunuz. Başkalarının haksızlık sebeplerini, kendinizin haklılık sebeplerini hep araştırdığınız icin.
Belki size kolay şeylerden bahsetmiyorum; ama bir insanın mutlu olması demek, ondan cevresindeki insanlara sadece pozitif olgular yayılması demek. Her insan bir aynadır. Eğer sizden cevrenize nur yayılıyorsa, cevrenizdeki insanlar da kısa bir zaman sonra size nuru yağdırmaya başlarlar. Eğer sizden cevrenize karanlıklar yayılıyorsa, nefsinizin olumsuz tabiî sonucları yayılıyorsa, o zaman cevrenizdeki insanlardan da size karanlıklar geri donecektir.
İnsanları sevin, Mutluluğun anahtarının başkalarını mutlu etmek olduğunu hayatınıza bir rehber edinin. Onun ışığı altında yaşayın. Siz hayatınız boyunca başkalarını mutlu eden bir insan olun, en cok mutlu olan insan olun...inşallah
MUTLU MU OLMAK İSTİYORSUNUZ? (Devamını Okuyun)
Hic kimse başkaları sebebiyle mutsuz olamaz. Kim mutsuzsa bilin ki o, hayatını başkaları icin harcamak istemeyen, başkalarından bir şeyler bekleyen bir insandır. Yoksa hanginiz başkalarına mutluluk vermek uzere harekete gecerseniz, o noktadan itibaren mutsuz olmanız mumkun değildir. Dikkat edin ki; sizi mutsuz kılacak olan şey, sizin başkalarının davranışlarından negatif etkilenmenizdir. Her şeyin en guzel olduğu bir dizaynda insan, "Rabbena, hep bana" diyorsa, nefsini on plana cıkarmak istiyorsa ve arkasından da mutsuz oluyorsa bu, eşyanın tabiatına son derece uygun bir sonuctur. O kişi, kendi mutluluğunun mimarı olmamıştır. O kişi, hep başkalarından bir şeyler bekler. Başkaları, kendisine iyi davranmadıkca mutsuz olan ve de mutsuzluğun arkasında hep başkalarını arayan biri var.
Oyleyse hep nefsiniz başka insanları hedef gosterir. "İşte ben mutsuzum ama falanca bana şoyle şoyle davrandığı icin. O kişi bana bir iyi davransa, ben derhal mutlu olacağım." Hep boyle duşunur insanlar. Aslında mutlu olamazlar. Mutlu olmaları ne yazık ki; mumkun değil. Hatayı kendinizde değil de hep başkalarında aradığınız muddetce, hep kendinizce haklı olduğunuzu duşunduğunuz surece.. Hep kendinize bakmak mecburiyetindesiniz. Her şeyin merkezinde sizler varsınız. Herkes kendi dunyasının sahibi, kainatının sahibidir. Herkes kendi Âleminin merkezindedir.
Allahû TealÂ'nın dizaynı, işte boyle bir dizayn.O hic kimsenin mutsuz olmasını istemez. Ama insanlar adeta "kor kor parmağım gozune" diyerek kendisine duşeni gercekleştirmezler ve ondan sonra da başkalarına bağlı olarak bir mutsuzluk mesajı verirler. Goruşleri odur ki; kendilerinde hic hata yoktur. Butun hatalar, etraflarındaki başka insanlara aittir ve başkaları yuzunden de onlar mutsuz olmaktadırlar. Aslında bu duruma baktığımız zaman şunu goruyoruz ki; hic kimse aslında kendisinin dışında başka bir mihraktan mutsuz olmaz.
Biz insanlar genellikle neden başkalarının bize kotu davrandığını anlayamayız. Bize gore hicbir kabahatimiz yoktur. Herkes hatalıdır ama biz asla hatalı değilizdir. Ve mutsuz olduğumuz zaman da, "Bizim hatalarımızdan kaynaklanan bir mutsuzluk değildir bu." diye duşunuruz. Herkes size kotu davranıyor. Eğer etrafınızdaki insanlar size kotu davranıyorsa, bunda hic mi sizin rolunuz yok? Hic kimse %100 haklı ve hic kimse %100 haksız değildir. Butun insanlar bir etkileşim alanı icindedirler. Karşılıklı munasebetlerinde devamlı bir etkileşim soz konusudur. Siz başkalarına nasıl davranıyorsanız, onlardan da o istikamette bir cevap alırsınız. Eğer kotu davranıyorsanız, onlar da size kotu cevap verecektir.
Bir insanın bir davranışından uzuntu duydunuz, etkilendiniz ve o kişiye iyi davranmamaya başladınız. Peki siz iyi davranmadığınız halde karşı taraf size iyi davranmak mecburiyetinde mi? Etrafınızdaki insanlara sert davranın, onlara hakaret edin, onların kalbini kırın, hatta duşuncesiz ve bencilce davranın, bunlara karşılık da karşınızdakinden sevgi,saygı,duşunce bekleyin.
Vermeden almak, sadece Allah'a mahsustur. Siz ise, bir insansınız. Oyleyse siz başkalarına mutluluk vereceksiniz ki, Allahû Teal da size mutluluk versin. Her şeyin bir karşılığı vardır. Eğer sizden etrafınıza nur yayılıyorsa, Allahû TealÂ, sizin nurunuzu artıracaktır. Etrafınıza nur yayılıyorsa, etrafınızdaki insanlardan da ikinci etapta size nur gelmeye başlayacaktır. Oyleyse butun insanlar, sadece bir kapı değildir, aynı zamanda insanlar bir aynadır. Sizin guzel davranışlarınız, onlarda bu guzel davranışın size dondurulmesi isteğini oluşturur. Sizin bir cirkin davranışınız, onlarda da size aynı istikamette bir davranış bicimi sergilemek arzusu doğurur. Ne zaman siz, başkalarına huzursuzluk veriyorsanız, o başkalarından da size mutlaka huzursuzluk geri doner, siz mutsuz olursunuz.
Bir insan duşunun. Etrafındaki herkesi her gun haşlıyor, ofkeleniyor, hicbir şeyi beğenmiyor, eleştiriyor, kalplerini kırıyor. Ondan sonra da onların her birisi de ona aynı şekilde davranıyor. Hem onların kalplerini kırdığı sure icerisinde o kişi mutsuz, hem de onlardan kendisine donen, onun kalbini kıracak vasıfta olan şeyler sebebiyle ikinci defa mutsuz.
Bir başka insan duşunun. Etrafındaki herkesle ayrı ayrı ilişkili, herkesi değerli bir insan olarak goruyor. Onun işaretlerini veriyor etrafındaki insanlara. Onları sevdiğinin, onları saydığının, onları mutlu etmeye calıştığının en guzel işaretlerini veriyor. Ve herkes onun butun davranışlarından hoşnut kalıyor. O insanların ona karşı davranışı ne olacak dersiniz? Onu uzecek davranışlar mı? Hayır, onlardan da ona geri donecek olan şey, davranışların en guzeli olacaktır. Etrafına mutluluk tohumları sacan bir insan onun meyvesini alacaktır. O tohumlar mutluluk meyvelerini verecektir. Etrafınızdaki herkes o acıdan bir tarladır. Sizin onlara verdiğiniz şey ısırgan otuysa, topraktan ısırgan otu cıkacak ve elinizi dalayacaktır. Ondan huzursuzluk duyacak olan sizsiniz. Ama eğer bir gul bahcesi vucuda getirmişseniz, guller kÂinattaki en guzel kokuyu sizin icin vereceklerdir.
Oyleyse her şey, bizim oyle bir davranış bicimi sergilememize bağlı ki, burada sadece kendimiz icin yaşamamak var. Etrafınızdaki insanların her birisi, sizin mutluluğunuzun bir vesilesidir, bir kapısıdır. Onlara ulaştırabileceğiniz mutluluk kadar siz mutlu olursunuz. Başkalarının size kotu davranması umurunuzda bile olmaz. Onları gormezsiniz bile, farkına bile varmazsınız. Yeter ki siz başka insanlara mutluluk vermeye calışın, mutluluğun sadece sizin değil,başkalarının da hakkı olduğunu duşunun.
Etrafınızda başkalarında olduğunu gorebilen insanlar! Mutluluğu sadece onlar yaşarlar. Cok mu zor? Başkalarına bir nebzecik mutluluk ulaştırmak cok mu zor bir şey? Etrafınızdaki insanlarla birazcık meşgul olsanız, onların gonlunu alsanız, hoşlanacakları birkac soz soyleseniz ve sizinle beraber oldukları zaman, onların mutluluğu yaşadığını gorseniz. Cok mu zor bir şey? Ama coğu kişi bunu yapmıyor maalesef. Başkalarına mutluluk vermeyi oğrenmedikce, sadece kendinizle ilgilendiğinizde ve vermeden her şeyi istediğinizde, mutluluğu yaşayamayız, hep hayatımızın bir parcası karanlık gececektir.
Arkasında sakın ha başkalarının hatalarını aramayın! Arkasında sadece siz varsınız. Oyleyse, guzellikleri yaşamak, mutlu olmak varken, yanlış bir dizaynı gercekleştirmek ve hem etrafımızdakileri, hem de kendimizi mutsuz kılmak niye?
Oyleyse her davranışınız, sadece iki tane sonuca yol acar: Ya sizi cevresine mutluluk ulaştıran bir insan huviyetine getirir, ya da cevresine mutsuzluk-huzursuzluk ulaştıran bir insan. Butun davranışlarınız, karşınızdaki tarafından sadece iki şekilde yorumlanabilir: Siz onlara mutluluk veren bir insansınız, huzur veriyorsunuz; birinci alternatif. Siz onlara mutsuzluk veren bir insansınız, onları huzursuz ediyorsunuz; ikinci alternatif. Birinci alternatif gecerli ise, siz onlara o mutluluğu ulaştırdığınız icin zaten kendiniz mutlusunuz. Yetmez, o kişinin de size karşı davranışı size mutluluk vermek istikametinde oluşacaktır. Yaptığınız hizmetin karşılığını, Allah'tan mutluluk olarak aldıktan başka, o kişiden de size mutluluk ruzgarlarının esmesini sağlamış olursunuz.
Cevrenizde hep en guzel davranışları sergileyen bir insan olmaya calışmak?. İnsanlar sizi gordukleri zaman yuzleri gulmeli; "Hah, geliyor!" demeliler. "Bir guzellik sergileyecek, gene bizi mutlu edecek olan birkac soz, birkac kelime soyleyecek yine." diye duşunecekler. Ve onlar da sizi nasıl mutlu edeceklerini duşunecekler. Size hangi guzellikleri ulaştıracakları konusunda bir yarışın icinde olacaklar.
Etrafınızdaki herkes bir değerdir. Onlara ait oldukları değeri vermeye calışın. Bir araya geldiğiniz zaman, hepiniz birbirinizle selÂmlaştınız mı? Hepiniz herkesin hatırını sordunuz mu? Bir duşunun. Dune gitmenizi istemiyorum, bir saat evvele donmenizi istemiyorum. Sadece bulunduğunuz yerde, o sure boyunca acaba başkaları, sizin icin bir değer ifade etti mi?
Bir insan başkalarına ne kadar mutluluk ulaştırabilirse, sadece o kadar mutludur. Oyleyse, Allah'ın bu kanununu unutmayın. İşte, goreceksiniz ki, ne kadar mutluluk dağıtıyorsanız, o kadar mutluluğun sahibisiniz. Oyleyse butun guzellikler sizler icin... Siz, başkalarına mutluluğu verdiğiniz zaman, onlardan size geri gelen şey, mutlaka gene size mutluluk verecek olan bir davranış bicimidir
Allahû Teal bu kainatı; butun insanlar icin yaratmış. Her vucuda getirdiği 24 saat, her yeni gun, yalnız sizin icin değil, hepiniz icin guzel doğuyor. 24 saatlik bir zaman parcası icinde, herkese mutluluk dağıtmak imkÂnının sahibisiniz. Yani, siz mutlu olmak imkÂnının sahibisiniz ve zannetmeyin ki; sizin elinizde bulunmayan şeyleri elde ettiğiniz gun başkalarını mutlu edeceksiniz. Hayır, hani duşunduğunuz "Benim hazinelerim olsa da, herkese dağıtsam, herkesi mutlu etsem." Hayır, bu bir hayal. Ona ulaşmak mecburiyetinde değilsiniz. Şu anda Allahû Teal size ne vermişse, size şu anda verdiği her şey, başkalarını mutlu etmek icin yeterli bir kaynak oluşturur. Başka insanların mutlaka parayla mı mutlu olacağını zannediyorsunuz?
Oyleyse okuduklarınızı bir duşunun bakalım. sorun kendi kendinize. Eğer her gece "ben bugun Allah icin ne yaptım, ben bugun kimi mutlu ettim" diye sorarsanız Allahû TealÂ'ya, bu vicdan muhasebesini yaptığınız zaman, "Falancaya da bu guzelliği ulaştırdım, feşmekana da şunu yaptım, onun da gonlunu aldım, ona bir hediye goturdum, falancaya şoyle bir yardım yaptım, feşmekanın şoyle bir problemi vardı onu cozdum, zor zamanında yanındaydım, manevi desteğim ise hep yanındaydı". Bunu diyebiliyor musunuz? Evetse...
Siz mutlu bir insansınız.
Eğer bu kadar acıklamaya rağmen, etrafınızda bulunan insanlara hicbir mutluluk ulaştıramıyorsanız kendinize yazık ettiniz demektir.
Oyleyse, işte mutluluk, burnunuzun dibinde. Hepiniz birbirinizin yanında oturuyorsunuz. Her biriniz, diğeri icin bir mutluluk vesilesisiniz. Birbirinize soyleyeceğiniz, şu anda soyleyeceğiniz bir guzel soz, bir cumle hepinizi en guzele ulaştıracaktır. Unutmayın ! Herkes Kendi Sectiği Mutluluğu Yaşar.
Herkes sizin icin bir mutluluk vesilesidir. Herkes mutluluğunuzun bir kapısıdır. Siz onlara butun guzelliklerle ulaşmaya calışın, onları mutlu etmeye calışın. O zaman en guzeli yaşayacağınıza gonulden inanıyorum.
Herkes Huzuru-Mutluluğu Yakalasın.İnşallah
Siz Hayatınız Boyunca Başkalarını Mutlu Eden Bir İnsan Olun,
En Cok Mutlu Olan İnsan Olun...
İnşallah.
Alıntı
Mutsuzluğunuzun sebebini başkalarında aramayın
Psikoloji, Ruh Sağlığı0 Mesaj
●1 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Psikoloji, Ruh Sağlığı
- Mutsuzluğunuzun sebebini başkalarında aramayın