'''bağnaz,gerceği elinde tuttuğunu sandığı icin direnir,diretir ve başkalarına da bu gerceği kabul ettirmek icin tum guclerini kullanır...oysa gercek ne senin elinde,ne benim elimde..gercek her zaman onumuzde,yani ileridedir'''

''yaratıcı aklın sentezi''adlı eser...
yaklaşık ıkı gundur bu tanımlama cınlayıp duruyor beynimin icinde..bu tanımlamaya gore bizler de birer bağnaz,hatta kara cahil olmuyor muyuz hayata karşı??akıp giden ve kendini surekli yenileyen hayata karşı??
bazen kendimizin bile olmayan bir suru gerceğe,ya da gercek saydığımız inanclara sarılmış,başkalarıını da bunlara inanmaya zorlayarak varoluşumuzu aklamaya calışmıyormuyuz??
kendimizi,şu inanılmaz yaşam nehrinin icine bırakacağımıza,yanımızdan gecen her varlığı tanımaya calışarak,icinde bulunduğumuz suyu her an hissederek yol alacağımıza,ve yaşamın farklı boyutları icin kendimizi hazırlayacağımıza kalkıp ''neden nehrin icindeyiz'' sorusuyla hayatımızı boşa harcıyoruz...oysa oyle değerli ki o zaman bizim icin....
hangi balık denizin icinde olduğu icin sorgular kendini?hangi kuş neden ucuyorum acaba diye kanatlar yaralarını?hangi cicek neden ucurumun kenarında bittim de,kralın bahcesinde acmadım diye soldurur renklerini?...bir tek biz,yaşamı olanca gucumuzle sorguluyor,kendimizi karartıyoruz..oysa yaşayabildiğimizin en iyisini yaşamaktır onemli olan.ustelik hicbir balığın,hicbir kuşun ve hicbir ciceğin değişime gucu yoktur..ama ya insan?insan isterse daha iyiye değişebilir her zaman..
neden' i değil nasıl'ı sorarsak kendimize ,ozlemini duyduğumuz o en iyi'lere ,en guzel'lere en kısa zamanda kavuşuruz diye duşunuyorum....
gerceğin durduğumuz yerde değil,daima bizden ilerde olduğunu farketmeniz dileğiyle
sevgiyle kalına.s.

elif bengu'den alıntıdır