Coğu insan benzerliklerin değil, farklılıkların on plana cıkarıldığı, anlaşmazlıkların kavga ve savaşla cozumlendiği bu dunyadan memnun.
Coğu insan, en guclunun kazandığı, coğunluğun doğruyu bildiğinin varsaydığı, rekabetin gerekli olduğu, kazanmanın en onemli olduğu, bu dunyadan memnun.
Boyle bir sistem, '' kaybedenler '' yaratıyor olsa da sizin icin onemli değil; siz '' kaybedenler arasında olmadıkca.
Coğu insan, boyle bir sistem, '' yanlış '' oldukları icin yargılanan insanları oldurse de, '' kaybedenleri '' aclığa ve evsizliğe mahkum etse de, '' guclu '' olmayanları somurse ve hapsetse de sistemden memnun.
Coğu insan kendilerinden farklı olan her şeyi '' yanlış '' olarak tanımlıyor. Dinsel farklılıklar başta olmak uzere sosyal, ekonomik ve kulturel farklılıklara anlayış gostermiyor.
'' aşağı '' sınıfın, '' yuksek '' sınıf tarafından somurulmesi, yuksek sınıfın kendilerini ovme ve somuruyu haklı gosterme cabalarıyla ortbas edilmeye calışılıyor. Kurbanların somuruden sonra cok daha iyi koşullarda olduğu on planda cıkarılıyor. Bu olcuyle, yuksek sınıf gercek eşitlik ve adalet ortamında tum insanlara nasıl davranılması gerektiğini gormezden geliyor. Cok daha kotu koşulları, az kotu hale getirerek, bu lutuftan! olağanustu kazanclar elde ettiklerini saklamaya calışıyor.
Coğu insan şu andaki sistemden farklı bir sistem onerene guluyor, rekabetin, olmemek icin oldurmenin gerekli olduğunu, galibin '' ganimete '' hak kazanmasının uygarlığı geliştirdiğini savunuyor.
Coğu insan, var olabilmek icin başka doğal bir yolun olmadığını, insanların boyle davranmasının insan doğasına uygun olduğunu duşunuyor. Başka bir yolun başarı icin gereken icguduyu! oldureceğini savunuyor. Bu insanlar '' neyin başarısı? '' sorusunu sormuyor.
Gercekten aydınlanmış varlıkların anlaması zor olsa da, gezegenimizde yaşayan coğu insan, bu felsefeye inanıyor. Bu nedenle, coğu insan acı ceken coğunluğun kızgınlığına, azınlıkların bastırılmasına, kendilerinin ve ailelerinin dışındaki insanların da var olma ihtiyaclarını doyuma ulaştırma gudulerine sahip olduklarına onem vermiyor.
Coğu insan, kendilerine YAŞAM veren gezegeni mahvettiklerinin farkında değil. Cunku gozleri, kendi yaşamlarını daha da rahat hale getirmek başka bir amacı goremiyor. Kısa vadeli kazancların, uzun vadeli kayıplar yaratacağını goremeyecek kadar miyoplar.
Coğu insan, grup bilincini bir tehdit olarak algılıyor. Toplumun iyiliği, tek dunya goruşu, Tanrı'nın tum yaradılışta var olduğu gibi kavramalar yerine, kendilerini butunden ayrı ve ustun olarak gormeyi tercih ediyor.
''Bir''leşmeye duyulan korku, ayrılığı, uyumsuzluğu, akort bozukluğunu yaratıyor. Ama kendi deneyimlerimizden ders cıkarmaktan bile korkuyoruz. Uyumsuz davranışlarımızı tekrar ediyor ve hep benzer sonucları yaşıyoruz.
Başkalarının acılarına kendi acılarımız kadar duyarlı olabilme konusundaki yeteneksizliğimiz, acının surmesine yol acıyor.
Ayrılık, umursamazlığı, sahte ustunluk duygusunu besler.
Birleşmek, anlayış, empati ve gercek eşitliği yaratır.
şu yaşadığımız hayata bir bakın
neler yapıyoruz neler yaşıyoruz biz boyle:1no2:
İhtiyacınız olan olayları değiştirmek değil, bilincinizi değiştirmektir
Psikoloji, Ruh Sağlığı0 Mesaj
●3 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Psikoloji, Ruh Sağlığı
- İhtiyacınız olan olayları değiştirmek değil, bilincinizi değiştirmektir