Otomobil ureticileri, farklı kitlelere ozel urettikleri her modeli bir oncekinden daha da iyi kılmak icin durmaksızın calışmaya devam ediyor. Bu bağlamda pist araclarının belirli şartlar icinde daha hızlı nasıl gidebilecekleri, arazi araclarının kullanıcılara daha ne gibi kolaylıklar sağlayabilecekleri gibi konular surekli araştırılıyor.
Ozellikle de milyonlarca dolar değerinde araclar ureten şirketlere baktığımızda garip gorunen yenilikler(?) bizleri karşılayabiliyor. Ozellikle de işlevsellik acısından nasıl cozumler getirdiği merak edilen bu garip yeniliklere son yıllarda ‘on camın kaldırılması ’ eklenmişti. McLaren ve Ferrari gibi markalarda gorduğumuz bu duruma gelin yakından bakalım.
Oncelikle biraz on camdan bahsedelim: Videoya goz atmak icin tıklayın Bizim on cam olarak isimlendirdiğimiz kısım, yurt dışında windshield olarak biliniyor. Bunun dilimizdeki karşılığı icin ruzgÂr bariyeri ya da ruzgÂr kalkanı diyebiliriz. On camın ilk işlevi bu, ruzgÂrı kesmek ve daha konforlu bir suruş deneyimi sunmak.
Bunun yanında kuşları, bocekleri ve muhtemelen en onemlisi diyebileceğimiz taşları da engelleyerek konforun yanında guven de sağlıyor.
Son olarak aracın aerodinamiğine katkı sağlayacak şekilde yerleştirilmiş olan, yani eğri durarak ruzgÂrın uzerinden gecip gitmesine imkÂn tanıyan bu camlar performansa bile katkı sağlıyor. Peki o zaman neden bazı araclarda bulunmuyorlar?
Aerodinamik, aerodinamik ve yine aerodinamik: Ferrari Monza, Aston Martin V12 Speedster ve McLaren Elva modelleri, bu icerik icin en uygun ornekler olacaktır. Bu bağlamda kotuden iyiye doğru giderek sınırları ve cozumleri goreceğiz.
Sıranın en altında Aston Martin V12 Speedster var: Top Gear 800 bin dolar gibi bir fiyattan satışa cıkan bu arac, savaş ucaklarından ilham alınarak tasarlanmıştı. Dışarıdan oldukca guzel gorunuyor olsa da “param olsa da vermem” diyeceğiniz birkac eksisi var.
Oncelikle aracı sokakta surmeniz yasak. Bu bağlamda sadece piste goturebiliyorsunuz. Ek olarak şirket, kullanım sırasında kask veya gozluk kullanımını tavsiye ediyor. Evet, motorlarda da buna alışığız, kask takıyoruz fakat yuz binlerce dolar verip aldığınız aracta buna yonelik bir muhendislik cozumunun olmaması kimileri icin uzucu olacaktır.
Yani bu aracta cam olmamasına karşın yuzunuze gelen havayı engelleyecek bir şey de bulunmuyor. 700 beygir gucunde bir motora sahip olan arac boyle olunca da bunu surmek, serbest dalış yapmaya eş değer gibi oluyor. Yani guzel gorunuyor, aşırı hızlı ve tarihi de var fakat bu icerik icin maalesef sınıfta kaldı.
Ferrari Monza ’da durum nasıl?
Ferrari, suruş konforunu biraz daha duşunerek muhendislerini buraya yoneltmiş. Bunun sonucunda birinin cıkıp “one cam mı koysak?” demesini beklerdik ama bunun yerine farklı bir cozum bulundu. Bu cozum ise dikey olarak oluşan bir ruzgÂr bariyeri ortaya koymak oldu.
Bu bariyerin ortaya cıkması icin oncelikle aracın hareket hÂlinde olması ve hava girişlerinden surekli havanın gecmesi gerekiyor. Surucunun onunde bulunan panelin arkasında gorduğunuz kısımdan hava giriyor ve yukarıya doğru hareket ederek surucu icin sakin bir alan oluşturuyor.

Elbette bu, Speedster ’ın sunduğu deneyimden iyi olacaktır fakat yine de tam olarak rahat denilebilecek bir suruş deneyimi sunulmuş değil. Ayrıca bu aracın pist dışında da bazı yerlerde kullanılması mumkun. Sonuc olarak bu aracın da feda ettiğimiz on camı unutturamadığını gorduk.
Gelelim bu uclunun en iyisine: McLaren Elva
Elva modeli, on camla gelen bir pakete de sahip olduğu icin yollarda kullanılması yasaya aykırı değil. Fakat bunu başlıca sebep olarak gosteremeyiz. Cunku McLaren ’ın bu aracı gercekten kullanmaya değer kılan bir yeniliği bulunuyor. AAMS (Aktif Hava Kontrolu Sistemi) isimli yeniliğinde şirket, havanın yonunu manipule ederek iceride cam olmasa da onceki iki aractan daha konforlu bir suruş deneyimi sunuyor.
Bunu yapabilmesi icin de kaput kısmında gorunen ızgara, belirli bir hız limiti aşıldığında yukseliyor ve dikey hÂle geliyor. Ondeki ızgaradan giren hava buraya doğru ilerledikten sonra dikey kısımla karşılaşıyor ve tekrar aynı yere gitmesi engellendiği icin surucunun ustunden geriye doğru gidiyor. Bu bağlamda ufak caplı fakat oncekilerden daha etkili bir koruma sunuluyor. Ama unutmayın, belli bir hıza kadar o da devreye girmiyor.

Ek olarak bu araclardaki spoiler, on cam eksikliği yuzunden ortaya cıkan dengesizliği duzeltecek şekilde tasarlanıyor ve duruma gore belirli pozisyonlarda oluyor.
Bu videoda işleyiş şeklini daha rahat gorebilirsiniz: Bu araclar ne kadar kullanışlı? Bu aracların guzel gorunduğu ve yuksek hızlara ulaşıp keyifli bir deneyim sunduğu su goturmez bir gercek. Fakat gundelik kullanım icin hicbir zaman tavsiye edilmediler. Ustu ve onu surekli acık olan bir araba fikrine uzak değiliz elbette fakat bu araclar daha cok garajlarda eşsiz birer parca olmak uzere uretiliyor.
Bunun yanında bunlarla denenmiş olan fikirlerin de farklı yeniliklerin onunu acması hedefleniyor. Orneğin yağmur altında bu arabalarla kalmayı kimse istemeyecektir. Koltuk ve konsol malzemeleri her ne kadar 4 mevsime dayanıklı yapılsa da bizlerin oyle olmadığı bir gercek. Zaten sınırlı uretim olan bu aracların sahipleri de bunlara bel bağlamış değiller.
Sonuc olarak bu aracların gundelik kullanımı derinden etkileyecek bir yanı olmadığını soyleyebiliriz. İleride ruzgar ve taş korumasına yonelik daha etkili cozumlerle ortaya cıktıklarında duşuk segment aracları bile etkileyebilirler fakat şimdilik bu durum uzak gibi gorunuyor. Duşuncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: Hackaday, Ferrari, Aston Martin, McLaren, Science ABC