Hayatınızı zehir eden ilginc takıntılar



'Terlikler neden ters durdu?', ‘Ocağı acık mı kaldı?', gibi şeyleri duşunuyor ve sacma olduğu halde tekrarlıyorsanız ‘takıntı" hastalığına yakalanmış olabilirsiniz. İşte o takıntılar:





'Elimi kapıya surdum mikrop kapar mıyım?', 'Ya sevdiklerime bir şey olursa', ‘Ocağı acık unutmuş olabilir miyim?', 'Bu hareketi 100 kere yapmazsam işlerim ters gider mi' gibi duşunceler aklınıza geliyor ve sacma olduğunu bildiğiniz halde surekli tekrarlıyorsanız, ‘takıntı" hastalığına yakalanmış olabilirsiniz...

Siz de onlardan mısınız? Hani kapıyı kilitledikten sonra tekrar acıp, ocağı, fişleri, lambaları kontrol edenlerden. Yani "takıntılılardan"... Dert etmeyin yalnız değilsiniz. Uzman Psikiyatrist Dr. Yasemen Işık Taner'e gore, halk arasında ‘takıntı" olarak bilinen ‘Obsesif Kompulsif" hastalığı ulkemizde cok yaygın. Takıntılar erken donemde tedavi edilmezse kişinin tum yaşamını etkiliyor.

NE ZAMAN BAŞLIYOR?

Genellikle ergenliğin ilk yıllarında ama cocuklukta da başlayabiliyor. Hastaların ucte ikisinde belirtiler 25 yaşından once başlıyor.% 15'ten azında da 35 yaş sonrası. Başlangıc yaşı erkeklerde ortalama 19, kadınlarda 22. Kalıtımın rolu var mı? Var. Hastaların birinci derece yakınlarında % 35 oranında benzer bir rahatsızlığa rastlanabiliyor. Tedavi edilmediğinde başka bir hastalığa donuşmuyor ama kişinin tum hayatını etkiliyor; kişinin arkadaş, iş, aile ilişkileri zarar goruyor. Erken tedavi şart.

STRESİN DE ETKİSİ VAR

Araştırmalarda hastalığın aniden başladığını gosteriyor. % 50-70 hastada yakınmalar gebelik, ev değiştirme, cinsel sorun, yakın bir akrabanın kaybı gibi stresli olaylar sonrasında başlıyor. Zaman zaman artıp, azalmalar seklinde dalgalanmalar da gosteriyor. Alevlenmelerde stresin de etkisi var.

KAC SAAT TAKILIYORSUNUZ?

Dr. Taner'e gore takıntıların hastalık sınıfına girmesi icin 'takıntılara' gunde en az 1 saat ayrılması gerekiyor. Takıntı hastalığı, beyin kimyasındaki bir bozukluktan kaynaklanıyor. Peki kimler daha riskli? Dr. Taner aktarıyor: "Sorumluluk duygusu yuksek olan, cabuk endişeye kapılan, gergin, karamsar, ice donuk, mukemmeliyetci, ayrıntıcı kişilik yapısına sahip insanlar hastalığa daha yatkın." Hastalıkta cevre faktoru de var. Cocuklarını cok sık eleştiren, suclayan, onlardan kusursuz olmalarını isteyen ya da ayıp ve gunah gibi kavramları abartılı bicimde aşılayan ailelerde takıntı hastalığına sık rastlanıyor.

ORTAK OLMAYIN

Takıntı ergenlik doneminde, kız-erkek ilişkisinde daha yoğun olarak goruluyor. Uygulanan tedavi yontemleri kadar, aile bireylerinin de sorunu nasıl ele aldığı da cok onemli. ‘Orneğin, anne, her tuvalete girdiğinde ic camaşırını cope atan ve yenisini giyen cocuğa karşı cıkmıyor ve isteğini yapmasına izin veriyorsa hastalığa ortak oluyor demektir. Bu gibi durumlarda bir uzmana danışmalı" diyor.

Dr. Taner, kişinin isteği dışında aklına gelen, sıkıntı ve rahatsızlık veren, sacma olduğunu bildiği halde akıldan atılamayan ve yinelenerek surekli hale gelen duşuncelerin ‘obsesyonlar", bu duşunceleri yok etme cabasıyla gercekleştirilen davranışların ise ‘Kompulsiyonlar" olarak adlandırıldığını vurguluyor.

İşte takıldığımız "şey"ler:

İlk sırada temizlik var. Kontrol etme, sayma takıntısı da cok yaygın. Kirlenme ile ilgili takıntılarda, kişi bulunduğu ortamdaki kan, idrar, tukuruk, ter ya da mikrop bulaşacağı şuphesi icine giriyor ve ‘Elimi buraya surdum ben hasta olur muyum", ‘Kapıya dokundum bana bir mikrop gecmiş midir", ‘Birinin girdiği tuvalete girdim bir şey olur mu?" gibi sorularla zihnini meşgul ediyor.

DETERJANLA YIKANANLAR VAR

Temizlik takıntısı olanlar mikrop bulaşmasın diye sık sık ellerini yıkıyor, abartıp vucudunu deterjanla yıkayanlar da var. Her gun temizlik yapanlar, herkesi kendi kurallarına uymaya zorlayanlar, ibadetlerini tam olmuyor veya yanlış yapılıyor diyerek tekrar tekrar yapanlar, belli yerlere basmadan yurumeye calışanlar, yakınlarının veya kendisinin başına kotu bir şey geleceğini duşunup, ilgisiz şeyler yapanlar da mesela; terlikler duz durmazsa eşinin oleceğine takılanlar, kapıdan dışarı cıkmadan 7 kez duvara dokunmazsa evde terslik olacağına inananlar da. Bir şeyi yapıp yapmadığını, olup olmadığını defalarca başkasına soranlar da.