Guven insanın asil bir vasfı.Guveni secebilmek, ayırt edebilmek icin insanı secmek gerekiyor.Eğer diyologlarımız insan olmayı anlamamış, basit ,fasit bir dairede hareket eden kişiliksiz bir cercevede oluşuyorsa bu guven kavramına dair yanlış bakış acısı oluşturmamızı sağlıyacaktır.Ve bu da bizi ‘kimseye guvenim kalmadı’,’ artık guvenmiyorum’ naralarını soylettirecektir.Eğer her gelen duyarlılığı/etkiyi kendi bunyemize alırsak icimizi bir copluğe cevirmiş oluruz .Bu copler birike birike bir gun basınc yapar ve bunyemize zarar verir.Algılamamıza muhatap olan her etkiyi; etkin/aktif hale getirmemeliyiz.Bu doğrultuda kendimize bir ‘Guvenlik Duvarı’ oluşturmalıyız.Kendi bunyemizde oluşturduğumuz guvenlik duvarımız ,gereksiz/değersiz etkileri değerlendirmeye alarak değersizleşmemize/basitleşmemize izin vermemeli.

Tanıma ile Guveni karıştırmamak gerekiyor.İlişkilerde oncelikli sıra tanıma sonra guvendir.Tanıma ozveriyi, cabayı ve sabrı gerektirir.Guvenmiyorum dediğimiz zaman ben tanıdım guvene layık değil demiş oluyoruz.Ama hicbir caba sarfetmeden guvenmiyorum dediğimiz zaman aslında bende guven/vermeye layık değilim demiş oluyoruz.


Yanlızlık bilincli bir tercih olabilir.Bu anlaşılabilir.Ama ben kimse ile anlaşamıyorum, uyuşamıyorum demek aslında muhataplarımızın da kendimiz gibi olmasını istemek demektir.Yani benim gibi değiller bundan dolayı yanlızım demektir bu.Allah her insan tekini ozel yaratmıştır.Her insan ayrı bir dunyadır-okunması gereken-.Her insan tekine ait bu ozel yaratılıştan dolayıdır ki insan ilişkilerinde ‘bire bir’ uyuşma yoktur diye duşunuyorum.Elbette bu oznellikten doğan farklılıklar olacaktır.Zaten paylaşmakta bu farklılıkları insani potada eritip sevmek,sev’ebilmek’ değil midir?​