Sadece icimi dokmek istiyorum.
Annem vefat edeli tam bir sene oldu. İnsanın kendisini dunyaya getiren kadını elleriyle toprağa vermesi o kadar ağır ki bunu size anlatamam. O beni doğurdu ama ben mezarda bırakıp gittim onu. Kendimi gaddar, acımasız ve dunyanın en kotu insanı olarak goruyorum şu an.
Mukemmel bir anne kız ilişkimiz vardı da zannetmeyin. Maalesef annesi hayattayken annesizligi dibine kadar yaşamış bir kız cocuğuydum.
Anne ilgilenmeyince onune gelen herkes beni terbiye etme hakkı buldu kendinde. "Annesi ilgilenmiyor nasilsa" deyip herkes hayatımın icine etti. Oz babam bile. Bu durumdan şikayet ettiğim zaman en yakin akrabalarım " hÂline şukret, başında anne olmamasına rağmen,yatacak yerin var, karnın doyuyor ya, seni yetiştirme yurduna vermedikleri icin şukret " dedi.



Yani annem ilgilenmediği icin babamın bile karnımı doyurması, bana bakması bir lutufmus. Annesi olan cocukların istediği şeyleri istemeye hakkım yokmuş. O yuzden hep kızdım anneme. Her fırsatta bunları dile getirdim. Cok saygısızlık ettim. Ben de anne oldum ama iyice kızdım anneme. Anne olunca anlamadım yani. Yaşadıklarımdan cok aslında yasayamadiklarima kızdım.
Ama pesin hukumlu olmak yerine anlamaya calışsaydım keşke. Dinleseydim en azından. Ya da dinlemesem bile saygısızlık etmeseydim. O konuşunca dinliyormuş gibi yapıp "hı hı, tamam, cok halısın " falan deseydim.
Buna rağmen annemin olebileceğini hic duşunmedim. Ama aklima gelmeyen başıma geldi. Bir gece yarısı telefon caldı ve telefondaki ses "annen oldu " dedi.



Yola cıktım ama o yol bir turlu bitmedi. Sonunda gercekle yuzleştim. Beni gormek istememiş demek ki.



Hayattaki her şey yalan tek gercek olum.
Bu gercekle yuzleşmeden once ozellikle annenize, babanıza, kardeşinize, eşinize dostunuza olan kirginlikliklarinizi unutmaya calışın. Belki onlar duzelmeyecek ama siz vicdanen rahat olursunuz.