Merhaba. Size belki de cok farklı gelecek bir sorunumu anlatacağım. Yıllar once, universitedeyken, pekcok kızın başına geldiği gibi, ben de bir hocama aşık oldum. Tabii ki hic belli etmedim hislerimi. Hatta o bana karşı cok fazla ilgili olmasına rağmen... Belki de bu ilgiydi beni aşık eden. Bana hediyeler aldı, kantinin ortasında ayağıma kadar getirip kahveler ikram etti, kantinin ortasında defalarca sarıldı bana ( yılın son gunleri veya somestr tatiline cıkacağımız zamanları bahane ederek yapıyordu bunu) ama kimsenin olmadığı yerlerde de kolunu omzuma atıp oyle yanyana yurudu. Ben cok mutluydum. Genclik cahilliği diyeyim bunlara. Cunku o evliydi. Bu yuzden de, O'nun gosterdiği yakınlığa izin verme dışında birşey yapmadım. Bunun icinde suclu hissediyorum, o ayrı. Eşiyle mutsuz değildi ustelik. Bana eşinin fotoğraflarını falan da gosterince, ben dedim ki, " kesin ben yanlış anlıyorum. O beni bir oğrenci gibi goruyor." bu yuzden de yakınlık kurmasına izin verdim biraz. Ben sınırları aşmıyordum, O da beni masumane seviyordu, oğrenci gibi yani diye duşunuyordum. Tabii okul bitti mezun oldum. Ama mail atmaya devam ediyorum. Gayet resmi mailler. Hatır falan soruyorum. Ama deli gibi ozluyorum, hic belli etmiyorum hala. Mezun olduktan dort yıl sonra, hic haber alamaz oldum birden. O da cevap vermedi uzun sure maillerime. Ben tamamen umidi kestim. Aynı yıl, biri cıktı karşıma ve sevdiğim adamın evli olması, eşini sevdiğini duşunmem, beni tamamen unuttuğunu duşunmem yuzunden, yeni bir sayfa acmaya karar verdim ve O'nu tamamen unutmaya calıştım. Başardığımı da sanıyordum. Bir bucuk yıldır hic goruşmemiştik. Bitti artık diye duşundum. Kendimi sarstım ve artık evliliğe hazır olduğuma inandım. Evlendim. İki ay sonra, O'ndan bir mail aldım. Uzun suredir, hayatının cok kotu bir aşamada olmasından dolayı bana cevap yazamadığını, evliliğinin bittiğini yazıyordu. Beynimden vurulmuşa dondum. İc dunyam alt ust oldu sanki. Ama yine kendimi sınadım. Yine de şimdiki eşimle evlenmeyi secerdim diye gecirdim icimden. Telkin miydi yoksa gercek mi bilmiyorum bu hislerim. O'na da , evlendiğimi yazdım. Eşimle mutlu olduğumu... Bana cevap yazmadı, ortadan kayboldu yine. Facebook kullanıyordum ama O'nu hic aratmadım. Sonra tesadufen karşıma cıktı facete. Eklemedim. Durust olmak adına. Bu şekilde, beş yıl daha goruşmedik. Bu beş yıllık surecte, eşimle ne yazık ki, anlaşmazlıklarımız oldu. Surekli ayrılalım diyordu. Yetişme tarzımız farklıydı cunku. Vs. cok sorun yaşadık. O surekli ayrılalım deyince, en sonunda ben de pes ettim. Beş yılın sonunda, ayrılmak istiyorsa, kabul edeceğimi soyledim. Benim de gucum bitmişti. Tabii bu arada ben de oğretmen olmuştum okuldan sonra. Eşimle herşey bitince, facete, sevdiğim o hocamı ekledim ama hala kayıtsızım. O kadar notrum ki O'na karşı. Ben bile hayret ediyordum. Unutmuşum sandım. Ama telefonla konuşmaya başladık ve sesini duyunca, asla unutmamış olduğumu anladım. Butun dunyam O oldu birden. Hep O'nu duşunmeye başladım. Telefonda konuşurken, aşktan falan bahsediyordu bana. "Ben kolay acılamam, aşık olunca cok kotu halde oluyorum" vs. Bir gun telefonda, aşktan bahsederken, birden; " Seni seviyorum, sana aşığım!" cumlelerini soyledi birinin durumunu anlatırken. Ama oyle bir vurguyla soyledi ki, nasıl donup kaldım telefonda anlatamam. Sanki bana soyluyordu. Hatta bir gun, ben telefonu acınca, cok sık aradığımı ama neden boyle yaptığımı bilmediğimi soyledim. O da dedi ki, " Ben biliyorum. Sen de benim gibisin ama , bana itiraf edemiyorsun." Biraz kotu hissettim. itiraz ettim. "Ben oyle birşey soylemeyecektim" dedim. Başka bir gun, " karım gibisin" dedi bana. Telefon acılmayınca merak ediyorum diye. Bir başka sohbette, eski evliliklerden bahsederken : "benimle olsaydı, bazen kavga ederdik" dedi. Yine kal geldiği icin, neden diye bile soramadım. O kadar şaşırmıştım ki... Sonra bir gun tartıştık. Telefonu acmaması yuzunden. O bana kızdı, tepki gosterdiğim icin. Kustu. Yazdıklarımı okumaz oldu messengerda. Ben de gecmişteki aşkımın butun detaylarını yazmaya başladım. Okulda O'nu gorunce nasıl mutlu olduğumu, her dakikasını, her anını yazdım. Hatırladıklarıma o bile şaşırdı. Uzun zaman sonra barıştık. Ama oyle ki, ben artık aştım, iltifatlar yağdırıyorum. Acıkca anlaşılıyor aşık olduğum. Sonra bir gun pat diye fotoğraf gonderdi bana. Ardından da sordu, "sen bana aşık mıydın eskiden?"diye. Evet dedim ben de acıkca. Korkacak bir durum yok ya artık. Cevaben, "şimdi arac kullanmaya başlayacağım. Mecburum. Yarın konuşuruz eski sevgilim!" dedi. Ben mutluluktan ucuyorum tabii. Tam 15 yıl sonra, aşkımı itiraf etmişim. O da bana başına 'eski' sıfatını koysa da (oğrencilik yıllarıma gonderme yaparak) bana sevgilim demiş! Sacmaladım tabii hemen. Gece boyunca hep, bana soylediği kelimeyi duşunduğumu, cok mutlu olduğumu falan yazdım. Ertesi gun yine once ben yazdım. Pek oyle kendimi geriye cekmek aklıma gelmez benim. Sonra korktu O. Geri cekti kendini. Benim fazla abartılı tepkim yuzunden. Ama yazdıklarımı okuyor. Oyle icten anlattım ki aşkımı. Hatta facete başka kadınlarla samimi konuşmalar yapıyordu mesela, ben de hemen tatlı sert tepkiler gosteriyordum. Bana hic cevap yazmıyorsa da, butun hislerimi biliyor ve okuyordu. Sukut ikrardandır gibi duşundum sanırım. Beni onayladığını ama korktuğunu duşundum. Eski mutsuzluğundan sonra, yeni bir ilişkiden, hele de benim gibi fevri davranan birinden korkuyor olmalıydı. Sonra, face profiline baktım. Eski yıllara. Hani ortadan kaybolduğu, benim evlendiğimi oğrendiği o yıla ait zamana baktım. Birkac ay boyunca, hic gonderi yoktu. Sonra ise, hep, yeniden hayata tutunma, guclu olmayı oğrenme, gecmişte yaptığı hatalar yuzunden kavuşamadığı bir kadından omur boyu ayrı kalmanın uzuntusu ve bunu anlatan aşk şarkıları vardı. Ustume alındım. Haksız mıydım bilmiyorum. Zamanlama tam da benim evlendiğimi oğrendiği o aylara denk gelince, başka turlu duşunemedim. Belki de oyle olmasını istediğim icin. Bu gonderilerden bazılarını beğendim bile hatta. Şaşırmış olmalı ta sekiz-on yıl oncesinin gonderilerine bakmış olmama. Ama ses cıkarmadı. Aylardır sessiz. Ben o zaman daha cok cesaret buldum. Profilinde, kaybettiği kadının acısını anlatan ne varsa beğendim. O da başta benim bu tur gonderilerimi beğeniyordu. Yani, hic bitmeyen ama kavuşma umidi de olmayan aşkla ilgili gonderilerimi. Sonra derin bir sessizliğe gomuldu ve ne yazık ki ben bu profil işini abartınca, bir ceşit ruh hastası olduğumu duşunmuş olacak ki, en sonunda bana cevap yazmayı bırakın, beni engelledi. Cok ama cok uzgunum. Ben şimdi bu adamı yanlış m anladım? Yoksa bir turlu hislerinden emin olamayıp da beni uzen kişi olduğunu duşunmekte haklı mıyım?
15 yıldır sevdiğim adam...
Hayatın İçinden0 Mesaj
●2 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- 15 yıldır sevdiğim adam...
-
26-09-2022, 09:37:41
Merhaba. Size belki de cok farklı gelecek bir sorunumu anlatacağım. Yıllar once, universitedeyken, pekcok kızın başına geldiği gibi, ben de bir hocama aşık oldum. Tabii ki hic belli etmedim hislerimi. Hatta o bana karşı cok fazla ilgili olmasına rağmen... Belki de bu ilgiydi beni aşık eden. Bana hediyeler aldı, kantinin ortasında ayağıma kadar getirip kahveler ikram etti, kantinin ortasında defalarca sarıldı bana ( yılın son gunleri veya somestr tatiline cıkacağımız zamanları bahane ederek yapıyordu bunu) ama kimsenin olmadığı yerlerde de kolunu omzuma atıp oyle yanyana yurudu. Ben cok mutluydum. Genclik cahilliği diyeyim bunlara. Cunku o evliydi. Bu yuzden de, O'nun gosterdiği yakınlığa izin verme dışında birşey yapmadım. Bunun icinde suclu hissediyorum, o ayrı. Eşiyle mutsuz değildi ustelik. Bana eşinin fotoğraflarını falan da gosterince, ben dedim ki, " kesin ben yanlış anlıyorum. O beni bir oğrenci gibi goruyor." bu yuzden de yakınlık kurmasına izin verdim biraz. Ben sınırları aşmıyordum, O da beni masumane seviyordu, oğrenci gibi yani diye duşunuyordum. Tabii okul bitti mezun oldum. Ama mail atmaya devam ediyorum. Gayet resmi mailler. Hatır falan soruyorum. Ama deli gibi ozluyorum, hic belli etmiyorum hala. Mezun olduktan dort yıl sonra, hic haber alamaz oldum birden. O da cevap vermedi uzun sure maillerime. Ben tamamen umidi kestim. Aynı yıl, biri cıktı karşıma ve sevdiğim adamın evli olması, eşini sevdiğini duşunmem, beni tamamen unuttuğunu duşunmem yuzunden, yeni bir sayfa acmaya karar verdim ve O'nu tamamen unutmaya calıştım. Başardığımı da sanıyordum. Bir bucuk yıldır hic goruşmemiştik. Bitti artık diye duşundum. Kendimi sarstım ve artık evliliğe hazır olduğuma inandım. Evlendim. İki ay sonra, O'ndan bir mail aldım. Uzun suredir, hayatının cok kotu bir aşamada olmasından dolayı bana cevap yazamadığını, evliliğinin bittiğini yazıyordu. Beynimden vurulmuşa dondum. İc dunyam alt ust oldu sanki. Ama yine kendimi sınadım. Yine de şimdiki eşimle evlenmeyi secerdim diye gecirdim icimden. Telkin miydi yoksa gercek mi bilmiyorum bu hislerim. O'na da , evlendiğimi yazdım. Eşimle mutlu olduğumu... Bana cevap yazmadı, ortadan kayboldu yine. Facebook kullanıyordum ama O'nu hic aratmadım. Sonra tesadufen karşıma cıktı facete. Eklemedim. Durust olmak adına. Bu şekilde, beş yıl daha goruşmedik. Bu beş yıllık surecte, eşimle ne yazık ki, anlaşmazlıklarımız oldu. Surekli ayrılalım diyordu. Yetişme tarzımız farklıydı cunku. Vs. cok sorun yaşadık. O surekli ayrılalım deyince, en sonunda ben de pes ettim. Beş yılın sonunda, ayrılmak istiyorsa, kabul edeceğimi soyledim. Benim de gucum bitmişti. Tabii bu arada ben de oğretmen olmuştum okuldan sonra. Eşimle herşey bitince, facete, sevdiğim o hocamı ekledim ama hala kayıtsızım. O kadar notrum ki O'na karşı. Ben bile hayret ediyordum. Unutmuşum sandım. Ama telefonla konuşmaya başladık ve sesini duyunca, asla unutmamış olduğumu anladım. Butun dunyam O oldu birden. Hep O'nu duşunmeye başladım. Telefonda konuşurken, aşktan falan bahsediyordu bana. "Ben kolay acılamam, aşık olunca cok kotu halde oluyorum" vs. Bir gun telefonda, aşktan bahsederken, birden; " Seni seviyorum, sana aşığım!" cumlelerini soyledi birinin durumunu anlatırken. Ama oyle bir vurguyla soyledi ki, nasıl donup kaldım telefonda anlatamam. Sanki bana soyluyordu. Hatta bir gun, ben telefonu acınca, cok sık aradığımı ama neden boyle yaptığımı bilmediğimi soyledim. O da dedi ki, " Ben biliyorum. Sen de benim gibisin ama , bana itiraf edemiyorsun." Biraz kotu hissettim. itiraz ettim. "Ben oyle birşey soylemeyecektim" dedim. Başka bir gun, " karım gibisin" dedi bana. Telefon acılmayınca merak ediyorum diye. Bir başka sohbette, eski evliliklerden bahsederken : "benimle olsaydı, bazen kavga ederdik" dedi. Yine kal geldiği icin, neden diye bile soramadım. O kadar şaşırmıştım ki... Sonra bir gun tartıştık. Telefonu acmaması yuzunden. O bana kızdı, tepki gosterdiğim icin. Kustu. Yazdıklarımı okumaz oldu messengerda. Ben de gecmişteki aşkımın butun detaylarını yazmaya başladım. Okulda O'nu gorunce nasıl mutlu olduğumu, her dakikasını, her anını yazdım. Hatırladıklarıma o bile şaşırdı. Uzun zaman sonra barıştık. Ama oyle ki, ben artık aştım, iltifatlar yağdırıyorum. Acıkca anlaşılıyor aşık olduğum. Sonra bir gun pat diye fotoğraf gonderdi bana. Ardından da sordu, "sen bana aşık mıydın eskiden?"diye. Evet dedim ben de acıkca. Korkacak bir durum yok ya artık. Cevaben, "şimdi arac kullanmaya başlayacağım. Mecburum. Yarın konuşuruz eski sevgilim!" dedi. Ben mutluluktan ucuyorum tabii. Tam 15 yıl sonra, aşkımı itiraf etmişim. O da bana başına 'eski' sıfatını koysa da (oğrencilik yıllarıma gonderme yaparak) bana sevgilim demiş! Sacmaladım tabii hemen. Gece boyunca hep, bana soylediği kelimeyi duşunduğumu, cok mutlu olduğumu falan yazdım. Ertesi gun yine once ben yazdım. Pek oyle kendimi geriye cekmek aklıma gelmez benim. Sonra korktu O. Geri cekti kendini. Benim fazla abartılı tepkim yuzunden. Ama yazdıklarımı okuyor. Oyle icten anlattım ki aşkımı. Hatta facete başka kadınlarla samimi konuşmalar yapıyordu mesela, ben de hemen tatlı sert tepkiler gosteriyordum. Bana hic cevap yazmıyorsa da, butun hislerimi biliyor ve okuyordu. Sukut ikrardandır gibi duşundum sanırım. Beni onayladığını ama korktuğunu duşundum. Eski mutsuzluğundan sonra, yeni bir ilişkiden, hele de benim gibi fevri davranan birinden korkuyor olmalıydı. Sonra, face profiline baktım. Eski yıllara. Hani ortadan kaybolduğu, benim evlendiğimi oğrendiği o yıla ait zamana baktım. Birkac ay boyunca, hic gonderi yoktu. Sonra ise, hep, yeniden hayata tutunma, guclu olmayı oğrenme, gecmişte yaptığı hatalar yuzunden kavuşamadığı bir kadından omur boyu ayrı kalmanın uzuntusu ve bunu anlatan aşk şarkıları vardı. Ustume alındım. Haksız mıydım bilmiyorum. Zamanlama tam da benim evlendiğimi oğrendiği o aylara denk gelince, başka turlu duşunemedim. Belki de oyle olmasını istediğim icin. Bu gonderilerden bazılarını beğendim bile hatta. Şaşırmış olmalı ta sekiz-on yıl oncesinin gonderilerine bakmış olmama. Ama ses cıkarmadı. Aylardır sessiz. Ben o zaman daha cok cesaret buldum. Profilinde, kaybettiği kadının acısını anlatan ne varsa beğendim. O da başta benim bu tur gonderilerimi beğeniyordu. Yani, hic bitmeyen ama kavuşma umidi de olmayan aşkla ilgili gonderilerimi. Sonra derin bir sessizliğe gomuldu ve ne yazık ki ben bu profil işini abartınca, bir ceşit ruh hastası olduğumu duşunmuş olacak ki, en sonunda bana cevap yazmayı bırakın, beni engelledi. Cok ama cok uzgunum. Ben şimdi bu adamı yanlış m anladım? Yoksa bir turlu hislerinden emin olamayıp da beni uzen kişi olduğunu duşunmekte haklı mıyım?