Evden cıkarılıyoruz bu ay. Bugun işten istifa dilekcemi imzalarken babam aradı işten cıkarıldığını soyledi. Annem evi bunlar yaşanmadan 2 hafta once terketmişti.
Hocaların; cevik kuvvetin izinsiz eylem yapan gostericileri gıdım gıdım koşeye sıkıştırışı gibi beni sıkıştırması, Son senede herkesin 1-2 dersi varken bize 7 ders konulması. Bitirme calışmasında 200 anketle tamamlanırken calışmamı hocanın 400 ankete cıkarması,KPSSye hazırlanmam gerektiği...4 yıldır haftanın yedi gunu okula koşan, hastaheneye ucan, yemek yemeden bazen işe zıplayan zeholun yarın ne yapacağını bilememesi...
Bazen her şey ust uste geliyor.
Ama aşırı aşşşşşırı mutluyum niyeyse. Hayatım o kadar 'normal' bir rutine bağlamış ki. Tum bu devrilen taşların cıkardığı ruzgarda saclarımın ucuşmasını en sevdiğim şarkının icinde izliyor gibiyim.
Edit: (Şarkı bkz: DEVİCS-in your room)
Boyle tum bunlarda yıkılmam gerekirdi oysa. Oturmuş peş peşe yuzume yuzume parcalanan camlarımın icinde saclarımı savuruyorum. İnşallah bi bokluk olmaz.