Kizlar merhabalar. Evet yukarıdaki başlıkta yazdığım şey iki hafta once başıma geldi ve bazen hatirlayip hatirlayip cok kotu hissediyorum kendimi. Sizin dusuncelerinizi merak ediyorum. Biraz uzun olacak katlanabilenler okuyup yorum yapabilirse cok sevinirim.
31 yaşındayım. 2012 senesinde, 24 yaşımdayken, benden 5 yaş buyuk bir adamla tanıştım. İnanılmaz ısrar etti hayatıma girmek icin. Başından beri bir şeyler yanlıştı biliyordum. Sanki elimi kaptırsam kolumu kurtaramam gibi geliyordu. Ama başlarda o kadar ama o kadar iyi ve aşıktı ki icimdeki o kotu sezgiye aldırış etmedim ve ona bir şans verdim. Mavi sakal oykusunu bilir misiniz, tıpkı onun gibi işte. 3 sene suren bir ilişki yaşadık, bu surede duygusal ve son 1 senede dozu gittikce artan cinsel şiddet gordum. Sonra beni başka biri icin terk etti, iyi ki etti, kurtulmuş oldum. Ondan ayrıldıktan sonra başıma iki kere daha bu şekilde psikopat erkek şiddeti vakası (olum tehditleri, numaramı dağıtmalar, bir kere tecavuz olarak adlandırabileceğim bir olay) geldi. Ama atlattım hepsini.
Bu donemlerden bana kalan bir turlu veremediğim 30 kilo, insulin direnci, aylar suren terapi, hala kullandığım antdepresanlar, ve erkeklere duyulan deriiiiin guvensizlik oldu. Hani bir laf var ya internette "seks yapmıyorum donu" "seks yapmıyorum eşortmanı" ha işte onları ben giyiyorum. Bir zamanlar (yıllar yıllar once) her gorenin "ay sen ne guzel kızsın" dediği bakımlı, ince, fit, genc kadını 30 kiloyla, halamdan kalan kıyafetlerle bakmsızlığımla orttum. Bazen bundan silkelenmek istiyorum, spor yapıyorum, iyi giyiniyorum, sonra amaaan diyip kabuğuma donuyorum tekrar.
Daha onceki konularımda anlatmıştım, Doğu Afrika'da bir multeci kampında ıssız bir koyde cinsel şiddeti onleme programları koordinatoruyum. Hafta sonları başkente gidiyorum. Burada bir oda kiraladım. Gecenlerde başkentte bir restoranda bir konser verdim ve konseri kayda alan kişiyle, buralı bir adamla tanıştım. Cok nazik, tatlı, sevecen, muzik zevklerimizin uyuştuğu... filan biriydi. Arkadaş olduk, ara sıra goruştuk. En son goruşmemizde sarılmaya calıştı, senden cok hoşlandım dedi, istemediğim halde fiziksel yakınlaşmada ısrar etti. Kendimi cok kotu hissettim ve bir daha buluşma isteklerini hayır da demeden, ya olur denk gelirse, bakarız filan diye geciştirdim (ki sanırım hatam da buydu, hayır dememek, acık acık rahatsız oldum bir daha goruşmeyelim dememek. Cevap alamadıkca peşimi bırakır sandım).
En son iki hafta once şehre gelip gelmediğimi sordu, ben de evet ama meşgulum yazdım. Cok sinirlendi ve benimle konuşmayı kesti, umursamadım. Aynı akşam ev arkadaşım bir parti verdi, zil zurna sarhoş oldum, bir gece kulubune gittik. Zaten bu şehirde gece kulubu sayısı cok az olduğu icin bir de baktım karşımda tip tip bana bakıyor. Sonra kolumdan tuttu ve konuşmamız lazım diyerek o sarhoş halimde 20 dakika boyunca ne kadar kaba olduğumu, şehre gelince onu aramaya soz verdiğimi (vermedim), goruşmek istemiyorsam, rahatsız olduysam neden soylemediğimi vs saatlerce anlattı. En sonunda sabrımı taşıran şu lafları etti:
Sen beyazsın tabi hayat sana guzel. Tam bir beyaz gibi davrandın. Beyazsın cunku. Ayrıcalıklısın.
Bu adamın anne babası soykırımda olmuş, cocukluğunu multeci olarak gecirmiş. Buralıların coğu oyle. O yuzden her beyazı (Suriyeliyi, Afganı, Iraklıyı filan da) ayrıcalıklı, zengin, şanslı, şımarık goruyorlar ve sokaklarda "white man! give me money" (beyaz adam bana para ver) diye bağırıyorlar. Zaten 2 senedir bu tavırdan cok bıktım. Hem de bana ırkcılık kartını oynayarak eski sevgilim gibi sucluluk hissettirerek manipule ederek ilişki dilenmesi o kadar ama o kadar sinirimi bozdu ki, bir anda, o sarhoşlukla ne olduğunu anlamadan cılgın gibi, histerik gibi, avaz avaz bağırmaya başladım:
Sen benim nereden geldiğimi biliyor musun?
Benim arkadaşlarım hapiste gerizekalı sen ne beyazlığından bahsediyorsun? (doğru bu arada bu arkadaşlarım, akademisyen olanlar filan hapisteydi, beraat ettiler)
Sonra da cıldırmış gibi şu cumleyi bağırarak tekrar ettim mekanın ortasında:
Ben tecavuze uğradım. Ben tecavuze uğradım gerizekalı. Ben tecavuze uğradım.
Bir yandan da cocuğa birkac tokat attım. (Asla bundan gurur duymuyorum).
Bunları yaparken sanki ben ben değildim. Bedenimin dışına cıkmış gibi benliğim, dışardan, tepeden, bağırarak cığlıklar atarak tokat atan kadını izliyor oyle. Sanki bir yabancıyı izliyor gibi, hafifce gulerek. "Ne yapıyor lan bu?" diyerek. Cok tuhaftı. Hayatımda hic boyle bir şey yaşamadım. Bir daha da yaşamam galiba.
Neyse mekandaki garsonlar cok kibar bir şekilde dışarı cıkardı beni. Sendeleye sendeleye, icim boşalmış gibi evime yuruyorum, bir baktım arkamdan geliyor.
Bana vurdun hem de 4 5 kere, farkında mısın? dedi.
İnanılmaz sakin bir şekilde: "Evet, ozur dilerim" dedim.
"Şu an beni seni taciz etti sanıyorlar, beni bir daha mekana almayacaklar, geri gelir misin benimle?" diye sordu.
Yine aşırı sakin bir şekilde: "Alırlar mı ki geri?" dedim.
Sonra gercekten gittim adamla tekrar iceri girdim, yarım saat oyle sakince oturduk, sonra cıktım.
Ertesi sabah midem bu yaşanan olaylardan (ve ictiğim cinlerden, votkalardan) o kadar bulanıyordu ki adamı engelledim.
Bir yandan kendime "sen şiddete karşı birisin, bir insana nasıl vurursun?" diyordum, acaba bende şiddet eğilimi mi var, normal değil miyim, diyordum, aşırı utanıyordum.
Bir yanım ise, "Aman o da hak etti, engelle gec, durma uzerinde, unut gitsin, kadının tokadı ile erkeğinki aynı acıtmaz" diyordu.
Sonrasında bu duşuncemden de utanıyordum, şiddetin kadını erkeği olmaz diye. Sonra aklıma oncesinde beni taciz ettiği geliyordu. Sonra yine kendime sinirleniyordum neden acık acık hayır demedim diye.
Yani butun manipulator erkekleri kendime cekiyor olamam. Neden hep bu hikayeler benim başıma geliyor? Ya birinden cok hoşlanıyorum ve yuz bulamıyorum ya da bendeki zayıflığın kokusunu alan erkekler gelip suclu hissettirerek bir şeyler koparmaya calışıyor (para veya seks).
Altı senedir yalnızım. O heriften hemen sonra cok daha iyi kalpli, kendim gibi yengec burcu bir erkekle cıktım. O da 16 yaşında tecavuze uğramıştı. Hala arkadaşız. Gecenlerde Turkiye'ye gittiğimde buluştuk.
Sonsuza kadar yalnız kalmaktan korkuyorum, dedim ona.
Bence yalnızlıktan korkma, yanlış insanlarla beraber olmaktan kork, yalnız da kalmayacaksın, takma kafana bunları dedi.
Bazen diyorum ki yalnız olmak, bir ilişki icerisinde olmamak en iyisi şu an belki de. Kendime donmek, kendi yaralarımı sarmak. Altı yıl mı artık neyse, belki bir altı yıl daha sursun, ne olacak ki, diyorum, sen kendine don, kendini sev diyorum. Haklıyım da bence.
Neden anlattım bunları bilmiyorum. Ama icimi dokmek iyi geldi. İyi ki varsın KK.