Romalılar ın baştacı rezene, bilinen en eski şifalı otlardan biri. Akdeniz in bu faydalı bitkisi, Romalı gladyatorlerin başarı sembolu olarak da tarihe gecti. Guney Avrupa, Akdeniz, Cezayir, Mısır, Cin ve Rusya da gelişip serpilen rezene, dereotunun ikizi gibi gorunse de aslında cok farklı. Fransızlar ın soslarında kullandığı rezene, Cezayir de ise ince ince doğranıp limon ve zeytinyağıyla salata halinde tuketiliyor.FARKLI İSİMLERLE ANILIYOR
Sonbahardan yaz ortasına kadar yol kenarlarında, cayırlık ortamlarda serpilen rezene yapraklarıyla sofraları şenlendirirken, sohbaharda da tohumları devreye giriyor. Rezenenin tohumları, ilac yapımında kullanılıyor. Ege de Arapsacı namıyla anılan rezene Turkiye nin farklı koşelerinde farklı isimlerle tanınıyor. Mesela, İnebolu halkı ona Bokluk otu adını yakıştırırken, Diyarbakır da Mayana diye biliniyor. Adanalılar ise rezeneyi, Rezdane ve Sincilip olarak sofrasına taşıyor. Bu faydalı bitki, semt pazarlarında ve aktarlarda satılıyor. Anasonla tat benzerliği cok kuvvetli olan rezene, hamilelere ve yeni doğmuş bebeklere şifa dağıtmayı kendine bir gorev biliyor adeta… Hamileliğinin son gunlerinde rezene cayı icen annenin sutu artarken, bu şifalı ot bebeğin gaz cıkarmasına da yardımcı oluyor.
SİNİRLERİ YATIŞTIRIYOR
Bir fincan suda kaynatılan bir tutam rezene tohumu, cay kaşığıyla bebeğe birer yudum icirilince, operasyon tamamlanıyor. Almanya da ilac olarak kullanımı onaylanmış bir bitki olan rezene, potasyum ve sodyum acısından cok zengin. Vucut sıvılarının dengelenmesindeki etkisi de bu sodyum- potasyum beraberliğinden kaynaklanıyor. Hazmı kolaylaştırıcı olmanın otesinde aclığı giderici bir etki de yaratan rezene, mide guruldamalarının en doğal caresi olarak oneriliyor. Rezene sadece bedenin değil ruhun da beslenmesine yardımcı oluyor. Teskin edici etkisiyle, sinirleri yatıştırıp, mutlu kılıyor
alıntıdır