Sanki icimde bir okuz oturuyor şuan. İlgisizliğinden, gamsızlığından, kabalığından dolayı boşanmayı bile sık sık duşunduğum kocamla iki gundur konuşmuyoruz. Akşamları ben varım diye yemek yemiyor, yataklar ayrı, gun icinde telefonlaşma yok... Zaten telefonlaşan insanlar değildik de gunde bir kere -genelde odemelerden dolayı- haberleşirdik.

İşin ilginc yanı "boşanalım dese sevincten boynuna sarılacağım!" adam kustu diye icime oturan okuz !!

Bu seferki kavganın suclusu benim diye mi bu kadar dertleniyorum, yapım mı bu, yoksa hala aşık mıyım, geri adım atmadan bu gidişatı nasıl değiştireceğim bilemiyorum.

Bir kac ay once radikal bir karar alıp ailelerimize yakın cevrede olan evimizden uzağa taşındık. Hafta ici kısmen aileler tarafından doyrulan sulanan cocuklar ve biz kendi sorumluluklarımızla başbaşa kaldık. İnce ince planını yaprık bunun, iş bolumu yaptık. Mesela camaşır yıkama işi bende, asma toplama onda, yerleştirme bende. Yemek once geldiği icin o hazırlıklara başlıyor masa salata vs bende... Bulaşık bende supurge onda vs vs gibi. Fena değildi birkac gun oncesine kadar. Bu kadar keskin hatlarla olmasa bile kısmen planladığımız gibi gidiyordu. Son gunlerde eşim savsaklamaya başladı. Yemeği dışarda yiyelim demeler, işleri gormezden gelmeler, soylediklerimi duymamalar vs... Olabilir, anlıyorum, bazen benim de canım istemiyor.

İki gece once ben biraz abartılı tepki verdim. Camaşırları makineye atmıştım, ona da asarsın demiştim. Cocukları uyuttuktan sonra yeni başlamış bir diziye takıldık. (Burada parantez acıp konuyu dağıtacağım. O gun yine onceden konuştuğumuz gibi yemek hazıklarına başlanmamıştı ben işten gelince yapmıştım ama probleme donuşturmedim. dizi izliyoruz ama o ayrı koltukta ben ayrı koltukta. o kadar saat olmuş eve geleli hic bir fiziksel temas yok. Ah karıcım kocacım bişey yok yok yok) Bir kac kere hatırlattım "makine durmuştur camaşırları asacaktın kırışmasınlar" diye. Espri ile soyledim, tehtidle, soyledim duymazdan geliyor. Bir ofke ile kalktım burnumdan soluyarak astım camaşırları. dondum eski yerime oturdum diziye devam etmeye. Biraz sonra benim koltuğuma geldi beni opmeye kalktı (cunku obur ihtiyacı geldi aklına-sadece yatarken aklına gelen ihtiyacı) Hic o tarafa donmeden sağımdaki kırlenti soluma, onunla arama aldım. Cok bozuldu. Şişirdi kendini. Bir yandan da aptal dizide anne cocuk ayrılık sahnesine gozyaşlarım akıyor, eşime ofkemin de etkisiyle. Cocuğun okulundan aileleriniz yapsın diye bişey istemişler, tel vs ile yapılıyor. Kalktım aldım malzemeleri onu yapmaya başladım. Ver ben yapayım dedi, kukredim " ben yaparım" diye. İyice sinirlendi, montunu giydi cıktı gitti. Sigara almaya gitmiş, gelince de hic konuşmadan yattı. Ben de salonda yattım...

Dun işten geldim, corba-makarna yapmış. Masayı hazırladım. cocuklarla biz guzel guzel yedik o teşrif etmedi. Kek yaptım gece, pişmesini bile beklemeden gitti yattı, sabah baktım hic tadına bile bakmamış. Kavga yok evde. Ben salonda yatıyorum o odada. Konuşmuyor, aramıyor, sormuyor, bişeyleri değiştirmek icin hic bir adım atmıyor.

15 senedir bişeyleri değiştirmek icin hic bir adım atmıyor. Evet bu seferki olayda ben abartılı tepki verdiğim icin hatalıyım ama bir kadın olarak hic mi cabayı haketmiyorum. Boşanılacaksa ben mi başlatmalıyım, barışılacaksa ben mi barışmalıyım. Bu icime oturan okuz bi kalksın gitsin yaa. Konuşmazsa konuşmasın işimi de yaparım keyfime de bakarım. O da dank ederse gelir. Gelirse duşunurum barışıp barışmamayı. Diyorum. Diyorum ama bu icimdeki okuz beni rahatsız ediyor.

Uzun ic dokuş icin ozur diler, bana yardımcı olacak fikirlerinizi paylaşırsanız teşekkur ederim.