Bilirsiniz, bir ara genclerde cuzdana zincir takip sarkıtma modası vardı. İstiklal’de yururken, yanımdan bu model bir tip geciyordu ki adamın teki bombayı patlattı:
"Ne o lam? Kopeğin bir tarafına mi kactı?" dedi
Devlet Tiyatrosundan bir arkadas, bir oyun icin mi ne, Akcaabat'a gitmiş.
Ekip olarak şehir merkezine gelmişler. Kafalarını kaldırınca, koca bir bez
Afiş gormuşler. Soyle yazıyor:
"Ben de sporcunun zeki, cevik ve ahlaklı Olanını severim. Akcaabat Belediye Başkanı"
Ya olmaz boyle bir fırlamalık, dinleyin: Istiklal’in oralarda, 9-10 yaslarında, buyuk olasılıkla tinerci, iki cocukla konusuyor, polis.
Birisine sordu,
"Nerede oturuyorsun sen, evin nerede senin?".
Cocuk: "Evim filan yok, orada burada uyuyorum". Polis oburune dondu:
"Peki, sen?". ikinci cocuk:
"Komsuyuz!"

Az once is icabı Isparta'da bir muşterimizi aradım. Telefonu acan kibar bayana ilgili kişinin mail adresini sordum. Hanımefendi gayet kibarca
"Bizim burada Internet cekmiyor" dedi

Izmirliler bilir, toplu tasımada Kentkart uygulaması vardır. Karta para yuklersiniz, otobuslerde manyetik okuyucuya tutarsınız ve okuyucu okuduğuna dair sinyal sesi verir.
Kent kart uygulamasının ilk yılıydı. Yaslı ama cok tonton bir teyze elinde Kent kartla otobuse bindi. Nedense kartı soforun suratına dogru tuttu(Herhalde paso gibi gosterilecek zannetti). şofor iki-uc saniyelik şaşkınlık periyodunu atlattıktan sonra,
"Biiiiip!" dedi.
Teyze bir şey olmamış gibi gecip şoforun arkasına oturdu. Otobusteki herkes
kahkahalarla gulerken bense soforun zekasına hayran olmuştum.
bizim bi arkadaş bigun ankarada dolmuşla daha once hic gitmediği bi semte gidiyo.. onceden tarif etmişler tabi, .......sağ koşede bi pideci var orda inersin demişler... neyse bizimki binmiş dolmuşa biraz uzaktan inmesi gerektiği pideciyi gormuş icinden 'acaba musait bi yerde inecek var' mı desem yoksa 'pidecide inecek var' mı desem diye duşunurken bi an ağzından 'musait bi pidecide inecek var' diye cıkmış şofor durmuş kapıyı acmadan camdan pideciye doğru bakıp 'bura musait değil abi, boş masa yok' deyip cocuğu indirmeden yola devam etmiş.

Sibirya'nın koylerinden birinde cenaze mezarlığa
goturuluyormuş. Mısır tarlasının ortasında tabut
koylulerin ellerinden duşuvermiş. Tabutun icindeki
ceset duşup dereye yuvarlanmış. Akıntı, cesedi
dinamitle avlanan balıkcıların yanına suruklemiş.
Balıkcılar "Acaba adamı dinamitle biz mi oldurduk"
diye endişeye kapılarak cesedi askeri kışlanın
tellerine bırakmışlar. Nobetci er, bolgeye birinin
yaklaştığını duşunerek cesedi yaylım ateşine tutmuş.
Hemen ambulans cağrılmış.
Delik deşik olan ceset hastaneye kaldırılmış.
Operasyon altı saat
surmuş. Ameliyattan cıkan doktor alnından akan terleri
silmiş ve "cok zor oldu ama galiba yaşayacak" demiş.

Kadikoy Kusdili'ndeki dort yol agzinda trafik cok
sikisik oldugu icin surekli polis otosu bekler. Trafik polisleri megafonla bagirarak trafigi idare ediyolar iste. Neyse bagiriyo eleman "34 PTS 723 lutfen saga cek". O sirada ordan gecmekte olan oteki trafik otosu megafonla espiri yapiyor bunlara "Lutfenini yiyim senin, bu ne kibarlik lan Mistafaa?"

Bir mektuptaki adreste ise alıcının değil, başkasının
kayınpederinin isminin yazılması uygun bulunmuş. Soz konusu
mektuptaki adres, ''Sayın İ.B/ S. A. G.'nin kayınpederi Konya''
diye yazılmış.
Resmi kurum tarafından postaya verilen mektupta da alıcının hayli
uzun olan ad ve soyadına (H.B.Z) uyan adres şoyle:
''Tıp Fakultesi yolu, Şeker fabrikası karşısında bulunan ve
cami onunden gecen cadde uzerindeki sol tarafta bulunan
4. sokağa donunce boş arsa gerisinde bahce kapısı mavi
olan evde ikamet eder ve o civarda Cihanbeylili olarak
tanınır.''

"Geri getir!.." => Cep telefonundan mesaj yollamayı oğrettiğim teyzem (mesajı yanlış kişiye gonderdikten sonra benden isteği)
"Seni de dover!.." => Dolmuşta 3-4 yaşlarında bir kız (annesinin ''yaramazlık yaparsan abi seni dover'' demesi uzerine)
"Jet Li'yi doven adamın filmi geldi!.." => Pendik'te korsan vcd satan bir adam
"Sizin kuracağınız iletişimi sokayım!.." => Babam (evin onunde durmadan havlayan kopeklere)
"Cıplak teker kapışalım" => Trafikte, onumdeki Fiat Marea'nın arkasında
''İnternetten sevgili bulunur!'' => Internet cafe'nin camında gorduğum super duyuru
"Zevkli Rezalet" => Yolda gorduğum bir kamyonun arkasında
"Onlemini al hırsızın başını belaya sokma!" => Eskişehir'de polisin astığı bir pankart
"Ultraslan Kayseri" => Kayserispor - Fenerbahce macında tribunde bir pankart
''Cocuklaaar! Şekerciniz geldiii! Ağlayııın!..'' => Altınoluk sahilinde elma şekeri satan amcanın sloganı
"Moloz dokmek yasaktır!" => Manisa'da buyuk bir moloz yığınının ortasına belediye tarafından dikilmiş muazzam uyarı
"Acun firar etti ama gomleği burada kaldı. 5 milyon!" => Bir mağazanın vitrininde gorduğum yazı
"Uygun fiyatlarla başınızın caresine bakılır!" => Sokağımızdaki kuaforun tabelasında
"T.C. kimlik no verilir!" => Bağcılar'da bir Internet cafe'nin camında
"Eskisi gibi cidemiyrum" => Rize'de eski bir kamyonetin arka tamponunda
"Bulmak istediğiniz gibi bırakın, farz edin ki evinizdesiniz ve sizden sonra misafiriniz kullanacak" => Muğla Universitesi'nin tuvaletinin kapısındaki uyarı
"For best results use a porceliane teapot - Herhangi bir caydanlık kullanabilirsiniz" => Markette gorduğum cay paketinin uzerindeki super ceviri
"Gelinbaşı 40 milyon olup gelinin yanında gelen 5 kişinin sacı bedava yapılır. Hadi evlenmeyen kalmasın!" => Mahallemizdeki kuaforunun camında
"Herşey satılık! (Not: Elemanlar haric!)" => Maltepe'de bir mağazanın afişi
"Ya insan bir aslan, kaplan, yırtıcı bir hayvan koyar ya, ne kadar kuş varsa yakalayıp getirmişler..." => İzmir fuarda hayvanat bahcesini gezen iki kişiden biri (diğerine)
"Uzaya yolculuk 500.000" => Teleleskopvari bir aracla gokyuzune baktırarak gecimini sağlayan bir amcanın sloganı ve olayın TL cinsinden ederi
"Lutfen asansor aynalarına tukurmeyelim!" => Bindiğim bir asansorun aynasının yanına iliştirilmiş yazı
''Adaş bak bunların hepsinin kalbi gotunde atıyor!..'' => Oss'ye girmek icin suru halinde beklerken yanımazdan gecen kişilik (yanındakine)
"Tanıyom ben bu dallamayı, gecen bizim buraya geldi, abi ver elini opeyim dedi..." => Alsancak'ta iki arkadaşla beraber 5 milyon kaptırdığımız tinerci (arkadaşın elindeki Pivot dergisinde gorduğu Kobe Bryant hakkında)
"Harika bi klavye şifresi buldum, ne yazcaksan sağındaki harfe basıyosun, nasıl?" => Bi arkadaş
"Propagandist ve seyyar satıcı giremez!" => Şişli'de bir apartmanın kapısında
"W.W.W. İPLEMİYOZ NOKTA COM" => Kuşadası'nda bir Palio'nun arkasına asılmış bez afişte (noktasına dokunmadan!)
''Ulan seni s..inle sarmısak dovesin diye mi buyuttuk!'' => Babam (bakkala gitmek istemediğimi soylediğimde)
"Akıl Satılır" => Taksim-Bakırkoy dolmuşunun camında
"Oss'yi kazanana %20 indirim!" => Batman'da bir lokantanın camında
__________________