Bu durum her cocukta var.Hepsi ufakta olsa kucuk yaşta başlıyorlar yalan soylemeye.Cok yanlış bir şey onlara doğruyu oğretmek biizm elimizde.
Cocuklarda Yalan
Cocuklarda gorulen yalan soylemenin bir davranış bozukluğu olarak adlandırmadan once cocuğun hangi yaş grubunda olduğu ve yalanı neden nasıl soylediğine bakmak gereklidir.
Ana babaların bircoğu, cocuğun gerceğe sadık kalmasını cok erken bir donemde isterler.Oysa 3 yaş cocuğunun -inanılmayacak oykuler-uydurması ve taklit oyunlarında hoşlanması doğaldır.Cocuk zeki ve hayal gucu geniş olduğu olcude bunda başarılı olur.
Oyku uydurma ve taklit oyunu yalan soylemek değildir ve bunu engelliyici hicbir girişimde bulunulmamalıdır.Oyku uydurmaktan ayrı olarak,kasıtlı bicimde gerceğe sadık kalmanın kucuk bir cocukla doğaldır ve bu tur yalan cocuğun eğlenmeyi sevmenin,birine takılmaktan hoşlanmasının, doğal ovunme arzusunun,arkadaşlarından geri kalmama isteğini ya da cezalandırılma korkusunun bir sonucudur.Ayrıca,ana babanın uzerinde durdukları da cocuk bu bir yalana başvurmuş olabilir.
Yaşamın ilk 5 yılında cocuğun yalan soylemesi konusunda endişe etmeye gerek yoktur.Gerceğe sadık kalma cocukta giderek gelişen bir olgudur.Cocuğun gerceğe sadık kalması konusunda ısrar etmek ve cocuğa yalan soylediğini kanıtlama girişiminde bulunmak yanlıştır.Cocuk acıkca anlaşılan bir yalan soylediği zaman endişeyle karşılanmamalıdır.Ancak cocuk 4 yaşına geldiğinde,yalan salt ovunmekten ote bir amacla soylenmişse,duş gucu urunu ya da bir şaka değilse,o zaman annenin cocuğa,eğer doğruyu soylemezse ona ne zaman inanacağını bilmeyeceğini soylemesi yeterlidir.Sert cezalar suclanmadan kacmak icin cocuğun yalan soylemesine yol acar .
YALAN SOYLEYEN COCUKLARIMIZA NASIL DAVRANMALIYIZ?
1. Cocuğun yalan soylemesiyle etkili bir mucadele icin oncelikle yalanın ne tur olduğu bilinmelidir.
2. Kucuk cocuğun (sozde) yalanların ahlakı bir hata gibi gorulmemelidir. Boyle bir davranış karşısında değer yargılarını anlatmak ya da kızgınlıkla cezalandırmak yanlış olur. Onceden cocuğa doğru soylemenin ovulmeye değer bir davranış olduğu anlatılmalıdır.
3. Yetişkinler cocuğa iyi birer ornek olmalı ve davranışlarında, cocuklarında gormek istemedikleri hatalara yer vermemelidirler. Patolojik yalan karşısında hem psikolojik durum, hem de eğitsel etkenler uzerinde durulması gerekir. Oncelikle noro-biyolojik muayene yapılmalıdır. Orneğin, ic salgı bezlerinin işlevleri, metabolik duzensizlikler, ansefalik bozukluklar araştırılmalıdır. Bunun yanı sıra, yeniden eğitime başvurulmalıdır..
4. Sık sık ne yaptıkları ya da ne gordukleri cocuklara anlattırılmalı, ceşitli bahanelerle davranışlarının nedenleri ve hataları sorulmalıdır. Artık yalan soylemedikleri saptanınca, yeniden eğitimde doğruyu soylemenin gerekliliği uzerinde durulmalıdır. Aşırı duygusal (hiperemotive) cocuğun kaygı ve cekingenlik yuzunden yalan soylemesi nedeniyle ona guven verilmeli, ofke ve kınama tepkilerinden kacınılmalıdır.
5. Oluşmuş bir yalan karşısında mucadele, kotunun iyisini yapmaktan başka bir şey değildir.Yalan soyleme davranışını iyileştirmek onlemekten daha zordur. Onemli olan, cocuğu yalana itecek durumlara meydan vermemektir.
6. Cocuklarının kendileriyle birlikte ya da kendi yerlerine yalan soylemelerini isteyen ailelerin sayısı, ne yazık ki, az değildir. Bunlar,davranışlarının sonuclarını kucumser, haklı nedenler gosterirler, hatta bununla eğlenirler. Coğunlukla yalan boyle bir ornekten kaynaklanır.
7. Yalanın engellenme bicimi cocukta gerilim yaratabilir. Aşırı kızgınlık, cocuğun yalanını engellemek acısından olumsuz bir davranıştır. Bu yolla yaratılan sucluluk duygusu, cocuğu yalandan uzaklaştıracak yerde, daha cok yaklaştırır.
8. Genelde yalan bir hata gibi gorulur ve sucluluk duygusu itirafla son bulur. Cocuğun itiraf etmesine yardımcı olmalıdır.Ancak cocuğu kendisi ve cevresiyle barıştırmazsa,itirafı değeri yoktur.
9. Yalan soyleyen cocuk bu mucadeleyi anlamlı, onun iyiliği icin boyle davranıldığını bilmelidir. Burada bir guc gosterisi değil, yardım soz konusu olmalı ve ona guven vermelidir.
10. Yalan kişiliğin bir eksikliği, bencilliğe ve kolacılığa doğru bir cıkış, bireyi diğer insanlardan soyutlayıcı bir kendini reddetmedir. Yalanla mucadele yeterli değildir, aynı zamanda durustluk, acık yureklilik, ictenlik ve sevgi icin de savaşım verilmelidir. Bunlar bireye denge ve mutluluk getirirler.
11. Kısaca,yalancılık olayı cevresel ilişkilerle birlikte ele alınmalıdır. Once cocukta yalancılığın gelişmesini kolaylaştıran nedenlerin bulunması gerekir. Sonra da aile cevresiyle işbirliği yapılır, cocuğa doğruluğun yararları, getireceği haz ve avantajlar elle tutulur bicimde oğretilmelidir.
Oneriler
1. Cocuğun yalan soylemesiyle etkili bir mucadele icin oncelikle yalanın ne tur olduğu bilinmelidir.
2. Kucuk cocuğun (sozde) yalanların ahlakı bir hata gibi gorulmemelidir. Boyle bir davranış karşısında değer yargılarını anlatmak ya da kızgınlıkla cezalandırmak yanlış olur. Onceden cocuğa doğru soylemenin ovulmeye değer bir davranış olduğu anlatılmalıdır.
3. Yetişkinler cocuğa iyi birer ornek olmalı ve davranışlarında, cocuklarında gormek istemedikleri hatalara yer vermemelidirler. Patolojik yalan karşısında hem psikolojik durum, hem de eğitsel etkenler uzerinde durulması gerekir. Oncelikle noro-biyolojik muayene yapılmalıdır. Orneğin, ic salgı bezlerinin işlevleri, metabolik duzensizlikler, ansefalik bozukluklar araştırılmalıdır. Bunun yanı sıra, yeniden eğitime başvurulmalıdır..
4. Sık sık ne yaptıkları ya da ne gordukleri cocuklara anlattırılmalı, ceşitli bahanelerle davranışlarının nedenleri ve hataları sorulmalıdır. Artık yalan soylemedikleri saptanınca, yeniden eğitimde doğruyu soylemenin gerekliliği uzerinde durulmalıdır. Aşırı duygusal (hiperemotive) cocuğun kaygı ve cekingenlik yuzunden yalan soylemesi nedeniyle ona guven verilmeli, ofke ve kınama tepkilerinden kacınılmalıdır.
5. Oluşmuş bir yalan karşısında mucadele, kotunun iyisini yapmaktan başka bir şey değildir.Yalan soyleme davranışını iyileştirmek onlemekten daha zordur. Onemli olan, cocuğu yalana itecek durumlara meydan vermemektir.
6. Cocuklarının kendileriyle birlikte ya da kendi yerlerine yalan soylemelerini isteyen ailelerin sayısı, ne yazık ki, az değildir. Bunlar,davranışlarının sonuclarını kucumser, haklı nedenler gosterirler, hatta bununla eğlenirler. Coğunlukla yalan boyle bir ornekten kaynaklanır.
7. Yalanın engellenme bicimi cocukta gerilim yaratabilir. Aşırı kızgınlık, cocuğun yalanını engellemek acısından olumsuz bir davranıştır. Bu yolla yaratılan sucluluk duygusu, cocuğu yalandan uzaklaştıracak yerde, daha cok yaklaştırır.
8. Genelde yalan bir hata gibi gorulur ve sucluluk duygusu itirafla son bulur. Cocuğun itiraf etmesine yardımcı olmalıdır.Ancak cocuğu kendisi ve cevresiyle barıştırmazsa,itirafı değeri yoktur.
9. Yalan soyleyen cocuk bu mucadeleyi anlamlı, onun iyiliği icin boyle davranıldığını bilmelidir. Burada bir guc gosterisi değil, yardım soz konusu olmalı ve ona guven vermelidir.
10. Yalan kişiliğin bir eksikliği, bencilliğe ve kolacılığa doğru bir cıkış, bireyi diğer insanlardan soyutlayıcı bir kendini reddetmedir. Yalanla mucadele yeterli değildir, aynı zamanda durustluk, acık yureklilik, ictenlik ve sevgi icin de savaşım verilmelidir. Bunlar bireye denge ve mutluluk getirirler.
11. Kısaca,yalancılık olayı cevresel ilişkilerle birlikte ele alınmalıdır. Once cocukta yalancılığın gelişmesini kolaylaştıran nedenlerin bulunması gerekir. Sonra da aile cevresiyle işbirliği yapılır, cocuğa doğruluğun yararları, getireceği haz ve avantajlar elle tutulur bicimde oğretilmelidir.
Cocuklarda Yalan
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- Cocuklarda Yalan