Cocuğunuz anaokuluna başladıysa bu hastalıklarla karşılaşabilir...Sadece anaokulu da değil...Kreş ,ilkoğretim...v.s....Toplu bulunan yerlerde bu sorunlara sıkca rastlanıyor..Doğruyu soylemek gerekirse hasta olmadıkları gun yok gibi...Tam iyileşirler,arkadaşı hasta olur tekrar başa donulur...Tedbiri elden bırakmamakta fayda var.



Anaokulu doneminde cocuklarda ust solunum yolu (soğuk algınlığı veya nezle, grip, akut boğaz enfeksiyonu, krup, kulak iltihabı, oksuruklu hastalık) enfeksiyonları en sık karşılaşılan hastalıkların başında geliyor.

* Grip; Gripte birden başlayan ve coğunlukla uşume-titreme ile birlikte olan ateş, baş ağrısı, halsizlik, yaygın kas ağrıları ve balgamsız bir oksuruk goruluyor. Daha sonra boğaz ağrısı, burunda tıkanıklık ve akıntı ile oksurukten oluşan solunum yolu bulguları ortaya cıkıyor. Grip salgını en cok okul cağında gorulduğu icin girip aşısı bu donemde ozelikle oneriliyor. 9 yaşından kucuk ve grip ile temas deneyimi kısıtlı cocuklarda tatmin edici bir yanıt alabilmek icin 1 ay ara ile 2 doz aşı uygulanması gerekirken. 6 ay-35 ay arasında cocuklara grip aşısı yarım doz yapılıyor. Gribin tedavisinde ise kesinlikle antibiyotiklere yer yok. Bol sıvı alınması, istirahat ve burun tıkanıklığını ve akıntısını hafifletecek; serum fizyolojik veya okyanus suyu spreyleri kullanılması tavsiye ediliyor. Ateş ve ağrı eşlik ediyorsa ilaclar hekim kontrolunde kullanılabiliyor.


* Soğuk algınlığı-nezle; Soğuk algınlığı, gripten farklı olarak daha hafif seyirli bir tablo ciziyor. Soğuk algınlığına coğu zaman koyu kıvamlı bir burun akıntısı goruluyor. Tedavide grip ile aynı yaklaşım uygulanıyor.

* Boğaz enfeksiyonu (Akut farenjit); A grubu streptokok enfeksiyonları olarak adlandırılan bu hastalıklar cocukluk yaş grubunda ozellikle onem taşıyor ve bu bakterinin yol actığı klinik durumların başında akut farenjit (boğaz enfeksiyonu) ve bademcik iltihabı geliyor. Bazı hastalarda, ozellikle de tedavi edilmeyenlerde kulak iltihabı, sinuzit, bademcik apsesi ve boyundaki lenf bezlerinin iltihabı gibi komplikasyonlar gelişmesi mumkun. Ancak streptokok ust solunum yolu hastalığının en buyuk tehlikesi, tedavi edilmediğinde akut eklem-kalp romatizması ve akut glomerulonefrit adı verilen bobrek hastalığının sonradan ortaya cıkabiliyor. A grubu streptokok farenjit tanısı koyarken, klinik bulguların yanında uygun laboratuar testlerinin (boğaz kulturu) de yapılması gerekir. Boğaz kulturunde A grubu streptokok veya farenjite yol actığı bilinen başka bakteriler saptanmadığında antibiyotik tedavisi verilmemelidir. A grubu streptokoklara bağlı farenjit tedavisinde penisilin ilk kullanılacak ilac olmayı surdurmektedir. Hastalık taşıyan cocuklar uygun tedaviye başlandıktan en az 24 saat sonrasına kadar okul ya da bakımevinden uzak tutulmalıdır.

* Kulak iltihabı (Otitis media); Buyuk cocuklarda ateş, kulak ağrısı, soğuk algınlığı bulguları gorulurken, kucuk cocuklarda ateş, huzursuzluk, iştahsızlık, kulak ile oynama bulgular veriyor. Kesin tanı icin kesinlikle doktora gidilmesi gerekiyor.

* Sinuzit; 10-14 gun sureyle duzelme gorulmeyen burun akıntısı ve gunduz oksurukleri, ateş, baş ağrısı gibi belirtilerle ortaya cıkıyor. Tedavide uzun sureli antibiyotik kullanılıyor.

* İshal (Gastroenterit); Gunde ucten fazla sulu dışkılama, ateş, bulantı-kusma, halsizlik, iştahsızlık ile belirtileriyle goruluyor. Ceşitli virus, bakteri ve parazitler ishal etkeni arasında yer alıyor. İshal ile karşılaşıldığında, sıvı kaybının olup olmadığına bakılmalı ve bol sıvı tuketilmeli. Ağız kuru, goz yaşı azalmış ve aşırı halsizlik saptanırsa, ağızdan sıvı verilemiyorsa acilen doktora başvurulması gerekiyor. Dışkı analizine gore ishalde nadiren antibiyotik tedavisi uygulanıyor. Eller cok iyi yıkanmalı, cocuk alt bezleri ozel poşetlere sarılarak atılmalı, klozet kullanıyorsa, camaşır suyu ile her defasında klozet temizlenmeli.

Antibiyotik kullanıma dikkat!
Cocuklukta gorulen bircok hastalığın tedavisinde antibiyotik sık başvurulan bir yol olmayabilir. Oysa aileler coğu kez cocuk her rahatsızlığında antibiyotiğe sarılıyor. Sık antibiyotik alan cocukların direncli bakterilerin taşıyıcısı olma olasılıkları yuksektir. Direncli bir bakterinin taşıyıcısı olup, o bakteriye bağlı enfeksiyon gecirenlerde antibiyotik tedavisinin başarılı olma şansı duşuktur. Bu nedenle pek cok basit ust solunum yolu enfeksiyonlarında (soğuk algınlığı ve oksuruk gibi) antibiyotiğe başlamadan, hastayı sık kontrollere cağırmak tercih edilmelidir. Aynı zamanda kullanılan antibiyotikler; dişte lekelenme ishal, mantar enfeksiyonu, karaciğer ve bobrek fonksiyonlarında gecici bozukluklar yapabilmektedir. Unutmamalıdır ki ,doğru endikasyon ile, yeterli dozda ve surede antibiyotik kullanımı hayat kurtarabilir