Ulkemizde işlenen cinayet eylemleri, hep plansız programsız olarak gercekleşiyor. Suc ve Ceza adlı romanı okuyanlar bilirler, kitabın 600 sayfası cinayetin planını işlemiş, cinayet yarım sayfada işlenip maktul hakkın rahmetine kavuşmuştur. Elin gavur milleti halen boyle cinayetler işlemekte zannımca. İnce ince gunlerce herşeyi planlayıp, oyle işliyorlar cinayetlerini.
Bizdekiler ise alelade işlenip gidiyor oylemesine. Bu trajikomik cinayetler ve sebepleri genellikle şunlar:

Kan Davası:
Bu babadan oğula gecen bir cinayet stilidir ve şu cağlarda bile maalesef azımsanmayacak kadardır. Sebeplerine indiğimizde incir cekirdeğini doldurmayacak vakalara rastlarız. Adamın dedesinin dedesi, tarlasını sularken oburusunun dedesinin dedesinin tulumbadan bir kova su aşırıp kendi tarlasını sulaması suretiylen o ortamda bir kavga cıkmış ve iki aile birbirine duşman olmuştur muhtemelen. İki sulalede birbirlerinin kokunu kazımaya and icmiş bir şekilde, birbirlerini oldurup dururlar.

Seviyordum, Oldurdum:
Bunlar genelde aşk cinayeti olarak tanımlanır. Er kişiler ve hatun kişiler bu stil cinayeti kıskanclıklarından işler. Ferdi Abimizin "ya benimsin, ya toprağın" felsefesiylen hareket ederek, aşık oldukları insanın başka potansiyel adaylara tek tek basıp bade suzmesinden oturu cereyan edebilir. Genelde er kişilerinde fazla gorulmekte, fakat hatun kişileri de bu tur cinayetleri değişik şekillerde işleyebilmektedir ki vaktiylen bunların orneklerini de gorup, gulelim mi ağlayalım mı şaşırmıştık. Bu tip katiller hakim karşısına gectiklerinde savunmalarına genellikle "Seviyordum, oldurdum hakim bey" diye başlayıp, sevmeleri sebebiylen oldurmeye hakları bulunduğunu iddia ederler.

Fanatiği Olduğum Futbol Takımı Macı Kazandı:
Ulkemizde şehir magandaları olarak adlandırılan bu katil gurubunun işledikleri cinayet en sebepsizidir ki, maktul hacet yoluna mezara girer, katil de kısa bir ceza cektikten sonra kodesten cıkıp dışarda coşup coşup rastgele havaya ateş etmeye devam eder. Bu modeller umutsuz vakadır. Bence şehrin en işlek meydanında asılıp diğerlerine ibret olarak sallandırılmalıdır ki, bakın bakalım bir daha yapabiliyolar mı?

Bir Anda Cinnet Geldi:
Eti yağlı tarafından veren mahalle kasabına, ayın birinde kapısına dayanan ev sahibine, kendisine yol vermeyen diğer arabanın şoforune sinirlenen şahıs kişiler bu tur cinayetler işler ve sonradan pişman olurlar. Ama iş işten gecmiş ve "Bir cinnet herşeyi halletmiştir." Katilin oturup mapushanede zaman gecsin diye, tesbih, boncuk, anahtarlık gibi objeler yapıp el becerilerini geliştirerek, cezasının dolmasını beklemekten başka caresi yoktur. Olen de olduğuylen kalmıştır zaten.

Tabancamı Temizliyordum:
Eskilerden beri er kişilerin gozdesi olan At, Avrat, Silah uclemesi tek bir değişikliğe uğrayarak (Atın yerini araba almıştır.) hala gecerliliğini yitirmemiştir. Hele ki ruhsatlı silaha sahip olan birtakım er kişileri bununla acayip gurur duyarlar. Ustunu başını temizlemeye uşenen er kişiler, her halukarda mutlaka silahlarını temizlerler. Bu sebeple bazen yanlışlıkla cinayet işler ki, bu yanlışlık bir cok şeye mal olabilir. Bence bu tur katil modellerine hem hapis cezası, hem de hapiste olduğu sure zarfında her gun beş kere tuvalet temizleme cezası verilmeli, cektikleri vicdan azabı da cabası olmalı, ve mutemadiyen "kendim ettim, kendim buldum" şarkısı soyletilmelidir.

Planlı cinayete hasret kaldık memlekette..

__________________