Gercektende oyle meleklerim, cocuklar soyleneni degil, yapilana yapiyorlar
Biz onlari yapma dedigimiz seyleri, kendimize yapmiyoruz degilmi ??



Ankara Universitesi Eğitim Bilimleri Fakultesi Prof.'u Dr. Binnur Yeşilyaprak, insanların soyleneni değil yapılanı yaptığını ifade ederek, cocuklarda bunun daha fazla olduğunu soyledi. Cocuklar ve genclerin bir yanlışlık icerisinde olduğunun anlaşılması durumunda otoriter olmak yerine arkadaş gibi problemin dinlenmesinin de onemine dikkat cekti.
Turkiye’de her uc aileden biri şiddete maruz kalırken, her iki aileden birinin ise sozel ya da fiziksel şiddetle karşı karşıya olduğunu ifade eden Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak “Anne ve babalar aile icinde ya da dışında başta kendi davranışlarına dikkat etmeleri gerekir. Cunku ozenti, taklit yapma duygusu en fazla cocuklarda mevcuttur. Gerek konuşma gerekse fiili davranışlarda; bir fotoğraf makinesi misali cocuklar gorduklerinin adeta fotoğrafını ceker ve beyninde onu muhafaza eder. Bir gun aynı olayla kendisi karşılaştığında, anne babadan veya cevreden aldığı o fotoğrafı kes-yapıştır uygulamasını kullanarak karşı karşıya olduğu duruma montajlar. Bu olumsuz davranışın onune gecmek icin kişi tedbiri baştan elinde tutmalıdır. Yoksa insan kafasına duşen bir saksı misali, insanın başına duştukten sonra iş işten gecmiş olur. Problem icin cozum cok zor hatta cozumsuz olur.” dedi.
Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, yine ortaokul ve lise cağındaki cocukların bireylerin ozentilerinden dolayı kendi aralarında doğruluğunu araştırmadan risk alma, orneğin; cete kurma yoluna gitmeleri, yine doğruluğunu araştırmadan adrenalinli riskli olaylara karışarak macera yaşama adı altında insanda zıt etki yapabilecek yollar kullandıklarına vurgu yaparak, “İşte bunların onune gecmek icin ne guzel soylemişler; ‘Bana arkadaşını soyle, sana kim olduğunu soyleyeyim.’ Cocuklar takıldığı ortamlara kadar her şeyi ile gozetimimiz, takibimiz altında olmalıdır.” diye konuştu.