ruyada cocuğuna vurmak ruyada cocuğa vurmak bebeğe yuze vurma oyunları dayak yemiş birini gormek
Eskiden dayakla cocuğu disiplin etmek cocuk yetiştirmenin doğal bir parcasıydı Meleklerim. Gerek evlerde anne babalar tarafından uygulansın, gerekse okullarda oğretmenler tarafından uygulansın cocuğa atılan dayak “cennetten cıkma” kabul edilirdi neyazikki. Gunumuzde cocuk dovmenin, biz bunu “fiziksel istismar” olarak tanımlıyoruz ki, cocuklar (veya uygulanan herhangi bir kişi) uzerindeki negatif psikolojik etkileri artık bilinmekte Meleklerim. Bu yazıda dikkat edilmesi konu, bazı anne babalar tarafından “hafifce vurma” olarak nitelendirilen disiplin uygulamaları Melekerim.




Gercekten oldukca şaşırtıcı; isteyerek ve planlayarak cocuk sahibi olmuş, sosyo-ekonomik seviyesi yuksek, kendileri eğitimli olan ve cocuk eğitiminden de anlayan (veya anlıyor gorunen), aklı selim insanlardan duyuyoruz bazen: “vallahi beni oyle cok kızdırdı ki poposuna şoyle bir tane indiriverdim”... veya bazen oldukca kendinden emin: “efendim bir yaramazlık yaptığı zaman, ozellikle kendisine zarar verecek bir davranışta bulunduğu zaman bunun zararlı olduğunu anlatmak icin şoyle eline bir iki kez vuruyorum ama acıtmadan” Belki de fiziksel olarak zarar vermediği icin, psikolojik olarak ta negatif bir etkisi olmayacağı sanılan bu disiplin uygulamaları gercekte ciddi anlamda hatalı anne baba tutumlarıdır.
Cocuklarımıza bu hayatta oğretmek istediğimiz şeylerden biri ofke durtulerimizi nasıl kontrol etmemiz gerektiği olmalıdır. Vurma eylemini bizzat gercekleştirerek bunu elbetteki oğretemeyiz. Cocuklarımıza bu davranışla oğrettiğimiz tek şey vurmanın kabul edilebilir bir davranış olduğudur. Onların algıladığı “buyukler cocuklara veya gucluler zayıflara vurabilirler” mesajlarıdır. Cocuklar icin buyukleri ozellikle de doğruluk timsali olarak gordukleri anne babaları ne yaparsa doğrudur ve onlar anne babalarını taklit ederek buyur ve gelişirler. Bir kız cocuğu annesinin topuklu ayakkabılarını giymeye meraklıdır; bir erkek cocuğu babasını traş olurken gorur ve kendisi de traş olma oyununu oynamaya başlar. Aynen bu orneklerde olduğu gibi cocuklar elbetteki vurma davranışlarını da taklit etmeye başlarlar. Bunu oyunlarında kullanır, sonra da gercek hayata gecirerek arkadaşları veya kardeşleri, yani ozellikle kendinden kucuk veya zayıf olanlar uzerinde uygulamaya başlarlar, yani aynen anne babasının yaptığı gibi... Boylece davranış problemleri baş gosterebilir. “Bu cocuk kardeşiyle hic gecinemiyor”lar başlar, yuvaya veya okula gidiyorsa “gecimsiz cocuk, uyumsuz cocuk” gibi etiketler edinmeye başlayabilir. Hayata yuva doneminden bu şekilde başlamış bir cocuk icin sosyal guclukler birbirini kovalayabilir. Bu senaryo elbetteki butun “hafif derecede dayak yemiş” cocuklar icin gecerlidir demek yanlış olur fakat bu tip bir risk her zaman hem de yuksek bir olasılıkla vardır.
Ayrıca cocukların edindiği bir başka mesaj da problemlerin kaba kuvvetle cozulmesinin uygun olduğudur. Ortada bir sorun varsa bunu cozmenin yollarından biri de vurmak olabilir, neden olmasın, zaten anne babası da bu yolu kullanmaktadır. Yapılan araştırmalara gore dayakla buyumuş cocuklar yetişkin olduklarında cocuklarını buyuturken bu yontemi kullanırlar. Boylece bu dongu nesillerce devam edip durur.
Bu eğitimli aileler cocuklarına sevgi gostermenin cocuğun ozguven gelişimi acısından ne kadar onemli olduğunu bilirler. Bu sevgiyi de gercekten verebiliyor olabilirler. Fakat arada sırada belki bilincli belki de kendilerine hakim olamayarak vurmalarına “ben cocuğumu seviyorum ve ona bu sevgimi gosteriyorum, arada sırada vurmalarım onu hic etkilemez” derler. Biz buna psikolojide “rasyonalizasyon veya haklı cıkarma savunma mekanizması” diyoruz. Adı ustunde yaptıkları yanlışı rasyonalize ederler. Bu savunma bazı cocuklar icin doğru olabilir. Fakat cocuklar kendilerini acıtan bir mesajı, bir de gercekleşen vurma davranışı ofke doluysa sevgi mesajından daha fazla alırlar ve akıllarında daha fazla kalır. Hayatta en sevdiklerinden gelen boyle bir mesaj cocukların kafasını karıştırır, anne babaya karşı duydukları guveni sarsar. Dolayısıyla hayata ve insanlara karşı duydukları guven de sarsılır, artık dimdik durdukları zemin kayganlaşır, otorite karşısında korku duyan aciz cocuklar haline gelirler. Ne de olsa en sevdikleri boyle şeyler yapabiliyorsa herkes yapabilir.... Ote yandan ozguvenleri ve kendilerine olan saygıları da sarsılır. Cunku bu tur bir davranış elbetteki gulumseyerek yapılmaz. Vurma davranışıyla birlikte cok muhtemel yapılan diğer yanlışlardan biri de kullanılan sozlerdir. Orneğin “seni yaramaz, başbelası cocuk” gibi yaftalar, “bak hemen doğru durust davranmaya başlamazsan seni bırakıp giderim”; “bak bir daha seni hic sevmem, annen olmam” gibi sozler de vurmalara eklenince cocuk icin cok daha fazla yıkıcı olur elbetteki. Cocuk anne babası başta olmak uzere etrafındaki kişiler onu nasıl algılıyorsa o da kendisini oyle algılar. Ayrıca cocuk yetiştirmedeki en buyuk hatadır belki de “sadece iyi cocuk olduğu zaman sevilebileceği yoksa sevilmeye layık olmadığı” mesajı.... Cocuk anne babası tarafından her zaman ve her koşulda sevileceğini fakat bazı davranışlarının uygun olmayabileceği ve bu davranışlarının kabul gormeyeceği ama sevilmeye devam edileceği gerceğini icine sindirerek buyumelidir.
Psikolojik anlamda duşunulduğunde dayağın hafifi ağırı olmaz. Fiziksel olarak ta olmaz aslında. “Hafif dayak” yontemi kullanılmaya devam edilip te, artık cocuk sozel olarak kontrol edilemedikce gittikce ağırlaşmaya başlayabilir. Hangi noktada artık elin ayarının kactığını anne baba kendisi bile farkedemeyebilir.
Ayrıca işin bir de etik yonu var. İster yetişkin olsun, isterse de cocuk olsun bir insanın vucudu kendisine aittir. Anne baba olmak cocuğun vucudunun da sahibi olmak ve bu vucuda istediğini yapma hakkına sahip olmak anlamına gelmez. Cocuğun vucudu kendisine aittir. Onu en guzel şekilde kullanmak onun en doğal hakkıdır. Ufacık elleri, ayakları, ufacık vucutları vurulmak icin değil “keşfetmek” icin vardır.
Hicbir cocuk, hicbir davranış vurulmayı haketmez. Mutlaka ve mutlaka doğruları oğretmek icin vurmaktan başka bir yontem her zaman vardır. Bir doğru asla bir yanlışla oğretilemez. Eğer siz de vuran anne babalardan biri iseniz annelik babalık yontemlerinizi gozden gecirmelisiniz. Oncelikle kişilik yapınızı, altta yatan nedenleri duşunebilirseniz: Durtusel yani durtulerine hakim olamayarak bu davranışları sergileyen birer anne baba olabilirsiniz; cocuğun donemsel gelişimlerini veya kapasitesini bilmiyor olabilirsiniz; eğer dayak hafifse zarar vermez diye duşunuyor olabilirsiniz ..kendinizi cok cabuk kaybediyor olabilirsiniz, vb. O zaman yapacağınız şey basit: hemen dayakla cocuk yetiştirmeye bir son verip profesyonel yardım alarak annelik babalık becerilerinizi geliştirebilirsiniz. Siz de cocuklarınızla sorunları karşılıklı saygı ve sevgi cercevesinde cozebilirsiniz.