

Anne-babalar cocuklarının ileride ciddi bir hastalığa yakalanma olasılığını daha ilk gunden hesaba katıyorlar ve bu olasılığa karşı onlem almaya calışıyorlar.
Anne-babalar cocuklarının ileride ciddi bir hastalığa yakalanma olasılığını daha ilk gunden hesaba katıyorlar ve bu olasılığa karşı onlem almaya calışıyorlar. Bu onlemin adı kordon kanı saklanması.Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tup Bebek Uzmanı Op.Dr.Numan Bayazıt kordon kanı saklanması ile ilgili onemli noktaların altını ciziyor.
Kordon kanı bebeğin doğumundan sonra gobek kordonu icinde kalan kandır.Bu kan bebekten alınmıyor,gobek bağı kesildikten sonra kalan kordondan alınıyor.Kok hucreden zengin iceriği nedeniyle kordon kanının saklanması ilk olarak 1980’li yıllarda Amerika’da başlatıldı. 1990’ların sonuna doğru bircok ozel banka kurulmaya başlandı. Ulkemizde de 2000’li yılların başlarında boyle bir furya yaşandı. Kordon kanının saklanması yaygın bir şekilde tavsiye edilir oldu. 2005 yılında Turk Hematoloji Derneği gazete ilanları ile ozel bankalarda kordon kanı saklanmasının teşvik edilmemesini tavsiye etti. Bundan sonra kordon kanı saklanma sayısı duşmeye, banka sayısı azalmaya başladı. Hematologlar saklanan bu kanların kullanılma olasılığının cok duşuk olduğunu, ortak kullanıma acık bankalar kurulması gerektiğini duşunuyorlar.
Kordon kanının saklanmasının 2 şekli vardır. Birincisi ozel bankalarda sadece o kişiye ilerde lazım olduğunda kullanılmak uzere saklanmasıdır. Buna otolog amaclı kullanım denir. Doğal olarak ticari amaclı kurumlardır. Aile belli bir ucret oder. Bugune kadar bu şekilde 500.000 civarında kordon kanı saklandığı tahmin ediliyor. Kan kanseri nedeni ile kullanıldığı bildirilen vaka sayısı ise sadece 1’dir.Ustelik bu kan ortak bir bankadan da bulunabilirdi. Bu durumda ozel olarak kordon kanı saklanması fazla ticari bulunuyor. Bir başkasına gerekli iken o kanın saklanmaya devam etmesi ahlaki yonden de eleştiriliyor.
İkinci banka turunde ise kanlar kamu kurumlarında kamu adına saklanıyor. Allojenik amaclı bankalardır, halktan herhangi biri icin gerektiğinde kan verilebiliyor. Dunya’da bircok ulke ve dernek kordon kanının ozel bankalarda değil kamu bankalarında saklanmasını teşvik ediyor. Ulkemizde henuz bu tur banka yok.
Diğer yandan kok hucreler ile ilgili calışmalar tum dunyada devam etmekte bircok hastalıkta umut verici sonuclar alınmaktadır. Kok hucreler farklı ozellikteki dokulara donuşebiliyor ve vucuttaki bazı hasarlı organların iyileşmesini sağlayabiliyor. Bircok hastalıkta kullanılabileceği iddia ediliyor. Bunların arasında kanıtlanmış olanlar bazı kan kanseri turleri ve kemik iliği yetmezliği. Serebral palsi (Spastik cocuklar) ve juvenil diabet tedavisindeki faydası ABD’de insanlar uzerinde calışma yapacak kadar belirgin. Ancak kesin sonuclar henuz yayınlanmamıştır.
Peki bu durumda kordon kanını saklamaya devam etmeli miyiz? Bu konudaki belirsizlik doğum yapacak ciftlerin kafasını karıştırmaya devam ediyor. Aynı şey doktorlar icin de gecerli. Mevcut veriler saklanmasını onermek icin yetersiz. Ancak geleceğe donuk umitler hem yuksek hem de dayanaksız değil. Bu nedenle saklanmasının tamamen anlamsız olduğunu da soyleyemiyoruz.
Sonuc olarak biz doktorlar hastalarımıza doğru bilgiyi vermek zorundayız. Bugunun verilerine gore bir bebeğin saklanan kordon kanının ileride kullanılma olasılığı cok cok azdır. Ancak hızla gelişen teknoloji ile gelecekte neler olur bilemeyiz. Ciftlerin bunları bilerek karar vermesi gerekir.