

Yaşamının bir bolumunde herkes sevinclerin yanında uzuntu de yaşıyor. Sevincli bir haberi vermekte kimse zorlanmıyor ama uzuncu haber vermek pek o derece kolay olmuyor.
Uzmanlar ozellikle kotu haberi cocuklara vermek icin cok daha ozenli davranmak gerektiğini belirtiyorlar. Kotu ve uzuntu verici olaylar stres nedeni oluyorlar. Bu da kişinin yaşamını altust edebiliyor. Boyle olaylar cocukları derinden etkiliyor.
Peki bu tur olayları cocuklara nasıl bildirmek gerekiyor?
Kim Psikoloji’den Psikolog Emine İleri, yetişkinlerin bile ozumsemekte zorlandıkları kaza, olum, ayrılık, boşanma gibi olayların cocuklara anlatılması icin cok daha duyarlı olunması gerektiğini belirtiyor.
COCUKLARDA OLUM ALGISI
Psikolog Emine İleri, ozellikle okul onceki yaştaki cocuklara kotu bir haberi verirken nasıl davranılması gerektiği konusunda şunları soyluyor:
“Okul oncesi cocuklarda yaşları ve zihinsel gelişimleri itibariyle olum kavramı ve olum algısı yavaş yavaş oturmaya başlamıştır. Cocuk olen kişinin bir daha geri gelmeyeceğini hemen algılayamasa da olum haberini oğrendikten sonra surec icerisinde bunu sindirir ve kafasında bir daha geri gelmeyeceğini oturtur. Ancak yaş itibariyle hala cocuğun ic dunyasında olen sevdiğini geri getirebilecek sihirli ya da ozel bir guce sahip olduğu duşuncesi az da olsa devam eder. Genel olarak cocuğun icinde bulunduğu zihinsel surec ve algı bu durumdadır.
Oncelikle cocuğa kotu haber verirken sectiğimiz ortamın sakin, sessiz ve cocuğun aşina olduğu bir yer olması gerekir. Konuya girmeden once on hazırlık yapılmalıdır. Orneğin, ’sana birazdan uzucu bir haber vereceğiz.’ Sonrasında cok fazla detaya girmeden haberi net ve doğru bir şekilde acıklamalıyız. ‘annen bir kaza sonucu oldu’. Bu noktada cocuğa olumun kotu bir olay olmadığını aksine canlılar icin doğal bir surec olduğunu onun anlayabileceği bir dilde anlatmalıyız. Mesela; bir ciceğin buyumesi, yeşermesi, sararması ve solmasını olumu zihinsel acıdan sembolize ederek anlatmamız cocuğun bu konudaki korkusunu ve endişesini azaltmasına yardım edecektir. Ya da ‘insanlar yaşarken nefes alırlar, yururler, konuşurlar, yemek yerler ama oldukten sonra artık bunları yapamazlar’ diyerek de acıklayabiliriz. Cocuğun haberi oğrendikten sonra verdiği her turlu tepkiye sakin kalmalı ve olağan karşılamalıyız. Ağlarsa susması icin cabalamak yerine buna izin vermeliyiz. Ya da sessiz kalır veya hicbir şey olmamış gibi davranırsa istediği zaman bu konuyu tekrar konuşabileceğimizi soyleyip onu rahat bırakmalıyız. Eğer olen kişi anne ya da baba değil de cocuğun cok sevdiği yakın akraba veya arkadaşlarından biriyse bu haberi anne ve babanın birlikte vermesi en doğru olanıdır. Eğer tam tersi olen anne ya da baba ise cocuğun en sevdiği kişilerden bir ya da ikisinin haberi cocuğa vermesi daha iyi olacaktır. Sadece olum değil cocuğu etkileyeceğini duşunduğumuz her turlu kotu olayda sonrasında en onemli nokta cocuğu ne kadar cok sevdiğimizi belirtmek ve her koşulda onun yanında olacağımızı soylememizdir. Yaşanan olayların sonucu uzucu olsa da her şeyin en kısa surede duzene gireceğini belirterek cocuğun kaygılarını en alt seviyeye duşurmeye calışmalıyız.”
HASTALIĞI BİLDİRMEK
“Hastalık soz konusu olduğunda da aynı yaklaşım icinde olmalıyız. Yine haber verilirken sessiz ve duzgun bir ortam secilmelidir. Cocuğa olayla ilgili bilgiler en doğru şekilde ve yalansız bir şekilde verilmelidir. Ancak cocuğun olume dair kafasındaki şupheleri arttırabilecek ayrıntılı acıklamalardan kacınılmalıdır. Cocukta hastalığın olum ile sonuclanma ihtimali yuksekse ya da ağır bir tedavi surecinden gececek ise şu şekilde bir acıklama yapılabilir; ‘Sahip olduğun hastalık sadece sana ozel bir durum değil. Bugun bircok insan aynı hastalıktan tedavi goruyor. Bir kısmı uzun bir tedavi suresi yaşasa da iyileşti. Senin doktorların da onlar gibi iyileşmen icin en doğru tedaviyi uygulayarak yeniden iyi olman icin ellerinden geleni yapıyorlar. Biz de bu surecte her zaman senin yanında olacağız.’ Bu tarz bir acıklama cocuğun var olan yuksek kaygısını ve ‘acaba olecek miyim?’ gibi zihninde yer alan olumsuz duşunceleri en aza indirmeye yardımcı olacaktır. Aynı acıklamayı eğer cocuğun sevdiği yakın kişilerden biri yaşıyorsa onlar icinde cocuğa yapabiliriz.”
AYRILIK, BOŞANMA OLAYLARI
“Aile icinde ayrılık, boşanma durumu soz konusu olduğunda cocuğun yaş itibariyle hissettiği sucluluk ya da uzuntuden cok evden ayrılan ebeveyne karşı duyabileceği ofkedir. Boşanma suresi cocuklar ve ebeveynler icin maalesef cok sancılı bir surec olarak yaşanmaktadır. Bu sebeple cocuğa bu olumsuz durum anlatılmadan once ciftlerin ayrılık kararını kesin olarak vermiş olmaları en onemli noktadır. Boyle bir karar verilmediği surece cocuğa bu durumdan bahsetmek yanlış olacaktır. Cocuğa boşanma kararı acıklanacağı zaman anne ve babanın bir arada bunu cocuğa anlatması bir başka onemli noktadır. Genel hatlarıyla acıklama şu şekilde yapılabilir; anne ve baba olarak biz birbirimizi seviyorduk. Bu zamana kadar aynı evde yaşamaktan mutluyduk. Ama artık aynı evin icinde birlikteyken mutlu olamıyoruz. Bu yuzden ayrı evlerde yaşamaya karar verdik. Ancak annen ve baban olarak biz senden değil birbirimizden ayrılıyoruz ve seni eskiden olduğu gibi cok seviyoruz ve bundan sonra da sevmeye devam edeceğiz.’ Cocuğa acıklama yapılırken ciftler arasında yaşanan tartışmalar ve kendi iclerinde yaşadıkları catışmalar kesinlikle cocuğa yansıtılmamalıdır. Cocuğa boşanma kararı soylenirken ayrıntılara girmeden durum anlatılmalıdır. Boşanma kararı acıklandıktan sonra cocuğa evden ayrılan ebeveynle ne sıklıkla goruşebilecekleri ve ev, şehir ya da okul değişikliği olacaksa bu durumlar da cocukla acıkca paylaşılmalıdır. Bu konuda cocuğa soylenecek bir yalan cocuğun ebeveynlere olan guvenini ciddi derecede sarsacaktır. Bu acıdan bu konuda durust olmak cok onemlidir. Yaşanan bu sıkıntılı surecinde en kısa surede sonlanacağını soyleyebilirsiniz. Yaşanan surec icerisinde ev icerisinde cocuğun birlikte yaşadığı ebeveyninin cocuğa duygusal olarak destek vermesi ama bir taraftan da cocuğun ev icindeki duzenini eskiden olduğu gibi devam ettirmesi cocuğun surecten en az şekilde etkilenmesine yardımcı olur. Cocuğa sevgi noktasında her iki tarafında doyurucu olması gerekir.”
KOTU HABERİN COCUK UZERİNDEKİ ETKİLERİ
“Cocuğa verilen kotu haberlerin etkileri farklı şekillerde gorulebilir. Bunlardan bazıları;
• Cocuğun yıkıcı davranışlarda bulunması
• Uyku ve yeme bozukluklarının gorulmesi
• Ofke kontrolunde sorun yaşaması, kendine ya da etrafındakilere zarar vermesi
• İcine kapanıp sessizleşmesi
• Eğer anaokuluna gidiyorsa arkadaşlarıyla iletişimde bozukluk yaşaması.
• Derslerinde performans duşukluğu olması olabilir.
Bu durumlardan biri ya da birkacı yaşandığı takdirde ebeveynlerin yapacağı şey en başta cocuğa karşı sabırlı olmaktır. Bununla birlikte ebeveynler bu durumlarla tek başına mucadele etmekte zorlanacakları icin bir psikologdan ya da pedagogdan yardım almaları hem cocuk hem de kendileri icin cok faydalı olacaktır. Sadece yaşanan olayların sonrasında değil başlangıcta kotu durumları cocuğa acıklarken eğer aileler cocuğa acıklama yapmakta zorlanıyorlarsa bu noktada da profesyonel destek almaları cok onemlidir. Boylece yanlış bir adım atmadan en sağlıklı şekilde cocukla iletişime gecebilirler.
Sonuc olarak; hayatın akışı icinde her an kotu durumlarla karşılaşabiliriz. Bu kacınılmazdır. Ancak onemli nokta bununla nasıl ve ne şekilde mucadele edip altından kalkabildiğimizdir. Cocuklar da bu noktada en hassas grupta yer aldıklarından en dikkat edilmesi gereken gruptur. Bu nedenle kotu haberleri onlara acıklarken yetişkinler olarak iki kat ozenli davranmalıyız. Unutmayalım ki yarının buyukleri olarak ruh sağlığı ve gelişimi duzgun cocuklar yetiştirmek ve onları yaşanan olaylardan en az hasarla cıkarmak gelecekte daha sağlıklı bireylerin yetişmesi noktasında da cok onemlidir.