Bu zehir, proteinden oluşan ve tukuruk bezlerinde uretilen bir salgıdır. Her yılanda bu zehirli salgı, yılanın turune ozgu olsa da ozunde aynı olumcul etkiyi yaratır. Misal engerek, kara mamba, pama ve kobra gibi yılanlar bilinen en zehirli turlerden sadece birkacı.
Bu canlıların zehre ihtiyacı var diyebiliriz cunku avladıkları hayvanları bu sayede etkisiz hale getirebiliyorlar. Peki herkese zararı olan bu salgının, yılanlar uzerindeki etkisinin ne olduğuna gelin bir bakalım.
Zehir, yılanların avlarını sindirmelerine yardımcı olur. The Rising Nepal Yılanın zehrinin icindeki proteinler başka canlılar icin faydalı değildir. Orneğin insan etine enjekte edildiğinde birkac saniye icerisinde kişi hayata veda edebilir. Bu zehirde, buyuk molekulleri hızlıca parcalayıp sindirebilmek icin ozel enzimler bulunur. Boylece yılanlar, avlarının vucudunda bulunan protein, karbonhidrat, nukleotit (DNA VE RNA'nın yapı taşı) ve fosfolipidleri (proteinlerle birlikte hucre zarının yapısında bulunur) kolayca parcalayabilir.
İşte bu nedenledir ki yılan, kendi boyundan buyuk devasa canlıları bile tek ısırıkta olume yollayabilir. Bir de bu zehirde polipeptik toksinleri bulunur ki bu da zehrin oluşmasını sağlayan elementleri icinde barındırır. Bu zehirli salgı, hucrenin yapısını ve işleyişini bozduğu icin oldukca tehlikeli bir silahtır.
Yılanın ısırığı, zehrin salgılanması icin oldurucu bir vuruştur.
Peki neden bu boyledir? Cunku yılanın dişleri bir dokuyu delip icine girdiğinde zehir, acılan yaranın icerisine yavaş yavaş suzulmeye başlar. Bazı yılanlarda durum farklı olabilir. Orneğin kimi yılanlar tukuruğuyle bile zehir salgılayabilir. Kimileri de zehri fırlatabilirler ki orada bulunan canlılara artık gecmiş olsun demekten başka care kalmaz.
Tukuren Kobra Misal, "tukuren kobra" bu hunerlere sahip olan bir yılan turudur. Ancak zehri, karşısındakinin derisine değdiğinde onu hemen oldurmez, ona zarar verir. Sadece avının gozuyle temas ettiğinde anında mudahale edilmezse bu tukuruk olumculdur. Yani bu zehir fırlatma işi direkt oldurme amacı taşımaz; bu, yılanların bir nevi kendilerini savunma davranışıdır.
Tum yılanlarda zehir mekanizması dort ana bileşenden oluştuğu icin aynı şekilde calışır diyebiliriz.
Birinci bileşen zehir bezleri; baş bolgesinde ve boğazın arka tarafında bulunur. Bunlar zehri uretir ve zamanı geldiğinde kullanmak uzere depolar. İkinci bileşen, avı sarıp sarmalamaya yarayan ve kac doz zehir salgılanacağına karar veren, kafada bulunan kaslardır. Son vuruşu yapan yer ise dişler ve ağzın icindeki kanallardır. Kanalları zehrin dişlere ulaşması icin bir yol gibi duşunebilirsiniz. Yani bu dongu en son dişlerde tamamlanır ve zehir, dişlere akmış olur.
Bu zehrin dışı seni yakar ama ici sahibini de yakar. UVA Today - The University of Virginia Başta da belirttiğimiz gibi yılanların zehrindeki protein onlar icin zararlı değildir. Tabii şoyle bir durum var ki o da bu proteinlerin yılan icin toksik bir etken yapabilmesi icin zehrin vucudunun dokusuna veya kan dolaşımına karışması gerekir. Yani evet; yılan, zehri ağız yoluyla yuttuğunda bir zarar gormez. Onun mide asidi ve sindirim sistemindeki enzimler, zehri parcalayarak etkisiz hale getirir.
Fakat diyelim başka bir yılan tarafından ısırıldılar, o zaman zehir direkt kan dolaşımlarına girer ve bu onlar icin de oldurucu olur. Yani en baştaki sorumuza donduğumuzde; bir yılanın zehirden olmesi icin ya intihar edip kendini ya da başka bir turdeşinin gelip onu ısırması şarttır. Velhasıl yılanların zehri bu şartlar sağlandığında kendileri icin bile olumculdur.
Kaynaklar: Science ABC, Olağanustu Kanıtlar