Cocuk Eğitimi
Cocuk Eğitiminin Onemi



Cocuk yetiştirmek cok oenmlidir...İlerde bu ulkeyi onlara emanet edeceğiz sakın unutmayın... Ve ulkeyi emanet ettiğimiz genc cocuklarımızın kendilerine guveni olsun isteriz değil mi?? O zaman onlara karşı ileriyi duşunerek ona gore davranmalı..Onlarında sizler gibi birer birey olacağını aklınızdan cıkarmamalısınız....6-16 yaş arası cocuklarınız varsa onların nasıl eğitilmesi gerektiği burada....





Cocuklara aşağılayıcı davranmanın, beynin hem yapısında hem işlevinde olumsuz değişimler yarattığını belirten Psikiyatrist Dr. Tanju Surmeli, cocuklara nasıl davranılması gerektiği konusunda aileleri uyarıyor.

Cocukluk doneminde gercekleşen aşağılayıcı davranışlar ve istismarlar beynin yapısını ve işlevini değiştirebilir ve anksiyeteden intihara kadar bircok sorunun riskini artırabilir. Psikiyatrist Dr. Tanju Surmeli, “Sen aptalsın”, “Asla bir baltaya sap olamayacaksın”, “Neden biraz kuzenin gibi olamıyorsun!” benzeri ebeveynlerin ifadelerinin, beyin hucrelerini azalttığına dair araştırmalar olduğuna dikkat cekip, cocuklarına aşağılayan tarzda yaklaşan ebeveynleri uyarıyor.


'Sen Aptalsın, Bir Baltaya Sap Olamayacaksın!'

Harvard Tıp Fakultesi’nden Noropsikiyatri Uzmanı Docent Doktor Martin Teicher; “Bu değişiklikler fiziksel ve cinsel istismarla sınırlı değildir; sozlu saldırının bile gelişmekte olan bir beynin yapılanmasında değişikliğe yol acacağı yonunde her gecen gun artan kanıtlar vardır” demiştir. Bu zarar verici etkiler, beynin hassas bolgelerindeki kuculme ve epilepsiyi taklit eden anormal beyin dalgaları ile ilişkilidir.


Cocuklara Aşağılamak, İlerde Buyuk Sorunların Habercisi!

Araştırmalar, beynin sağ ve sol loblarını birbirine bağlayan kalın kablomsu sinir hucrelerinin (korpus kallozum) istismara uğrayan cocuklarda normalden daha kucuk olduğunu tespit etti. Bir araştırmada, 51 hasta ve 97 sağlıklı cocuğun beyin taramalarını karşılaştırmışlardır. Araştırmacılar, erkek cocukların yeterli bakılmamasının korpus callosumda ciddi kuculmelere yol actığı bulgusunu edinmişlerdir. Cinsel istismara uğrayan kız cocuklarda da anormal bir kuculme soz konusudur.

Teicher, “İnanıyoruz ki daha kucuk bir korpus kallozum beynin iki yarısı arasında daha az butunluğe sebep olur ve bu da ruh hali ve kişilikte dramatik değişimlere neden olabilir” diyerek konuyu acıklamıştır.

Duygu ve Dikkat Eksikliğine de Yol Acıyor

Beyin taramaları aynı zamanda duygu ve dikkat ile ilgili beyin bolgelerinde azalan aktivite gostermektedir. Cinsel istismar ya da yoğun sozlu eziyet gecmişi olan hastalar, serebellar (beyincik) vermis (orta hattındaki parcası) olarak adlandırılan beynin bir bolgesinde daha az kan akışı gostermişlerdir. Vermis, sağlıklı kişilerin duyularını dengede tutmalarında yardımcı olur, ancak cocukluk istismar gecmişi olan kimselerde bu dengeleyici işlev bozulmaya uğrayabilir.

Teicher, Vermis’in genetik faktorlerden ziyade cevresel faktorlerden ciddi anlamda etkilendiğine işaret etmektedir. Hareket bu durumu tetikler ve Ulusal Sağlık Enstitusu’nden araştırmacılar da dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan cocukların surekli olarak normalden kucuk boyutlar gosterdiğini tespit etmişlerdir.

Psikiyatrist, Dr. Tanju Surmeli, “Dikkat eksikliği ve oğrenme zorluğu ceken cocukların onemli bir kısmı ailesi tarafından ders calışmadıklarında, derse motive olamadıklarında, dikkatlerini derse veremediğinde aşağılanmakta, “falan daha iyi yapıyor sen neden onun gibi olamıyorsun” diye karşılaştırmalar yapılmakta ve bazıları sonunda fiziksel şiddete bile maruz kalmaktadır” diyor.

'Yapılan Araştırmalar İc Karartıyor'

Surmeli, bu konuda karşılaştıkları vaka orneklerinde nasıl olumlu bir ilerleme kaydettiklerini ise şoyle aktarıyor; “Biz bu cocuklarda beyin dalgalarında duzensizlikler gorduğumuz gibi, epilepsiye benzeyen aktivasyonlarda hem uyanık (%10 oranında) hem de uykuda cekilen EEG’lerinde % 25-40 oranında gozlemlemekteyiz. Ayrıca bu cocukların beyinlerinde olgunlaşmanın geciktiğini ve beyin dalgalarında yavaş dalgaların arttığını gosteren ve EEG’de sol tarafta coherence bozukluklarının olduğuna dair yayınlar var. Ben EEG’deki duzensizlikleri duzenlemeye yarayan EEG Biofeedback yontemini bu cocuklarda kullandığımda gayet yararlı olduğunu goruyorum. EEG Biofeedback ile beyin dalga bozukluklarını duzenlediğimizde istenmeyen hatıraları hatırlamadıklarını, agresifliklerinin kalmadığını, uykularının daha duzenli olduğunu, derse dikkatlerini daha iyi verebildiklerini ve motivasyonlarının arttığını goruyoruz. Dr.Teicher’ın tespit ettiği Vermis kuculmesi onemli. Cunku beyinciğin Vermis denilen orta parcası Limbik sistemle ve beyin sapı ile olan bağlantıları duygu durum duzenlenmesinde onemlidir. Beyincik vermisi gelişmemiş bir hastamda obsesyon, psikoz, ve depresyon bulguları gorduk. Uzun yıllar antidepresant, epilepside kullanılan ilaclar ve antipsikotiklerle tedavi edilmeye calışılmış. Bunların etkili olmadığı zamanlarda 3 kez EKT (elektroşok) tedavisi almış. İlacların hepsini bıraktırdığımızda 3 ay EEG Biofeedback ile sorunlarının daha azaldığını gorduk. Psikotik bulguları icin sonradan eklediğimiz bir antispsikotik ile daha iyi cevap almaya başladık. Vermisin beyin sapı ve limbik sistemle olmayan bağlantılarına olumlu gelişmeler EEG Biofeedback ile katkıda bulunduğumuzu duşunduruyor.”

Beyinde İntihar Gercekleşiyor

Cocukluk doneminde istismara uğrayan kişiler, istismara uğramayan kişilere oranla daha sık intiharı duşunduklerini kabul etmektedirler. Ve araştırmacılar epilepsi benzeri beyin anormallikleri ile intihar duşuncesi arasında kuvvetli bir ilişki tespit etmiştir. Teicher, “Bu ilişki, intihar ve depresyon arasındaki ilişkiden daha kuvvetli olabilir,” demiştir. Depresyon genellikle insanları kendi hayatlarını almaya iten primer bir dengesizlik olarak duşunulur. Fakat Ulusal Sağlık Enstitusu’nde gercekleştirilen bir calışmada, intihar etme duşuncelerinin gercekte istismara uğramış cocuklarda depresyonun onune gectiği tespit edilmiştir.

Araştırmacılar şu anda, istismarın etkilerinin nasıl geriye dondurulebilir olabileceğini araştırabilmek icin odenek başvurusu hazırlamaktadırlar. Teicher, “Stres temelli hormonlar, yeni antidepresan ilaclar, rahatlama egzersizleri ve psikoterapi ile duzenlenebilir,” demiştir. Aynı zamanda daha az akla gelen cozumler de ortaya cıkabilir. En az bir calışma, dovuş sanatları eğitiminin saldırganlığı azalttığını tespit etmiştir. Masa tenisi, dovuş sanatları ve rugbynin etkilerini karşılaştırmış ve dovuş sanatlarının saldırganlığı daha etkili olarak yok ettiği sonucuna ulaşmıştır.