Reaktif Bağlanma
Reaktif Bağlanma Bozukluğu

Reaktif bağlanma bozukluğunu merak eden meleklerimiz işte Reaktif Bağlanma bozukluğu nedir?? Belirtiler nedir???Cocuk hastalıklarında merak ettikleriniz burada ...




Reaktif Bağlanma - Reaktif Bağlanma Bozukluğu Nedir?




Reaktif Bağlanma Bozukluğu Olan Cocukların Ozellikleri, Reaktif Bağlanma Bozukluğunun Sebepleri, Otizm ve Reaktif Bağlanma Bozukluğu Arasındaki Benzerlikler, Tedavide Uygulanabilecek Eğitsel Yontemler...

Reaktif Bağlanma Bozukluğu, 5 yaşından once başlayan ve sosyal ilişki duzeyinde hasarla kendini gosteren gelişimsel bir bozukluktur. Reaktif Bağlanma Bozukluğu’nda beynin stresle başetme merkezi ilgili bir problem olduğu duşunulmektedir. Bağlanma bozukluğu olarak da bilinen Reaktif Bağlanma Bozukluğu, Bipolar Bozukluk ya da Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanıları ile karıştırılabilmektedir.

eaktif Bağlanma Bozukluğu cocuklarının temel ozelliği; yaşamın ilk yıllarında anneyle cocuk arasında gelişen bağlanmayı gercekleştirememiş olmalarıdır. Bağlanma, bebeğin ilk zamanlarında annesinin, cocuğun ağlamasına, onun ihtiyaclarını karşılayacak yanıtlar vermesiyle oluşur. Bu ihtiyaclar; doğru besleme, yatıştırma, teselli etme, rahatlatma, cocuğu tehlike ve diğer tehditlerden koruma ile giderilir. Bu cocuklar bu bağlanmayı gercekleştiremediklerinden cevrelerine karşı guven oluşturamamaktadırlar. Guven duygusunun gelişmemesine bağlı olarak da duygusal gelişimde problem yaşarlar.
Reaktif Bağlanma Bozukluğu Olan Cocukların Ozellikleri
Reaktif Bağlanma Bozukluğu tanısı almış cocuklar yaşamın ilk yıllarında, konuşmayı bile
oğrenmeden once dunyanın guvensiz bir yer olduğunu ve cevresindeki yetişkinlerin ihtiyaclarını karşılamada yetersiz olduklarını oğrenirler. Duygularının cevresine koruyucu bir kabuk orerler. Bu da onları yetişkinlere bağımlı olmaktan korumaktadır. Ebeveynlere ya da diğer yetişkinlere bağımlı olmaktansa, ordukleri koruyucu kabuk cocuğun dunya ile baş etmesinde tek aractır. Korunmak icin yalnız kendilerine bağımlı olan bu cocuklar, bu kabuğu kırmaya calışan herhangi bir kişiyi tehdit olarak gorur, bu tehdidi sadece duygusal yanına değil tum yaşamına yonelik algılar.
Reaktif Bağlanma Bozukluğunun Sebepleri

o Annenin hamilelikte ve sonrasında uyuşturucu madde ve alkol kullanması
o Doğum travması
o İstenmeyen gebelik
o Cocukluğun ilk uc yılında yaşanan fiziksel, duygusal, cinsel istismar
o Fiziksel ve duygusal reddedilme
o Anneden erken ayrılık
o Huzursuz ve gergin aile ortamı
o Sert ve tutarsız ebeveynlik
o Yaşamda cok sık yer değişikliği
o Aşırı koruyucu anne-babalık
o Yetersiz bakım ve cok bakıcı değişikliği
o Travmatik deneyimler
o Ağrı iceren hastalıkların nedenlerinin teşhis edilememesi, ağrının surekli devam etmesi
o Annenin depresyon gecirmesi
o Cok genc ya da yetersiz ebeveynlik

Otizm ve Reaktif Bağlanma Bozukluğu Arasındaki Benzerlikler
Bu iki gelişimsel bozukluk arasındaki benzerlikler aşağıda sıralanmıştır:

o Anlamlı yuz ifadesinin olmaması
o Sozel uyarana tepkisizlik
o Fiziksel teması reddetme
o İletişimde nitel bozulma
o Ekolali (ses taklidi)
o Hayali oyun eksikliği
o Tekrarlayıcı davranışlar

Reaktif Bağlanma Bozukluğunda Tedavi
Sosyal iletişim alanında sorun olduğu keşfedildikten sonra:

o Aile cocuğu nasıl yonlendireceği konusunda eğitilmeli
o Ebeveynlik becerileri artırılmalı
o Annenin depresyonu varsa tedavi edilmeli

Eğitim surecinden sonra Reaktif Bağlanma Bozukluğu tanısı konmuş cocuk, otizmden farklı olarak kısa surede konuşmaya ve taklit etmeye başlar. 3 aylık tedavi programı ilesosyal-iletişim alanında artma, tekrarlayıcı davranış bozukluklarında duzelme, dil becerilerinde artma gorulebilmektedir.
Cocukluk deneyimlerimizin etkisinden kurtulmak bizim icin bile cok zor olmasına rağmen Reaktif Bağlanma Bozukluğu olan bir cocuk tamamen normal bir yaşam standardı yakalayabilir. Olumlu yonde geribildirim alınabilmesi icin RAD’lı bir cocuğun yaklaşık 12 yaşından once bağlanma terapisine başlaması ve iyileşmeyi istemesi gerekmektedir.
Tedavide Uygulanabilecek Eğitsel Yontemler
Geleneksel ve davranışcı terapiler reaktif bağlanma bozukluğu taşıyan cocukların eğitimlerinde daha az başarı sağlamaktadır. Doğal olarak geliştirilen yontemler daha etkilidir ve eğitimlerinde yapılandırma bir gerekliliktir.Yaygın olarak kullanılan bağlanma terapileri cocuğun semptom olarak ortaya cıkan davranışlarını değiştirmekten ziyade cocuk ile ailesi arasındaki bağı guclendirmek uzerine kuruludur. Bağlanma bir kere gercekleştiğinde, arzu edilen duygular, davranışlar, tutumlar ve duşunme şekilleri de kendiliğinden gelişecektir. Terapi surecleri iki temel prensip uzerine kuruludur:
Reaktif bağlanma bozukluğu cocuklarının hem sevgiye hem de sınıra ihtiyacları vardır.
Ebeveynler cocuklarına karşı sevgi dolu, nazik, ilgili olurken bir diğer yandan da acık ve uygun limitler koymalıdırlar. Ebeveynler kontrolu ele gecirmek icin tehdit, ceza ve korkuya başvurmamalıdır. Bu metotlar tum cocuklarda karşıt tepkilerin gelişmesine neden olur, uyum davranışından cok isyankar bir tutuma yol acar.
Bireysel terapiler reaktif bağlanma bozukluğu cocuklarının tedavi surecinde cok etkili değildir. Bu yuzden aile terapisi daha cok tercih edilir. Ebeveynler terapi surecinde daima hazır olmalıdır. Oyun ya da konuşma terapisinden, cok gecmiş travmalara yonelik konuşmalar daha etkilidir.
Terapinin diğer onemli bir parcası da ebeveynin eğitimidir. Bircok insan kendi ailelerinin ebeveynlik kalıplarını alır, fakat bu bir reaktif bağlanma bozukluğu cocukları icin genellikle uygun gorulmez. Cocuklar anne – baba sevgisini reddettikleri icin ailelerin ozel beceriler geliştirmeleri gereklidir. Terapi surecinde ebeveynler de, sevgi istemeyen ve ebeveynini reddeden bir cocuğa sevgi vermeyi ve ebeveynlik yapmayı oğrenirler. Aileler ayrıca, kendi cocuklarının icsel duşunme mekanizmalarını oğrenirler. Cocuklarının nasıl duşunduğunu, hissettiğini ve davranışlarını anlamaya calışmalıdırlar. Ebeveyn eğitiminin bir amacı da, anne babaları cocuğun acısından korumak ve cocuğun davranışlarından yara almadan duygularını kontrol etmeyi oğrenmektir. Bu beceri cocuğun bağlanma geliştirmesi sırasında ebeveynin sevgisini kaybetmeden surdurmesine yardımcı olur.
Sonuc olarak, tedavinin amacları erken kayıpların telafisi, guven duygusunun kazanımı,duyguların şekillenmesi, icsel kontrolun gelişmesi, karşılıklı ilişkilerin kurulması, dışsal yapılara ve sosyal kurallara uygun tepkilerin oğrenilmesi ve yanlış duşunce kalıplarının duzeltilmesi ve ozsaygının geliştirilmesidir.