huysuz cocuğa nasıl davranmalı huysuz cocuğa dua sakinleştirici dualar bebekler icin dua 1 yaşındaki bebeğe nasıl davranılmalı
Cocuğa hangi davranışlarının iyi, hangi davranışları yapmaması gerektiğini oğretmek ebeveynlerin gorevidir. Bunların cocuğa oğretilmesi aslında sanıldığı kadar zor değildir, ancak biraz sabır gerektirir. Ozellikle kucuk cocukların oğrenmesi zaman aldığından, hatalı bir davranışı değiştirmek genellikle birkac haftalık bir calışmayı gerektirir. Bunun icin acele edip hemen umitsizliğe kapılmamalıdır.
Cocuk eğitiminde cezanın yeri
Terbiye etmek denilince pek cok kişinin aklına hemen cezalandırma gelir. “Dayak cennetten cıkmadır” ya da ” Kızını dovmeyen dizini dover” gibi atasozleri, ulkemizde cezalandırmanın cocuk eğitiminin bir parcası olarak asırlarca kullanıldığının bir kanıtı olarak dilimizde yer etmiştir. Terbiye etmek ve cezalandırmak birbirinden cok farklı kavramlardır. Terbiye, cocuğa olumlu davranışların, kendini nasıl kontrol etmesi gerektiğinin oğretildiği ve icinde odullendirmenin de yer aldığı bir sistemdir. Cezalandırma ise daha negatif bir anlam taşır; cocuğun yaptığı ya da yapmadığı bir davranışın arkasından gelen bir sonuctur. “Terbiye etmek” bizim geleneklerimizde genellikle cezayı cağrıştırdığından, “eğitmek” kavramının kullanılması daha yerinde olacaktır. Cocuk yalnızca yanlış yaptığı zamanlarda değil, diğer zamanlarda da davranışları konusunda eğitilmelidir. Hatalı davrandıkları zaman cocuklara kızma ve azarlama yerine, olumlu davrandıklarında yureklendirme ve takdir etme, onların yanlış davranışlarını daha kolay değiştirmelerini sağlayacaktır. Cocuklar kendilerine değer verildiğini gordukce kendilerini daha iyi hissedecek, cevredekileri daha fazla dinlemeye gayret edecektir.
İyi davranışların takdir edilmesi
Cocuğun ilerideki davranışlarının temeli daha doğumdan itibaren bicimlenmeye başlar. Orneğin, bebek altını kirlettiği ya da acıktığı zaman ağlayarak isteklerini belirtir. Anne hemen onun yanına gidip isteğini karşıladığında, bebek annesinin yanında olduğunu bilerek ona guven duyar.
Bebek iki aylık olduğu zaman, kendi kendine uykuya dalmasına izin verilmelidir. Bu aydan itibaren, bebeğin uyku, beslenme ve oyun zamanları aileye uyum sağlayacak bicimde belirli bir duzene konulmaya calışılmalıdır. Bebek emeklemeye ve yurumeye başladıktan sonra gereken guvenlik onlemleri alınmalı, onun icin tehlikeli olabilecek cisimler ortalıkta bırakılmamalıdır. Cocuk icin tehlikeli olmayacak eşyalar ise, merakını gidermesi acısından onun ulaşabileceği yerlere konulmalıdır. Orneğin, ağır tencere ve caydanlık gibi cocuğun yaralanmasına neden olabilecek eşyalar dolapta kilitli tutulurken, daha hafif olan tabaklar ve plastik eşyaların konulduğu dolaplar acık tutulabilir. Cocuğun hareketlenmeye başladığı bu donem, ona en fazla dikkat gosterilmesi gereken donemdir. Orneğin, bebek soba ya da elektrik ocağı gibi sıcak bir eşyaya yaklaştığında, “hayır, sıcak!” gibi ifadelerle oradan uzaklaştırılmaya calışılmalı ve oynaması icin eline bir oyuncak verilmelidir. Başlangıcta bebek bunun bir oyun olduğunu zannedip gulse bile, birkac hafta sonra onun zararlı bir şey olduğunu oğrenecektir.
Cocuk 18 aylık olduğunda cocuğun kontrol edilmesi biraz daha zorlaşır. Bu yaşlarda cocuk kendi gucunun sınırlarını oğrenmek ister. Bu donemde, anne, baba birlikte, onun hangi davranışlarına izin verip hangilerine vermeyeceklerini kararlaştırmalıdırlar. Boylece cocuk da bir ikileme duşmemiş olur. Ebeveynin nasıl davranması gerektiği konusunda aşağıda bazı ipucları verilmiştir:
a. Cocuğa değişik secenekler sunmak
Belirli sınırlamalar getirirken, aynı zamanda belirli bir serbestlik de tanınmış olur. Orneğin “Oyuncaklarını kendin mi toplamak istersin, yoksa sana yardım edeyim mi?” denilebilir.
b. Yapılması istenen davranışı bir oyuna donuşturmek
Eğer cocuktan istenen davranış ilginc bir hale getirilirse cocuk bundan zevk alacaktır. Orneğin, ona “Hadi bakalım yarış yapalım, hangimiz daha cabuk elbisesini giyecek?” denilebilir.
c. İleriye donuk plan yapmak
Cocuk hep aynı olumsuz davranışları yineliyorsa, orneğin, bakkala gidildiği zaman surekli bir şeyler istiyor, tatsızlık cıkarıyorsa, başka bir zamanda bunun doğru olmadığı ona oğretilmelidir. Bunun icin, cocuğun karnının tok olduğu bir zaman bakkala goturulerek alıştırılmaya calışılmalıdır. Sıkılmaması icin de cocuğun yanında oyuncak ya da kitap vb. goturulebilir.
d. Olumlu davranışını takdir etmek
Cocuk olumlu bir davranış gosterdiğinde bu davranışı nedeniyle onurlandırılmalıdır. Bu, her zaman cocuğa hediye alınması anlamına gelmez; ona sarılıp “Bugunku guzel davranışından dolayı cok mutlu oldum, teşekkur ederim” demek de onu cok mutlu edecek, ilerideki davranışları icin yureklendirecektir. Ama bazen işler yolunda gitmeyebilir. Eninde sonunda, cocuk anne ya da babasını dinlemediğinde, onların nasıl davranacağını, gercekten soylediklerini yapıp yapmayacaklarını sınamak isteyecektir. Eğer cocuk ebeveynleri dinlemiyor ise, bu durumda başvurulacak bazı yontemler vardır:
1. Doğal sonuclar
Cocuk yaptığı hareketin doğal sonuclarına katlanmasını oğrenmelidir. Ancak bu sonuclar cocuk icin herhangi bir tehlike yaratmamalıdır. Orneğin, cocuk sutunu kasıtlı olarak dokmuşse, o oğunde yeniden sut icemeyecek ya da eğer oyuncağını kırmışsa artık o oyuncakla oynayamayacaktır.Bu kendisinin yaptığı davranışların bir sonucu olduğu icin de anne ya da babayı suclamayacaktır (kendi duşen ağlamaz kuralı). Boylece cocuk sutunu bir daha dokmemesini, oyuncağı ile daha dikkatli oynamasını kısa zamanda oğrenecektir.
2. Mantıklı sonuclar
Cocuğun doğal sonuclarla oğrenmesi en iyisidir. Ancak bu her zaman işe yaramayabilir. Orneğin, anne cocuğa oyuncaklarını toplamasını soylemişse ve cocuk da bunu yapmıyorsa ne yapılabilir? İşte bu durumda, cocuğun hareketiyle ilgili bir sonuc yaratılabilir. Anne, eğer cocuk oyuncaklarını toplamazsa onları kaldıracağını ve akşama kadar oyuncaklarla oynayamayacağını ona soyleyebilir. Bunu soylerken annenin soylediği şeyi gercekten yaparak ciddi olduğunu cocuğa gostermesi gerekir. Fakat bunu bağırarak değil, yumuşak bir ses tonu ile soylemelidir.
3. Cocuğun cok istediği bir şeyi kısıtlamak
Mantıklı bir sonuc cıkarmak her zaman mumkun olmayabilir. Cocuk ebeveyni dinlememekte ısrar ediyorsa, cocuğa cok istediği başka bir şeyin kısıtlanacağı soylenebilir. Ancak bu yontem uygulanırken bazı noktalara dikkat edilmelidir: Beslenme gibi cocuğun gercekten gereksinimi olan şeyler ısıtlanmamalıdır. Bu yontemin etkili olabilmesi icin kısıtlanacak şey cocuğun gercekten cok istediği bir şey olmalıdır.
Ebeveyn soylediği şeyi gercekten yapmalıdır. Orneğin, davranışını duzeltmediği surece cocuğa dondurma yiyemeyeceği soylenmiş, fakat herhangi olumlu bir gelişme olmadığı halde, anne ya da baba onun gonlunu almak icin biraz sonra dondurma almışsa, bu yontem doğaldır ki işlemeyecektir.
4. Belli bir sure bir yerde bekleme cezası
Bu ceza, diğer yontemler işe yaramadığında en son care olarak kullanılabilir. Bu yontem, cocuk diğer cocukları ısırdığında, vurduğunda ya da buna benzer durumlarda kullanılabilir. Cocuk once bir kez ikaz edilir, eğer aynı davranışı surdururse, ona onceden belirlenmiş bir odaya ya da odanın bir koşesine gitmesi, orada bir sure, genellikle de bir sandalyede sessiz bir bicimde beklemesi soylenir. Eğer oraya gitmemekte direnirse, kucaklanarak oraya goturulur ve bir sure orada kalması sağlanır. Bu cezanın neden verildiği birkac cumle ile ona anlatılmalıdır. Cocuğun bekletildiği oda ya da yer cocuk acısından herhangi bir tehlike icermemelidir.
Cocuğun orada bekleme suresi kabaca her yaş icin 1 dakika olarak belirlenir (Orneğin, 4 yaşında bir cocuk icin 4 dakika gibi). Eğer ceza suresi cok uzun tutulursa, cocuk neden oraya konulduğunu bir sure sonra unutacaktır.
Ceza suresi icin saat kurulur, saat caldığında cocuğa cezasının bittiği soylenir. Cocuk bu sureyi uslu bir bicimde tamamlarsa, sevecen bir bicimde kucaklanır ve “Tatlım, cezalı olduğun icin orada kalmak zorundaydın” gibi sozler soylenir ve olay orada kapanır. Bu durumu cocuk ile tartışmak gerekirse en az birkac dakika gecmesi beklenmelidir. Eğer ceza suresi icinde cocuk gene bağırır cağırır ve olayı protesto ederse, saat yeniden kurulur ve sure baştan başlatılır. Bu yontemle, genellikle 2 hafta icinde cocuk uyum sağlamayı oğrenecektir.
Etkili bir eğitim icin bazı oneriler
Cocuğun neler yapıp neler yapamayacağına karar verilmelidir. Her cocuk aynı hızda buyume ve gelişme gostermez. Ebeveyn cocuğa bir şey soylediğinde cocuk yapmıyor ise, bu kasıtlı olabileceği gibi cocuk onu anlamadığından ya da yapamadığından da olabilir.
Ebeveynler konuşmadan once iyice duşunmelidir. Daha once cocuğa herhangi bir uyarıda bulunmuş ya da bir kural koymuşlarsa ona uymaları gerekir. Bununla birlikte, cocuktan beklenen davranış ya da konulan kurallar gercekci olmak zorundadır. Bir diğer onemli nokta da, ebeveynin her zaman aynı bicimde davranması, bir gun farklı diğer gun farklı kurallar koymamasıdır. Cocuklar ne zaman nasıl davranacaklarını cabuk oğrenirler. Bunun icin de zaman zaman ebeveynin koyduğu kuralları sınarlar ve onun sınırlarını oğrenmeye calışırlar. Orneğin, bakkalda huysuzluk yapan bir cocuğu sakinleştirmek icin anne ona sakız, şeker gibi şeyler alırsa, bir daha bakkala gittiğinde cocuk yine aynı bicimde davranacaktır.Bunu onlemek icin ebeveyn her zaman aynı bicimde davranmalı ve kendi koyduğu kuralları ciğnememelidir.
Cocuk huysuzlandığında onun duyguları da dikkate alınmalı ve onun neden oyle davrandığını anlamaya calışmalıdır. Eğer davranışın nedeni bulunursa cozum arkasından gelecektir. Ebeveyn onu anladığını cocuğa soylemelidir. Orneğin, “Arkadaşın gittiği icin uzuluyorsun, biliyorum, ama yine de oyuncaklarını toplamalısın” gibi onu anladıklarını ifade etmek oldukca yararlı olacaktır.Anne ve babalar da yaptığı hatalardan ders almasını oğrenmelidir. Herhangi bir bicimde yanlış davrandıkları zaman once sakinleşmeli, gerekirse cocuktan ozur dilenmeli, bundan sonra nasıl davranacağını ona soylemelidir. Cocuğa doğru davranışları oğretmek cocuk eğitiminde elbette ki cok onemlidir. Ancak, cocuk kendini kontrol etmesini ebeveynlere ve diğer buyuklere bakarak daha cok oğrenir. Onun icin ebeveynlerin soyledikleri ile yaptıklarının tutarlı olması zorunludur. Buyukler gibi (!) cocuklar da zaman zaman bazı hatalar yaparlar. Onemli olan, bu yanlış davranışlardan yola cıkarak, doğruların ona sevecen bir bicimde oğretilmesidir.
Cocuk eğitiminde tokatın yeri var mı?
Eskiden ebeveynlerden tokat yemek cocuk terbiyesinin neredeyse ayrılmaz bir parcasıydı. Bu yuzden, şimdiki erişkinler arasında tokat yemeyen birini bulmak oldukca zordur. Gunumuzde de ozellikle kırsal kesimde ve buyuk şehirlerin varoşlarında cocuklar hala buyuklerinden tokat yemektedir. Hatta okullarda bile zaman zaman oğretmenlerin dayağa başvurduğu bilinen bir gercektir. Peki bu “cennetten cıkma (!)” olduğu tabir edilen dayağın cocuk eğitiminde yeri var mı? Amerikan Pediatri Akademisi tokatın cocuk eğitiminde kullanılmaması gerektiğini, eğer cocuğun cezalandırılması gerekiyorsa ona alternatif diğer yontemlerin kullanılmasını onermektedir. Dayak atmanın cocuk eğitiminde yeri yoktur, cunku: O an icin işe yaramış gorunse bile, cocuğun davranışını değiştirmede aslında daha once soz edilen bir sandalyede bekleme cezasından daha etkili değildir.
Tokat atmak cocuğa sorumluluk oğretmez, tersine onun daha da kızmasına ve hırcınlaşmasına neden olur. Ebeveynlerin coğu, daha sonradan tokat attıkları icin pişmanlık duymaktadırlar. Surekli tokat yiyen cocukta zamanla bu yontem de artık işe yaramaz olacaktır. Tokat atmak, şiddetine bağlı olarak cocukta ciddi fiziksel hasarlara neden olabilir. Surekli dovulen cocuklarda depresyon, alkol kullanımı, diğer cocuklara saldırganlık daha sık gorulur, hatta erişkin olduklarında kendi eş ve cocuklarını dovme ve suc işleme oranları diğer kişilere gore daha fazla olmaktadır.
Yapılan calışmalar, dayak yiyen cocukların, erişkin olduklarında diğer kişileri –onları sevseler bile- daha cok cezalandırma eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur. Onun icin, hekimler olarak bizler, cocuk eğitimi konusunda ebeveynlere doğru yolu gostermeli, sağlıklı bir nesil yetiştirmek icin her turlu şiddetten kacınmaları gerektiğini onlara olabildiğince oğretmeye calışmalıyız. Son soz olarak, Dorothy Law Nolte’un aşağıdaki satırları bu konuda soylenmesi gerekenleri cok guzel bir bicimde dile getirmiyor mu?
Cocuk yaşadıklarından oğrenir…
Eğer bir cocuk eleştiriyle yaşarsa,kınamayı oğrenir.
Eğer bir cocuk duşmanlıkla yaşarsa, savaşmayı oğrenir.
Eğer bir cocuk utancla yaşarsa, suclu hissetmeyi oğrenir.
Eğer bir cocuk hoşgoru ile yaşarsa, sabırlı olmayı oğrenir.
Eğer bir cocuk ovguyle yaşarsa, değer vermeyi oğrenir.
Eğer bir cocuk alayla yaşarsa, utanmayı oğrenir.
Eğer bir cocuk adil yaşarsa, adaleti oğrenir.
Eğer bir cocuk guvenceyle yaşarsa, inanmayı oğrenir.
Eğer bir cocuk durustlukle yaşarsa, doğruyu oğrenir.
Eğer bir cocuk yureklendirmeyle yaşarsa, kendine guvenmeyi oğrenir.
Eğer bir cocuk arkadaşlıkla yaşarsa, dunyada sevgiyi bulmayı oğrenir.
Eğer bir cocuk onaylamayla yaşarsa, kendinden hoşlanmayı oğrenir.
Yaramazlık yapan cocuklara nasıl davranılır
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kadınlar Kulübü
- Aile, Evlilik, Evlilik Hazırlığı
- Çocuk Büyütme
- Yaramazlık yapan cocuklara nasıl davranılır