disleksi testi cocuklar icin disleksi testi
Metin 5 yaşında konuşmaya başlayabilmiş , okul cağının gelmesiyle de bazı sorunlarının olduğu ortaya cıkmış.Butun arkadaşları okumaya başladığı halde o hala okumayı cozemiyordu.Harfleri ters yazıyor,ders dinlemiyor ve de “arkadaşlarıyla iyi gecinemiyordu.Cevresindeki herkez, annesi de dahil olmak uzere,onun geri zekalı olduğunu duşunuyordu.Metin butun cabalara rağmen yanlış yazmaya ,sağını solunu karıştırmaya devam etti.Sınıf oğretmenin tavsiyesi uzerine ozel oğretmen tutuldu.Ancak ozel oğretmen de birkac ders sonra artık gelemeyeceğini ,aksi taktirde cinnet gecireceğini soyleyerek ailesini daha da telaşlandırdı.Bunun uzerine annesi Metin i zeka testi uygulatmak uzere Cerrahpaşa Cocuk Psikiyatrisi bolumune goturmuş. Sonucta Metin in zeka seviyesinin normalin cok ustunde olduğu ortaya cıkmış ve buradaki uzmanlar Metin e doğru teşhisi koymuş : Dislektik.
Coğunlukla normal ya da ustun zekalı cocukların “geri zekalı” damgasını yemesine neden olan disleksi genellikle okul cağında farkedilebiliyor.Ulkemizde de yeni yeni tanınan bu hastalığın, oğretmenler ve veliler tarafından yeterince bilinmemesi bu durumu daha da zorlaştırıyor.
9 yaşındaki Oğuz televizyondaki butun acıkoturum ve belgeselleri başından sonuna kadar izliyor, araştırmacı,boş zamanlarını bilim ve teknik ansiklopedilerini okuyarak geciriyor.Zeka duzeyi ise normalin cok ustunde. Ancak Oğuz okula başladığı ilk yıl, diğer dislektik cocuklar gibi ne okuyabilmiş ne de yazabilmiş. Annesi okuldan almayı duşunmuş,oğretmeni ise sabredin acılacaktır demiş. Oğuz şu anda okuma-yazma biliyor,ancak bazen ters yazıyor veya okurken satır atlıyor,yon bulma problemleri de halen gecmemiş.
Oğrenme bozukluğu olan cocukların sorunlarının derecesi farklı olmasına rağmen hepsinin ortak yanı ,normal veya normalin uzerinde zekaya sahip olmaları. Ancak okumayı-yazmayı oğrenmede ,harfleri ve sembolleri hatırlamada zorluk cekerler. Harfleri ters cevirirler 8 bal yerine dal, pasta yerine basta gibi ) veya kelimedeki haflerin sırasını değiştirirler (icin yerine cini gibi) .
Heceleme hatası yaparlar, el yazılarının okunması cok guctur. Ayrıca cok unutkandırlar. Okulda defterlerini ,kalemlerini , odevlerini unuturlar. Sakar ve dalgın olabilirler. Matematik problemini siz sorarsanız cozer de ,kendisine verirseniz cozemez. Carpım tablosunu oğrenmede zorlanır, ona 6->9 ,7->4 ,15->51 gibi gorunur. Toplama yerine carpma yaptığı ,toplamaya soldan başladığı gorulur. Bazen yazıların aynada aksetmesi gibi ters yazarlar.
Turkiye de 5 yıldır bilinen disleksinin tedavisi mumkun. Zekaları normal veya normalin uzerinde olduğu halde akademik beceri kazanamayan bu cocuklar , uzman bir pedagogun katılımıyla uygulanan, grup veya bireysel terapilere katılarak tedavi ediliyorlar. Ama oncelikle teşhisi doğru koymak gerekiyor. Oysa disleksi Turkiye de oğretmen ve veliler tarafından yeterince tanınmıyor ,bu da işleri zorlaştırıyor. Milli Eğitim Bakanlığı , bu konuda ,1992 yılında rehber oğretmen ve diğer ilgili oğretmenlere,okullarda hizmet ici eğitim verilmesini kararlaştırdı. Bu konuda Davranış Bilimleri Merkezi cocuk psikoloğu Şeniz Pamuk şunları soyluyor: “Disleksinin ulkemizde tedavisi icin cok az sayıda yer mevcut,ancak bazı hastanelerin psikiyatri bolumlerinde ve davranış bilimleri merkezlerinde bu konudaki uzman kişiler bu tedaviyi sağlıyabiliyorlar. Orneğin İstanbul Tıp Fakultesi Hastanesi Psikiyatri bolumunde ,haftada bir gun ,birer saatten bireysel veya grup terapileri uygulanıyor.Cocuğun probleminin yoğunluğuna ve de motivasyonuna bağlı olarak, bazılarında 6 aylık bir tedavi yeterli olabilirken , bazılarında tedavi 3-4 yıl surebiliyor. Genellikle bireysel olarak cocuk ve psikiyatristin ikili yuruttuğu tedaviye daha sonraları diğer cocuklar da eklenerek grup halinde sosyalleşme surecine geciliyor”.
Cevrenize baktığınız zaman her cocuğun farklı yapıda olduğunu gorursunuz. Kimisi hızlı koşabilir, kimisi yavaş, kimisi en guc problemleri kısa surede cozer, kimisi daha gec. Boyları, sac rekleri, ağırlıkları hep farklıdır. Disleksili cocuklar da bu farklılıklara sahiptir. Bu cocukların da diğerlerinden farklılıkları oğrenme-algılama bozukluklarının olmasıdır.
İstanbul Tıp Fakultesi Cocuk Pedagogu Umran korkmazlar, disleksinin ailelere ve oğretmenlere anlatılarak aydınlatılması gerektiğini soyluyor: “Beyin ilginc bir organımızdır ve yaş kucuk olduğu oranda da elastikdir. Bu cocuklar okumayı yazmayı zorlukla oğrenirler ama oncelikle ailenin, oğretmenin ve arkadaşlarının anlayış ve desteğine ihtiyac duyarlar. İyi kullandıkları yeteneklerini on plana cıkarmak, atılacak ilk adımlardandır. Ozel oğrenme bozukluğu Turkiye de ortalama % 5-10 civarında ,yani 40 kişilik bir sınıfta 2 cocukta disleksi var demektir. Bu cocuklara ozel psiko-pedagojik yaklaşımla yardım edilmeli , disleksi bir hastalık değil de cozulmesi gereken bir yumak olarak gorulmelidir.”
Dislektik cocuk;
• Harfleri ya da rakamları ters algılar.Orneğin 3 rakamını E harfi gibi,veya 6 rakamını 9 olarak gorur,
• Okurken ve yazarken satırları veya sozcukleri atlar,
• Uzaklık ve derinlik algılamasında sorunları vardır.Bu nedenle eşyalara carpabilir,sandalyelerden duşebilirler,
• Yon tayin edemez,surekli saği solu karıştırırlar,
• Benzer sesleri birbirine karıştırır,orneğin soba yerine sopa ,kova yerine kofa der,
• Gunleri ard arda sayamaz,
• Odevlerini yapmayı unutur,surekli hatırlatmak gerekir,
• Kendisini cok zor ifade eder,kelimeleri sıralayıp,cumle oluşturmakta gucluk ceker,
• Once-sonra ,dun-bugun gibi kavramları karıştırır,
• Arkadaşları ile olan ilişkileri genellikle bozuktur,
• Değişikliklere uyum sağlayamaz.