Turkiye genelinde kızamık virusunun neden olduğu SSPE olarak bilinen "Subakut Sklorezan Panansefalit" hastası bin 500'e yakın cocuk olduğu bildirildi. SSPE Derneği Başkanı Cengiz Kara, bu rakamın Almanya'da 4, Arjantin ve Berzilya'da ise 40 olduğuna dikkat cekerek, "Turkiye'de iki gun arayla bir SSPE hastası cocuk oluyor ve her gun bir cocuk daha bu hastalığa yakalanıyor" dedi.
Kızamık virusunun beyin omurilik sıvısına karışması ile beyne yerleşen virusun neden olduğu SSPE hastalığı, dunya genelinde daha cok az gelişmiş ulkelerde goruluyor. "Gelişmekte olan ulke" sınıfında bulunan Turkiye'de ise SSPE'ye yakalanan cocukların sayısı her gecen gun artıyor.
"KOYLERDEKİ HASTALARIN SAYISI BİLİNMİYOR"
SSPE Derneği Başkanı Cengiz Kara, ANKA'ya yaptığı acıklamada, Turkiye’de bin 400’den fazla SSPE hastası olduğunu, iki gun arayla bir SSPE hastası cocuğun olduğunu ve her gun bir cocuğun da bu hastalığa yakalandığını soyledi. Hasta sayısının en fazla Doğu ve Guneydoğu Anadolu bolgelerinde gorulduğunu ifade eden Kara Şanlıurfa’da 138, Diyarbakır’da 90, İstanbul ise 80 SSPE hastası bulunduğuna dikkat cekti.
Son bir yıl icerisinde derneğe kayıtlı 826 cocuktan 155’inin vefat ettiğini, sadece 2007 yılı icinde 160 cocuğa daha SSPE teşhisi konulduğunu kaydeden Kara, “2005 yılı Aralık ayında Sağlık Bakanlığı 1131 SSPE hastası olduğunu bildirdi. Gecen sene bizde kayıtlı 120 hasta vardı bu yıl da 160 hasta kayıt yaptırdı. Toplarsak 1500 civarında bir rakam cıkar karşımıza. Ama bu veriler internet imkanından yararlanan hastaların verileri. Koylerdeki hastaların ne kadar olduğu ise bilinmiyor” diye konuştu.
"SAĞLIK BAKANLIĞI YERİNE BİZ HAREKETE GECİYORUZ"
Kara, Turkiye'de bir an once SSPE hastalığını yok etmek uzere aşı kampanyaları duzenlenmesi gerektiğine işaret ederek, SSPE’ye duyarlılığı arttırmak ve hastalıkla mucadelenin desteklenmesi amacıyla bayramın ikinci gunu olan, 13 Ekim 2007 Cumartesi gunu Diyarbakır Dağkapı Meydanı'nda "BİZE BAYRAM YOK" adlı bir etkinlik duzenlediklerini dile getirdi. SSPE hastası cocukların bakımı icin ailelere maddi destek sağlanması gerektiğini belirten Kara, şoyle konuştu:
"SSPE Derneği olarak 1980’den bu yana Turkiye’de sayıları artan SSPE hastaları icin Sağlık Bakanlığı yerine biz harekete geciriyoruz. Japonya Kobe Universitesi tarafından geliştirilmeye başlanan siRNA tedavisinin uygulanmasını, ilacın bir ilac şirketi tarafından uretim programına alınmasını, Almanya Wurzburg ve Akdeniz Universitesindeki araştırmaların desteklenmesini, hastalığımızın araştırılması, hastalarımızın hastane, ilac, rapor, bez, mama gibi mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz."
"KIZAMIKTAN 5-10 YIL SONRA ORTAYA CIKIYOR"
Cocuk Norolojisi Doktoru Aydan Angay ise, kızamık enfeksiyonundan sonra ortalama 5-10 yıl icerisinde ortaya cıkan SSPE hastalığının belirtilerini davranış bozukluğu, okulda başarısızlık, ilgisizlik, uyuklama hali, yazı yazmanın bozulması olarak sıraladı. Angay, hastalığın son aşamasında ise zekada duşmelerin, nobetlerin, hareket bozukluklarının, gorme bozukluğunun başladığını, bunun sonunda ise hastanın yatağa bağımlı hale geldiğini kaydetti.
"1988-98 ARASI EKSİK YAPILAN AŞILAR HASTALIĞI TETİKLEDİ"
Hastalığın, Turkiye’de cok fazla oranda gorulmesinin, gecmiş yıllarda yapılan kızamık aşısının tek doz kullanımından kaynaklandığını vurgulayan Angay, “1988-1998 yılları arasında tek doz aşı yapılıyordu Sağlık Bakanlığı tarafından. Koruyucu olarak ikinci dozun yapılmamasından dolayı, bu cocuklar hep riske atılmış durumda. Bu, bilincsizlikten ileri gelen bir durum. Politikacılar, bununla ilgili bir cocuk doktoruna, bir komisyona danışayım demiyor. Kulaktan dolma bilgilerle, ayrıntısız calışma yapmamaktan doğmuş bir durum” diye konuştu.
Angay SSPE’nin tek caresinin kızamık aşısının duzgun yapılması olduğunu belirterek, "Kızamığı cok basit, cok ucuz, aşı gibi bir yontemle onleyebiliriz. Batı en kolay en guzel yolu bulmuş bu konuda; kızamığı kurutmuşlar. Avrupa ve Amerika’da insanlar bu şekilde bu hastalığı yok etmişlerdir. Kızamığı ortadan kaldırırsak o zaman bu hastalık da ortadan kalkıyor” değerlendirmesinde bulundu.



kaynak: ANKA