Veli olan hepimiz icin "İmkan olsa da cocuğumla yaşadığım şu anı geri alabilsem!" pişmanlığını yaşadığımız yada yaşayabileceğimiz durumlar olağan.
Orneğin cocuğunuz sutunu yere doktu. Herşeyin tertipli duzenli, herkesin kurallara


uyumlu olmasını bekleyen, "otoriter" yapıda bir veliyseniz, ve kendinizi kontrol edemezseniz, şoyle bir senaryo ortaya cıkabilir;
Cocuğa bağırıp azarladınız, odasına yolladınız. Siz odada siniriniz ve yere dokulmuş sutu temizlemek durumuyla başbaşasınız. Cocuğunuz ise odasında, yani olay mahalinden tamamen uzakta, habersiz oynuyor !.. Bu durumda sizin; "bağırabilen ve kızmaya hazır bir veli" oluşunuz dışında hic bir oğreti kazanmış da olmadı. Siz sinirinizi alamadığınız icin akşam işten gelen masum eşinize parlayıp; "ben butun gun boyle şeylerle uğraşıyorum ! Senin işin ne kadar kolay ! Kimse benim ne cektiğimi bilmiyor !" gibilerinden cumleler sarfetmenize neden oldu. Bir bardak sutun dokulmesiyle başlayan olayın cığ gibi buyuyup aile karğaşasına donuşmesi nasıl oluvermişti… Siz, eşiniz, cocuğunuz olumsuz hava icine girivermiştiniz. Keske geri donebilip aynı anı yaşayabilseniz diye pişmanlık başladı bile.


Yada diyelim ki son derece yumusak bir velisiniz. "Ne olmuş, alt tarafı sut dokuldu ! Varsın canı sağolsun ! " diye duşundunuz. Cocuğu temiz bir koşede oyuncakların arasına yerleştirip, bir de sacını okşadınız ya da optunuz. Sonra da dokulen sutu temizlediniz. Gun boyu tekrarlanacak bu gibi davranışlardan sonra aksam eve gelen eşiniz yorgun bir anne/eş ile ve hic bir sosyal davranış oğrenmemiş bir cocukla karşılaşıyor. Ustelik hafta sonunda misafirliğe gittiginiz kayınvalidenizin de en kıymetli ortusune şerbet dokunce bir de Ondan cocuğunuz bir şey oğretmediğiniz iması dinliyorsunuz. “Keşke sutun ilk dokulduğu noktaya donmek mumkun olsa !” diye duşunmeye başladınız mı?
Yaradılış olarak hepimiz farklıyız ama bu demek değil ki “DEMOKRATİK” olamayız. Hele ki demokratik olmamız cocuğumuza iyi davranış oğretmekte temel olabilecekse !
Yumuşak bir veli de olsak otoriter de, acaba ortayı; yani demokratik olmayı becerirsek ve yukarıdaki iki ayrı senaryo yerine aşağıdakini yaşasak nasıl olur?


Cocuğunuzun sutu doktuğunu gordunuz. Hemen yanına koşup "Eyvah sut dokulmuş !"


diyorsunuz. Ve ikinci hamlede cocuk hale olay yerindeyken iki bez kapıyorsunuz. Birini cocuğa vererek ve silmesini isteyerek, birlikte siliyorsunuz. Aynı zamanda da cocuğun yaş ve gelişim cağına gore kelimeler kullanıyorsunuz. Sutun dokulmesine kızdıysanız cocuğun bu duygunuzu bilmesinde zarar yok ! Ama kızgınlığınızı cocuğa degil olaya yonelik tuttuğunuzu belirtmelisiniz; "nasılda canım sıkıldı, şimdi sut halımızı kokutabilir, cok iyi silmemiz lazım" gibi cumlelerle hem kızgınlığınızı boşaltmış oluyorsunuz hem de cocuğa yoneltmeden bunu yapmayı başarmış olursunuz.
Cocuk duyguların doğal olduğunu da oğrenecektir. Bastırılmadan tanımlanabilmelerini ve kontrol edilebilmelerini de oğretebilme şansınız olacaktır. Ayrıca hataların hemen duzeltilmeye calışılması gerektiğini de hatırlaması icin tutumunuz yardımcı olacaktır. Bir dahaki sefere sutu eline aldığında olabileceklere karşı duyarlı ve onlemci olacak sorumluluğu da seve seve sahiplenecektir.
Bu son senaryoda cocuğunuzun sizi "kızgın" bir veli diye değil, "cozum arayan" bir veli olarak gormesini sağlıyorsunuz. Akşam eve gelen eşiniz cocuğuna birşeyler oğretmenin doygunluğunda bir eş, eğitilmis bir cocuk ve daha onemlisi mutlu ve huzurlu bir ortamla karşılaşıyor olabilecek. Gorulduğu gibi demokrasi uygulanabildiginde sonuc herkes icin olumlu oluyor. Benzeri bir senaryo izlendiğinde; "hatalar" cocuğun hem gorsel (cocuk sutu yerde dokulmuş haliyle ve sonra da silinmiş olarak gorup hafızasına yazıyor), hem kinetik (elinde bezle silerek eyleme katılıyor) hem de duysal (sizin sakin sesle soylediklerinize kulaklarını korkudan tıkamadığı icin ) oğrenimine kapıları hep birlikte acmanız mumkunleşiyor.