Cocuk ve Oyun
Oyunun tanımı konusunda eski zamanlardan beri ceşitli goruşler one surulmuştur. Tum bu goruşlerin ortak yonu, buyuk duşunur Montaigne’nin belirttiği gibi, “Cocukların oyunu oyun değil, onların en ciddi uğraşıdır” şeklinde ozetlenebilir. Cocuklar doğdukları andan itibaren oğrenmeye hazırdırlar.
Anne ve babalara duşen en buyuk gorev, bebeklerine oğretici olacak deneyimler yaşatmaktır. Kucuk bir cocuğun gelişimi oyunla desteklenebilir ve hatta hızlanabilir. Oyuna erişkin katkısı olduğunda oğrenme hız kazanır. Dikkatli bir buyuk, cocuğunun yeteneğini geliştirmesini sağlayabilir. Orneğin, artık evcilik oynamaya başlayan 18 aylık bir bebek kupleri ustuste dizdiğinde, yanındaki buyuk ona bu bloklardan bir garaj ya da hayvanları icin bir ev yapabileceğini soyleyerek ona değişik bir perspektif kazandırabilir.
Oyun nedir?
Cağdaş bir yaklaşımla oyun, cocuğun kendi kendini ifade ettiği, yeteneklerini fark ettiği, yaratıcı potansiyelini kullanabildiği, dil, zihin, sosyal, duygusal ve motor becerilerini geliştirebileceği onemli bir fırsattır. Oyunlar once bebeğin kendi bedensel duyumlarını araştırması ile başlar, daha sonra yakın cevresiyle; daha buyuk gruplar ve sosyal ortamlarda gelişerek devam etmektedir.
Oyun, cocuk icin neden onemlidir?
Oyunun eğitimdeki değeri cok eskiden beri bilinmekle birlikte, eğitimde kullanılması yenidir. Anna Freud ve onu izleyen cocuk ruh sağlığı uzmanlarının, oyunun cocuğun kişilik gelişimi ve cocuğu tanımadaki rolune dikkat cekmişler, cocuğun ruhsal uyumsuzluklarının tedavisinde oyunun onemini ortaya koymuşlardır.
Oyun terapisi, psikolojik yardım surecinde tedavi amaclı kullanılmaktadır.
Bunun yanında bazı cocuklarda, bir oyuncağa bağlılık, her gittiği yere oyuncağını da goturme, onunla yatma, sorunlarını oyuncağına anlatma gibi davranışlar gorulmektedir. Bu durum, kucuk yaşlarda doğal olabilmekte. Bu durum cocuk buyudukce devam ediyorsa, bize cocuğu iyi izlememiz gerektiği mesajını vermektedir.
Oyunun cocuk uzerindeki etkisi
Bazı oyuncaklar, coğunlukla peluş ve yumuşak tuylu olanlar cocukta duygusal bir bağlılık yaratabilmektedir. Bu oyuncaklar, her durumda anlamlı olmamakla birlikte, genellikle sevgi-şefkat–dokunsal temas ihtiyacını giderme amacıyla secilmektedir. Anne-babaların yapması gereken, cocuklarının gelişimlerini yakından takip etmeleri; gelişim donemleri hakkında bilgi sahibi olmaları, cocuklarındaki davranış değişimlerini iyi gozlememeleridir.
Aile icindeki sorunlar; aile ici şiddet, anne-baba ayrılığı, yeni bir kardeşin doğumu, ev-okul değişimi gibi yaşantısındaki değişimler cocuğu etkilemekte, bu donemlerde daha fazla ilgiye ihtiyac duymaktadırlar. Ebeveynlerin cocuklarıyla oyun oynaması, ozel zamanlar gecirmeleri, sosyal ilişkilerini takip etmeleri, ortak tutumlar sergilemeleri, aile bireylerinin kurdukları iyi iletişim acısından onem taşımaktadır.
Oyunun bedensel değeri
Oyun cocuğun kas sistemini geliştirirken, biriken enerjisinin boşalımını ve gunluk yaşamdaki gerilimden kurtulmasını sağlar.
Oyunun iyi edicilik niteliği
Oyun, cocuğun en guclu ve doğal durtulerinden olan saldırganlığın giderilmesini sağlar. Cocuk, korkularından ve bu durumun yarattığı gerginlikten kurtulabilir. Yaşamlarındaki bazı problemleri oyun sırasında cozebilir, duygu ve ihtiyaclarını dile getirir. Oyun, cocuğun sorunlarının aynasıdır. İyi bir gozlemci cocuğun oyununu izlerken cocuğun sorunlarını, hayal kırıklıklarını ve bunların kaynağını gorebilir.
Oyunun eğitici değeri
Bicim, boyut ve renkleri farklı olan oyuncaklarla oynayan cocuk, bunların anlamını kavrar.
Oyunun toplumsal ahlaki değeri
Oyun, cocuğun sosyal gelişiminin sağlıklı olmasını, uyum ve iş birliğini, paylaşmayı oğrenmesi sağlar. Oyun cocuğun aile tutumları hakkında bilgi verir. Oyunlarda kulturun etkisi buyuktur.
Gelişim kuramcılarından Piaget, oyunları 3 grupta topluyor.
Piaget'e gore 0-2 yaş donemindeki araştırma oyunlarıyla bebekler, cevresinden aldığı uyaranları sınıflarlar.
2-7/8 yaş arasındaki simgesel oyunlar, sanki varmış gibi oynanan oyunlardır. Evcilik oyunu, bir cubuk ile oluşturulan at oyunu gibi.
7/8 yaşından itibaren ise kurallı oyunlar oynanmaya başlar.
Bu oyunlar;
● Cocuğu sosyalleştirmeyi sağlar.
● Oyunların oluşumunda cinsiyet, iklim ve kultur onem taşımaktadır. Yapılan araştırmalara gore kız cocuklarının ip atlamak, evcilik, saklambac, seksek, ebecilik oyunlarını; erkek cocukların futbol, koşmaca, misket oyunlarını tercih ettikleri gorulmektedir
● Oyunlar cocukların yaşlarına ve gelişim donemlerine gore farklılıklar gostermektedir.
Ebeveynler cocuklarıyla oyun oynamalılar.
Ebeveynlerin cocuklarıyla oyun oynamaları, aralarındaki iletişimi guclendirecek ve cocuklarını tanımalarını sağlayacaktır. Cocukları oyun oynarken, onlar da iyi bir gozlemci olmalıdırlar. Cocuğun kurduğu ilişkileri, kendi ruhsal dunyasını, hayal kırıklıklarını oyunda gormek mumkundur.
Aile ve eğitimcilerin yaptıkları hatalardan birisi de okul cağı başlayan cocuğun oyunla bağının bittiği duşuncesidir. Oyun, cocuğun gelişimi acısından o kadar değerlidir ki , cocuk ruh sağlığı sevgi ve oyun olarak tanımlanmaktadır. Okul doneminde belki oyun sureleri azalacaktır, fakat kesinlikle oyun cocuk icin bitmeyecektir. Ebeveynlerin cocuklarına vermek istedikleri mesajları, oyun aracılığıyla birlikte oynadıkları oyunda vermeleri daha kolaydır.
Oyuncaklar da cocuğun psikolojik yonden değerlendirilmesinde onemlidir.
Oyuncak; cocuğun beş duyusunu, doğal yeteneklerini uyaran, hayal gucunu zenginleştiren, bedensel, duygusal ve sosyal gelişimini hızlandıran oyun malzemeleridir. Surekli oyun ve oyuncak değiştiren cocuk, dikkat eksikliği yonunden değerlendirebilir. Surekli karşı cinse ait oyuncaklarla oynayan cocukta, bunun cinsel tercihle ilgili olabileceği duşunulebilir.
Oyun ve oyuncak secimi cocuğun yaşına, gelişim seviyesine uygun olmalıdır.
Cocuğa oyuncak secerken, oyuncak hakkında onun da fikrini almak en iyisi olacaktır.
Cocuğun gelişim duzeyini arttıracak, eğitici yonu olan oyuncakların secilmesi gerekmektedir
cocuk ve oyun
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●26 Görüntüleme