Evde bir tane kaplumbağam var, kucuk. Daha yaşını doldurmadı. Annem gecen gun arkadaşının kaplumbağası olduğunu, bakamadığını, eve getireceğini soyledi. Bir şey demedim. Cunku ne olacak bir kaplumbağadan... Hem diğer kaplumbağam olduğu icin arkadaş olur diye duşundum.

Bu akşam getirmiş. Kaplumbağa tum elimden buyuk, kocaman. Aynı yerde bakamayız benim oğlumla. Annem de bunu bile bile getirmiş. Cok sinirlendim ama kendimi kontrol edemedim. Ağlamaya başladım, kusmaya başladım, o kaplumbağa gidecek diye tutturdum ki hala aynı fikirdeyim. Hayvanla aynı odada durmaya katlanamıyorum, daralıyorum. Bu arada fenalaşınca annem hastaneye gitmek istedi ama kaplumbağayı verdiği arkadaşını arayıp da bakamayacağımız soylemedi diye ona da feci kızgınım.

Kendimi odaya kilitledim, neden bilmiyorum. İstemiyorum onu bu evde. Kedim gitti, kaplumbağamın biri gitti derken nereden cıktı bu. İstemiyorum.

Ben kendi oğluşuma ne guzel akvaryum yapmıştım motoruna kadar. Bu kaplumbağayı verenler o plastik ortası palmiyeli abuk kapta senelerdir bakıyorlarmış. Annem bi' de o buyuk diye onu akvaryuma almış, benim kaplumbağamı o plastik kaba almış. Ya olacak şey mi? Neymiş, o kaptan cıkıyormuş. Cıkar tabi, gayet normal. Plastik kapta kaplumbağa mı bakılır? Benim kaplumbağama yazık değil mi?! Senelerce baktılarsa daha da baksınlar bize ne? Hani sebepleri de yok, sıkılmışlar.

Ben gidecek dedikce mantıklı sebep goster diyor. Ya sebep gostermeme ne gerek var, istemiyorum ki soylediklerim gayet mantıklı şeyler.

Sonunda annem kızdı, geri adım atacağımı duşundu de "atarım camdan!" dedi. At deyince bir şey yapamadı. Amacı atmak değil, beni geri adım attırmak.

Ben bu kaplumbağayı istemiyorum, eve geldiğimden beri kusmaktan, ağlamaktan, titreyip durmaktan yoruldum.

Kimseye anlatamıyorum, sevgilim bile "kaplumbağadan o kadar mı korktun?" falan diyor, korkuyla alakası yok. İstemiyorum.

Ne yapayım da veren arkadaşına gondereyim, kriz geciricem nerdeyse. Resmen nefes alamıyorum.