

'1 SENEDE KAZANDIĞIM PARAYI 1 AYDA KAZANIYORDUM'
İstanbul'da doğup büyümesine rağmen şehir yoğunluğuna, kalabalığına bir türlü alışamayan Nurullah Mayuk, babasının esnaflığı dolayısıyla iş hayatıyla çocuk yaşta tanıştı. Kendi ticari hayatında güzel bir ivme yakaladığına değinen Mayuk, "Babamın vefatından son 1 sene öncesine kadar, geçmiş yıllarda 1 senede kazandığım parayı 1 ayda kazanır olmuştum. Sürekli çalışıyordum, iş sürekli büyüyor ve her gelen iş yoğunluğunun yükü daha çok omuzlarıma biniyordu"dedi ve ekledi:
Alıntı MetniDaha önce köy deneyimi olmadığını söyleyen Mayuk ailesi, “Her sene bayramda 1 hafta gelip kalırdık, o da çevredeki gezilecek yerlere gitmeyle geçip giderdi. Sonra tekrar İstanbul’a dönerdik. Koca bir senede sadece 1 hafta" diye konuştu.

EVLERİNİ ÇİVİ KULLANMADAN YAPTILAR
Evinin yan dış duvarlarını eski Karadeniz evleri gibi kurtboğaz tekniğiyle çivi kullanmadan yapan ve baba mesleğinden kazandığı tecrübeye güvenerek böyle bir ev yaptığını dile getiren Mayuk, “Aslında en büyük sebeplerimizden biri de maliyetti. İşçilik fiyatları gerçekten korkunç yüksek. Biz işçiliğe para ödemeyerek işçilik için ayırdığımız bütçeyi evin kalitesine kattık. Bu yüzden evimizi 15 cm'lik kalın kütüklerden yaptık. İnsanın istedikten sonra yapamayacağı hiçbir şey yok. Biz taş duvar da ördük, temel de attık, evi de yaptık, fayans da döşedik, parke de yaptık"şeklinde deneyimlerini anlattı.
Bu sene evlerinde ilk yazlarını geçiren Mayuk ailesi, topraklarına ellerine ne geçerse diktiklerini ifade ediyor. Nurullah Mayuk, “Ne olur ne olmaz tecrübe kazanalım istedik. Mesela 'Burada karpuz yetişmez' diyorlardı, şu an bizim bahçemizde koca koca karpuzlarımız var. Şu an bahçemiz 1 dönümden büyük ve aklınıza gelebilecek her şey var. Bunların satışlarını da yapıyoruz” bilgisini paylaştı.
'ULUMALARINI DİNLEMEK ÇOK ÜRKÜTÜCÜYDÜ'
Evlerindeki ilk kışlarında yağan 2 metrelik karla mücadele etmek zorunda kaldıklarını anlatan Nurullah Mayuk, bir sabah uyandıklarında pencerelerinin kapanmak üzere olduğunu ve sonrasında yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
Alıntı Metni

Geçimlerini e-ticaret ile sağlayan Mayuk ailesi, “Aynı zamanda hiç tecrübemiz olmamasına rağmen çiftçiliğe başladık ve bu sene çok güzel verimler elde ettik. Buğday ekip hasat ettik, çayır otu ve yem bitkileri ektik, hasat ettik. Deniyoruz, araştırıp öğreniyoruz ve uyguluyoruz. Aynı zamanda tavuklarımızın yumurtaları, bahçemizdeki yetiştirdiklerimiz de diğer geçim kaynaklarımız" bilgisini verdi. Köyde çalışmak isteyen herkese iş olduğunun altını çizen Nurullah Mayuk, “Köylerde genç nüfusu çok az, bu yüzden gençlere zaten ihtiyaç çok fazla. Çalışma kavramını ilk başta kafamızda değiştirmemiz gerek. Çalışmak demek bir fabrikaya girip aylık sabit bir maaşla günleri, saatleri, dakikaları satmak olmamalı” deyip devam etti:
Alıntı Metni'BURADA HAYAT UCUZ VE DOĞAL'
Nurullah Mayuk, köye göç hikayelerinde farklı ailelerin olduğunu dile getirerek, "Bizim gibivarını yoğunu satıp çok yüksek meblağlarla gelenler de var, hiç birikimi olmayıp köyde büyükşehirden çok para kazanmaya başlayanlar da var”detayını verdi.“Büyükşehirde bin lira ile geçinen insan burada 10 bin lirayla da geçinemeyebilir, büyükşehirde 10 bin lirayla geçinen burada bin lirayla da çok daha güzel bir hayat sürebilir” diyen Mayuk, “Şunu gönülden söylemek isterim ki buralarda hayat gerçekten ucuz ve doğal . Büyükşehirlerde yaşamak için psikolojimizden, ömrümüzden, bedenimizden verdiklerimizin maddi karşılığı gerçekten yok. Daha fazla para kazanmak için büyükşehirlere göçen ebeveynlerin, büyükşehirde yaşamanın bedelini karşılamak için çalışan çocuklarına döndük" diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
Alıntı Metni