Hamileyim! 5 hafta 6 gunluk hem de! Daha birkac gun once insanlara "Koronada hamile kalınır mı ya lutfen biraz mantıklı olun, bu ne bilincsizlik," diye akıl verirken hamileyim. Koronanın ortasında, en olmaz denilen anda hamileyim. Şaka gibi daha 2 - 3 hafta once konu actım ben buraya eşimle bebek yapmak istemediğim icin kavga ettik diye! Orada millete vıdı vıdı laf yetiştirirken, korona bitsin ancak oyle olur o zamana kadar da kendimi hazırlarım derken de hamileymişim; bebek istiyorum diye konu acan kadına "Bu donemde bebek mi olur," diye carlarken de. Millete akıl oğretirken ben salak gibi hamile kaldım.
İki gun once sabah cok halsiz uyandım. Zaman gectikce kotuleşti. Gun ortasında ateşim yukselmeye başladı. Akşam iyice ateşim cıkmıştı ve deliler gibi kusuyordum. Mideme kramplar giriyordu artık gozlerimden yaş gelmeye başladı. Eşim "Bu gercekten normal değil, sen hic iyi değilsin," dedi ve beni apar topar hastaneye goturdu. Yolda aklımdan ne senaryolar geciyor ya koronavirus olduysam diye yureğim ağzımda.
Gittik neyse kan aldılar bekliyoruz. Nobetci doktor geldi dedi ki "Endişelenecek bir şey yok, sakin olun. Sadece uşutmuşsunuz ama gebelikten dolayı biraz ağır geciriyorsunuz." Mideme yumruk yemiş gibi oldum. Eşimin şaşkınlıktan rengi değişti. "Gebelik mi?" dedi. Doktor "Bilmiyordunuz galiba, tebrikler," deyip nobetci jinekoloğa yonlendirdi. O sırada eşimin yuzunde guller acıyor tabi.
Gittik kadın doğuma vajinal muayene, ultrason falan... Kadın dedi ki "Kese oluşmuş, her şey yolunda gorunuyor. Cok şanslıysak kalp atışlarını da duyabiliriz." Sonra ufak bir gumburtu doldu kulaklarıma. "Bak annesi bebeğinin kalbi nasıl atıyor." Annesi dedi yureğim ezildi. Ben sadece pişmanlık duyarken eşime baktım gozyaşlarını kuruluyor.
Cıktık eve geldik. Elim ayağım buz kesmiş, inanamıyorum. Benden 12 yaş buyuk ve doktor olan abimi aradım. Bu yaşımda hÂl beni 'minik kuşum' diye seven abimi, bana ebeveynlerimden daha cok ebeveyn olmuş abimi, her kararımda yanımda olan abimi, ne yaparsam yapayım beni asla yargılamamış, asla 'nasıl yaparsın' dememiş olan abimi... Durumu anlattım,ilk cumlesi "Ah be kızım, naptın sen," oldu. O noktada zincirlerimden boşandım. Deli gibi ağlamaya başladım. Ofke, pişmanlık, hayal kırıklığı, caresizlik... Ne ararsan var, oyle bir ağlamak. O andan beri de zırt pırt aynı şekilde ağlama nobetleri geliyor.
O kadar caresiz hissediyorum ki. Sanki eşimle uzlaşmamızdan sonra bebek hayalleri kuran ben değilim. Simsiyah bulutlar arasında gibi hissediyorum. Bu kadar riskli bir zamanda hamile kalmışım, hem de tamamen salaklığımdan. Aylık iğneyle korunuyordum. Korona, bazı ailevi durumlardan ileri gelen karmaşa derken gecen son ay iğneyi vurunmayı unutmuşum.
Oyle de korkuyorum. Yapamazsam, beceremezsem, iyi eğitemezsem, sevemezsem, ruhunu doyuramazsam, kotu bir anne olursam. Şimdiden iyi anne olmanın zıttı ne varsa yaptım gibi. Millet bebeğim iyi beslensin diye dağdan bayırdan organik sebze getirir yer ben dayadım antidepresanı. Gecen hafta dayanılmaz baş ağrılarım yine ortaya cıkınca iki defa novalgin iğne oldum. Rezalet bir uyku duzenim vardı. Bol kahve ictim. Ve ona karşı icimde korku ve pişmanlıktan başka hicbir şey hissetmiyorum.
Eşim cok mutlu. Ama benim yuzumden mutluluğunu yaşayamıyor. Gununun coğu bana sarılmakla, "Ağlama, nolur iyi ol artık," demekle geciyor. Bazenleri yanıma geliyor, alıyor gitarını bir şeyler calıyor 'bebeğine'. Uyuduğumu sandığı zamanlar eliyle uzun uzun karnımı okşuyor, bebeğiyle konuşuyor. Bense sadece bebeğe daha cok acıyorum. Babası hemencecik onu kabullenip resmen ona aşık olmuşken annesi tam bir hayal kırıklığı... Şimdiden benden nefret ediyor bebek.
İşte boyle... Cok caresiz hissediyorum. Şimdilik eşim ve abim dışında kimse bilmiyor. Ama dayanamıyorum artık kafayı yemek uzereyim. Nolur bir şeyler yazın, konuşmaya, anlatmaya o kadar ihtiyacım var ki...