Gecenin 3 bucuğunda uykumdan uyanınca dayanamadım birilerine icimi dokmek istedim. Ben hic iyi değilim ya. Kimilerine sacmalık gelecek bu anlattıklarım biliyorum, dert mi bunlar diyenler olacak ama cok zorlanıyorum. Aklı selim insanlardan bir şeyler duymaya ihtiyacım var. Kendi algıma karar mekanizmama guvenemiyorum, sağlıklı duşunemediğimi biliyorum cok doluyum.

El bebek gul bebek buyuyen bir cocuktum. Hic hatırlamıyorum ama 3 yaşındayken kardeş istemişim, oyun arkadaşım olacak tabii ara sıra gidip gelir nasıl olsa diye duşundum herhalde. Doğunca da kıskanmışım ilgi bolunsun istememişim. Klasik. Beni seven insanları niye paylaşayım ki? Pek iyi davranmazdım kardeşime. Severdim ama fazla peşimde dolanmasın gitsin isterdim.

Olumcul bir hastalığa yakalandığında ben 5 yaşındaydım, o 1 bucuk. El kadar bebek. Oğrenilince apar topar hastaneye yatırıldı. Annem cocuğunu kaybetme korkusuyla sacları beyazlarken hastanede sabahladı, babam işe git- eve gel- camaşırları yıka-hastaneye git- işe git dongusunde evin yukunu sırtladı. Ben de anaokulundan alındım. Aylarca anne babamı gormedim. Her hafta başka bir akrabamızda kaldım. Bahane ettim yemeğe ağladım, bahane ettim hediye gelen boyalara ağladım, bana sarılmadılar diye ağladım, uyurken arkalarını donduler diye ağladım, yalnız kalınca da kardeşim benim yuzumden olecek diye ağladım. Ben ona kızıp bağırıyorum diye oyle hastalanmıştı. Ceza bana. Birkac defa hastanede camdan gostermişlerdi bak iyi diye ama inanmadım, kablolardan korktum. Yaşım kucuktu ama olumun gidip gelmemek olduğunu anlayabiliyordum. Yemin ettim Allah'a, bir daha hic uzmeyeceğim kardeşimi ne olur olmesin dedim.

İyileşti. Uzun bir sure sonra taburcu oldu. Duzenim eski haline dondu, anaokuluna son 1-2 ay kala tekrar başladım, sahip olduklarımdan mutluydum ama olumden cok korkuyordum artık. İcimde hep bir sıkıntı vardı.

Zamanla unuttum bu olayları, kişiliğimin uzerinde buyuk etki bırakmış şimdi anlayabiliyorum ama farkında değildim eskiden. 12-13 sene sorunsuz yaşadım. Farklı alanlarda başarıları olan yetenekli bir genctim. İnsanlarla iletişimim guzeldi, ozguvenliydim, cok rahat arkadaşlık kurardım. Oturup havadan sudan bahsetsem tanımayan insanlar bile oturur dinlerdi, o kadar iyi bir hitabetim vardı. Lise sona gectiğim yaza kadar boyle devam etti. Ekmek elden su golden keyifli bir hayat.

Ağustos ayında, doğum gunumu kutlamak icin arkadaşlarımla bir araya geldik. Daha doğrusu niyetlerinden benim haberim yoktu ama surpriz yaptılar. Cok guzel bir gun gecirdim. Akşam olunca birbirimize hoşcakal dedik, eve gitmek uzere dağıldık. Tek başıma donuyordum.

Tanınmaktan korktuğum icin burayı anlatmayacağım ama eve donerken buyuk bir kaza gecirdim. Bir anda her şey tepetaklak oldu. Şimdi abartılmış geliyor ama o an oleceğime kesinlikle emindim. Cevremdeki insanların cığlıklar atıyordu. Ben bağıramadım. Yanımdaki kadına "Sakin olun lutfen," dedim olmeyi bekledim.

Ben de iyileştim gorduğunuz gibi. Gecti gitti. Hayatta bunlar hep yaşanır, insan olmak bazen yorulsak caresiz hissetsek de bir şeyler uğruna savaşmaktır.

Oyle olmadı.

O olaydan sonra uzun bir sure ağır depresyonla boğuştum. Olmekten aşırı korktum ama yok olmak, evrenden silinmek istedim. Gunluk sohbetlerin ortasında intihar etmeyi duşunmeye başladım. Soru acaba yapar mıyım değil ne zaman yaparım gibiydi. Her şey daha kotuye gitti sonra. Gunluk sohbetleri de yurutemez oldum. Arkadaşlarımdan uzaklaştım, evden cıkmayı reddettim, coğu gece nefes darlıklarıyla uyandım, sosyal anksiyetem tavan yaptı.

Eskiden en cok konuşma tarzımdan ovgu alırdım, hitabetim iyi demiştim. Cumle kuramamaya başladım. İnsanların yuz ifadelerini okuyamıyordum. İkili sohbetlerde ne diyeyim bilemiyordum, doğal değil yapma mimikler kullanıyordum. İnsanları itti haliyle.

Senelerdir boyle. Potansiyelimi hice sayıp kendime hayatı zehir ettim. İcimi dokerken fark ettim aslında son zamanlarda bayağı toparlamışım. İntihar eğilimleri olmak uzere coğu şey gecti. Hissettiklerimin normal olmadığını bilecek kadar muhakeme yeteneğim kalmıştı en azından, insan psikolojisine dair cok şey okuyup izledim. Az uğraşmadım gercekten. Bu yazıyı cumlelere dokup yazmam saatlerimi aldı belki ama sosyal ilişkilerimi de duzeltmeye başladım.

Olum korkumsa hala baki. Bu akşam dolabımdaki paslı bir demir parmağımı ufacık cizdi, kırmızılık gorundu ama kan bile akmadı. Şu an kaybolmuş bile cizik. Tırnak ucu kadardı.

Bense gece 3 bucukta uykumdan uyandım, tetanoz olup oleceğim diye uyuyamadım. Tir tir titredim. İnternette pekiştirme aşılarının 5 yıl koruması var diyor, ben en son 7 sene yaptırdım diye. Sacma olduğunu biliyorum ama hala kendimi ikna edemiyorum.

Konuşur gibi dert anlatmak yine de iyi geldi biraz sakinleşmeme.

Okuyan varsa teşekkur ederim. Yalnızca ic cekmek istemiştim.