Erkeğin Sacının Dokulmesi

Hazırlayan rof. Dr. Nilgun Atakan, Hacettepe Universitesi Tıp Fakultesi
Dermatoloji Anabilim Dalı Oğretim Uyesi
Erkek tipi sac dokulmesi sacta androjenlerin etkilerine karşı kalıtsal bir duyarlılık nedeniyle oluşur. İnsanlardaki, ozellikle erkeklerdeki sac dokulmelerinin %95 gibi buyuk bir bolumunu oluşturur. Beyaz ırkta diğer ırklara gore daha fazla gorulmektedir. Tum erkeklerin ucte ikisinde klinik olarak gozlenen bir erkek tipi sac dokulmesi olduğu varsayılmaktadır.
Erkek tipi sac dokulmesi klinik olarak ilerleyen yaşla birlikte giderek artan bir seyir gosterir. 20 yaştan sonra başlayan alın-sac cizgisinin giderek onden arkaya doğru ilerlediği ve acılma alanlarında dağınık, seyrek saclar bulunduğu gorulur. Sac folikullerinin ilerleyen bicimde minyaturleşmesi sonucunda kafa derisinde gozle gorulur sac dokulmesi ortaya cıkar.
Saclı deride testosteronun dihidrotestosterona donuşumundeki hızlanma ve dihidrotestosteron miktarının artışı normal sac kıllarının, buyumeyen cılız vellus tipi kıllara donuşumunu sağlar.
Testosteronun dihidrotestosterona donuşumunu sağlayan enzim reduktaz enzimi olup, muhtemelen erkek tipi sac dokulmesinden birincil olarak sorumludur. Gunumuzde erkeklerin en onemli kozmetik problemi olan erkek tipi sac dokulmesi nin onlenmesi veya giderilmesi ile ilgili araştırmalar insanlık tarihi kadar eskidir. Piyasada yuzlerce bitki ve yosun ekstrelerinden hazırlanan ceşitli losyon, şampuan ve haricen kullanılan karışımların yaygın olarak kullanıldığı erkek tipi sac dokulmelerinde etkinliği bilimsel olarak gosterilebilmiş sadece iki preparat mevcuttur. Bunlardan ilki antihipertansif bir ilac olan minoxidilin %2 ve %5′lik solusyon şeklindeki formları erkek tipi sac dokulmelerinde kullanılabilir. Etki mekanizması kesin olarak bilinmemekle birlikte saclı derideki kan akımını arttırarak sac gelişimini sağladığı ileri surulmektedir. Erkek ve kadın hastalarda da kullanılabilen minoxidil, topikal formlarda oldukca guvenli bir ilactır. Nadiren gorulen kan basıncı duşmesi, saclı deride irritasyon, kızarıklık, yanma, kaşıntı ve kuruluk istenmeyen yan etkileri arasındadır.
Son yıllarda geliştirilen ve erkek tipi sac dokulmelerinde oldukca etkili olduğu bildirilen bir diğer ajan ise finasterid etken maddeli ağız yoluyla alınan bir ilactır.Tip II -reduktaz enzimini inhibe ederek, testosteronun dihidrotestosterona donuşmesini engelleyerek serum ve saclı derideki dihidrotestosteron duzeyini azaltır. Gunluk 1 mg. dozda finasterid’in 2 yıldan uzun suren klinik calışmalarda sac dokulmesini durdurduğu veya yavaşlattığı ve sac buyumesini arttırdığı gozlenmiştir. Tedaviye başlandıktan itibaren 3. ayda iyileşmenin gozlendiği ilac tedavisi sırasında yapılan calışmalarda ciddi bir yan etki oluşmadığı bildirilmektedir. Tedavi sırasında %1-2 oranında ortaya cıkabilecek cinsel isteksizlik, erektil disfonksiyon ve ejekulat volumunun azalması dışında yan etki gozlenmemekte ve istenmeyen tum etkilerin geri donuşumlu olduğu vurgulanmaktadır. Finasterid gebe ve gebe olma olasılığı olan kadınlarda kontrendikedir. Ayrıca yapılan calışmalar finasteridin erkek tipi sac dokulmesi olan postmenapozal kadınlarda etkisiz olduğunu gostermiştir.