Yakın bir akrabamın ''bence yakışırsınız.'' diye bana facebook'tan profilini gostermesi ile başladı her şey. Cocuğu cok fazla tanımıyordu ama annesi ile sık sık dertleştikleri icin, cocuğun hayatında kimse olmadığından, evlilik gibi ciddi duşunceleri olduğundan haberdardı. Ben profil fotoğraflarına bakıp; ''Yok!'' dedim, ''Bu cocuk cok yakışıklı, uzer beni.'' Tamamen dış gorunuşunden dolayı verdiğim bu karardan bir kac gun sonra arkadaşlarımla buluşmak icin bir kafeye gittim, masa da uc sandalye vardı ama biz dort kişiydik. Arka masada 3 kişi oturuyordu, hic birinin yuzune bakmadan masaya doğru yaklaşınca onu gordum. Oydu... ''Sandalye boşsa olabilir miyim?'' dedim ama yuzumde ki şaşkın ifadeye engel olamadım. Bir gun once facebooktan bakıp, bir gun sonra onu karşımda gormek benim icin kocaman bir işaret oldu ve dayanamayıp Swarm'dan ekledim. İki gun boyunca hic konuşmadık, ne o yazdı ne de ben. Sonra biz bir şekilde konuşmaya başladık ve goruşmeye karar verdik. Tanıdık birbirimizi, 30 yaşında olduğu icin ''Ben senin yaşın daha kucuk sanmıştım, benim niyetim ciddi, olursa evlilik icin adım atmak istiyorum 26 yaşında olmana sevindim.'' gibi cumleler kurdu.
Anlattı Sonra...
''Benim severek ayrıldığım bi kız oldu, ailesi İstanbul'dan buraya gelin vermek istemedi. Ama ne o vazgecebildi ne de ben. Sonra oyaladı beni, aylarca... Psikolojim cok bozuktu yeni yeni kendime geldim ama gecmişte bıraktım onu. Artık imkansız.'' dedi.
''Hala seviyorsun sen onu?'' dedim burukta olsa gulumseyerek. Cevap vermedi...
Arkadaşca ayrıldık o gun. Flort etmeye başlamıştık, benden etkilendiğini hissetmiştim, ama gecmişten gelen bir yaranın yarabandı olmayı hangi kadın kabul ederdi ki? Bir sure daha goruştuk, o eski sevgili mevzusu asla acılmadı ve biz hissettiğimiz yoğun duygularla sevgili olmaya başladık. O fabrika da calışıyordu ve aynı fabrika dan kısa sureli bir goruştuğum olmuştu, ''daha once niye soylemedin?'' dedi o cocuk şoyle pis, boyle pis dedi ve arabanın icinde ağlamaya başladı. Yediremiyorum dedi ve beni eve bırakıp gitti...
O gece surekli mesajlaştık, bunu sindirmem lazım zaman ver dedi ve gitti. Ertesi gun tekrar buluştuk, ikimizin de gozleri ağlamaktan şişmişti. Ben o uzulmesin diye biraz daha guclu durmaya calışıyordum ama o ağlamaya devam edince bende yanında ağlama krizine girip, icimi doktum. O an sımsıkı sarıldı bana ''yalnız değilsin ben varım.'' dedi ve biz uc ay boyunca neredeyse her gun buluştuğumuz ailelerimizin onayladığı birbirimizde huzur bulduğumuz bir ilişki yaşadık. Evlilikten bahsettik, hayaller kurduk ama hic bir zaman bunun icin adım atmadı, bi tarih belirlemedi. İlişkimiz uc aylık olduğu icin bende hep ''tanımaya calışıyodur'' diye duşundum uzerinde durmadım.
Taa ki iki gun onceye kadar. Akşamustu aradı ''balım.'' oldu ''canım.'' Sesi sıkılgan, keyifsiz... Anladım ya yemin ederim o an anladım icime bir şey oturdu. Telefonu kapattık ama odamda dort donuyorum biliyorum bir şey var. Dayanamadım ve mesaj attım, zorladım o sustuğu şeyin ortaya cıkması icin.
Ailesi evlilik konusunu acmış, ısrar etmiş ve o da bana şunları yazmış...
''Acık konuşayım ne zaman evlilik konusu acılsa aklıma o geliyo. Seninle cok iyi anlaşıyorum, cok keyifli vakit geciriyorum cok iyi bi insansın ama yapamıyorum onu aklımdan atamıyorum. İlk zamanlar unuttum sandım, sonra yine aklıma duştu. İcim kan ağlarken yanında gulmek zorunda kaldım hep. Oyle guzel seviyodun ki beni, oyle guzel hayallerin vardı ki soyleyemedim sana bunları. Ama artık bilmen gerek... Cunku doğrusu bu! Onunla hic bi iletişimim bağım yok ama sana da haksızlık ediyorum. Bundan sonra yalnız kalmak istiyorum.''
Delirdim ya delirdim! Bunları yazmadan bir hafta once yemek takımı baktık biz, hayaller kurduk, kızımızın ismini duşunduk, surekli beni sevdiğini iyi ki benimle olduğunu, cok huzurlu olduğunu soyledi.
İcimde kanayan yarayı durduramıyorum, uc ay belki kısa bi sure ama o kadar cok inandım ki bu ilişkiye saldım kendimi otokontrollu davranmadım hic tavizler verdim ve aşık oldum. Sitemli mesajlar gondermekten, ağlamaktan alamıyorum kendimi, biliyorum bu hic bir şey biliyorum her şey nasip, biliyorum kaderimin onune gecemem ama benim gunahım ne??
Tek istediğim sevdiğim adamla huzurlu bir yuva kurmaktı. ''Sen universite mezunusun, o lise mezunu ama erkeğin elinde diploma olmalı, onu fabrikadan cıkarsalar ne olacak!'' dediklerinde bile ''erkek kadın ne fark eder? Benim diplomam var yeteneğim var tasarımcıyım kucuk bir ajans acar o bizi gecindirir.'' dedim. O kadar buyuk bi hayal kırıklığı icerisindeyim ki, kalbimin orta yerinde soda şişesi patlamış gibi. Her yer cam kırığı, her yer yara bere...