Konuyla ilgili acıklamada bulunan Dr. Baş, “Konformal” tedavilerin gundem de olduğu modern tıpın, sadece hastanın tedavi edilmesiyle değil, yan etkilerinin azaltılması, tedavi uygulamalarının daha rahat yapılabilmesi ve ağrısız, acısız girişimlerin uygulanabilmesine yoneldiğini soyledi.
21. yuzyılın teknolojisi olarak ifade edilen “Ses Teknolojisi”nin insanda tedavi amaclı olarak kullanılmasının yeni bir yontem olmamasına rağmen, kanserde kullanılmasının henuz cok yeni olduğunu belirten Dr. Baş, “‘Yoğunluklu odaklanmış Yuksek Frekanslı Ses (HIFU)’ ya da ‘Ultrasonik Tedavi’ dalgasının taşıdığı enerji, insan vucudu uzerinde şimdiye kadar ‘acık cerrahi mudahale’lere gereksinim gosterdiğinden pek kullanılmamaktaydı. Bilgisayar yazılım ve donanımlarının gelişmesiyle ayrıca, yarı iletken malzeme teknolojilerinin hızlı ilerlemesi mumkun olabilmiştir. Daha once, cerrahi mudahalelerin zor ve imkansız olduğu durumlarda ic kanamaları durdurmak amacıyla geliştirilen bu tur cihazlar, şimdi kanserin yok edilmesinde veya kontrol altına alınmasında kullanılmaya başlanmıştır. Cihazın temel calışma prensibi, transducer (ses kaynağı) adı verilen piezoelektrik kristallerin urettiği ses enerjisinin istenen bolge uzerinde odaklanarak, odak bolgesinde oluşan temel etkisine dayanmaktadır. Odaklanacak bolge (tumor), ileri goruntuleme sistemleri (USG/Doppler-Ct-MRI) ile tespit edilir. Bolgeye odaklanan ses dalgalarıyla hedeflenen hucreler 60 derecenin uzerinde bir sıcaklığa 0.2 saniye gibi kısa bir surec icerisinde ulaştırabilmektedir. Odak bolgesine yoğunlaşan termik enerji hedef bolgesi dışında bir etki gostermektedir” dedi. Dr. Baş, ses dalgasının odaklandığı bolgedeki etkinin 3 şekilde meydana geldiğini belirterek, şu sıralamada bulundu:
“Hipertermik (ısı) etkisi; 0.2-1 saniye icerisinde 65-100 derecelik bir ısıya ulaşan hucrede koagulasyon nekrozu (pıhtılaşmayla olum) meydana gelmektedir. Kavitasyon; yuksek frekanslı ses dalgaları nedeniyle hucre icerisindeki sıvıda oluşan kabarcıklar ve yuksek ısı duvarları hucreyi tahrip ederek yıkılmasına neden olur ve hucre parcalanır. Kan damarlarının tahribi; ses dalgaları, tumor icindeki 2 milimetreden daha kucuk captaki kan damarları ve kapillerler tahrip olur. Bu kanser hucresini besleyen damarların yok olması nedeniyle iskemik nekroz neden olur.”
HIFU Sisteminin Avantajları Dr. Murat Baş’ın acıklamasına gore, HIFU sisteminin avantajları şoyle:
- Girişimsel bir teknik değildir (Non-invazif).
- Sadece kanser odağı tahrip edilir.
- Vucutta kesi olmaz, ses dalgasına bağlı hasar oluşmaz.
- Vucuda uygulanacak herhangi bir kateter ya da probo ihtiyac yoktur.
- Ses dalgası yolu boyunca onune cıkan doku ve hucrelerde tahribat yapmaz.
- Kan değerlerinde duşme ya da değişiklik oluşmaz.
- Neredeyse hic acısı olmayan bir işlemdir.
- Uygulama sonrası iyileşme sureci hemen başlar.
- Hedef uzerinde eşit doz dağılımı sağlanır.
- Hedefteki tumor dokusu yok olurken, cevre dokularda etki gorulmez.
- Yapılan tedavinin etkinliğini ve hedef guvenirliliğini 3 boyutlu olacak (CT veya MR ile) şekilde tayin etmek mumkundur.
- Tedavi tumor şekline ve boyutlarına bağlı değildir.
- 2 milimetreden kucuk caplı damarların imha edilmesini sağlayarak tumorun kanlanmasını, dolayısıyla da beslenmesini durdurur.
- Cerrahi mudahalenin herhangi bir nedenle yapılamadığı durumlarda, HIFU tedavisi kolaylıkla uygulanır.
- Hedef uzerinde uygulanan ses dalgasının dozu, gercek zamanlı ve geri donuşumlu olarak tespit edilebilir, izlenebilir.
- Bağışıklık sistemi uzerinde etkilidir; Lenfositlerin hedef dokuya ulaşmasını ve lenf fosikullerinin oluşumunu sağlar.
- Tedavi edilen dokuda CD4, CD8 ve NK hucrelerinin sayısı artar. Lokal bağışıklık guclenir. - Tedavi guvenirliği yuksektir; hayati gostergeler (Nabız, tansiyon, solunum sayısı ve ateş) tedavi esnasında sabit kalır, değişmez.
- Tedavi sonrasında parcalanan tumor hucrelerinin, tedavi alanı icinde yayıldığı gozlenmemiştir.
- Tedavinin tolere edilemeyecek yan etkisi yoktur veya cok azdır.
- Radyoaktivite soz konusu değildir.
- Kullanıcıların uzerinde zararlı etkisi yoktur.
- Cevresel hasar oluşturmaz.
Tedavinin Uygulandığı Tumorler Cerrahi uygulamalardaki stres, travma, kanama, yavaş iyileşme ya da muhtemel tumor ekimi, HIFU tedavisinde gorulmez.
Radyoterapi (Şua tedavisi) esnasında, radyasyon hasarı, kan değerlerinde duşme, kemik iliği ve bağışıklık sistemi baskılanması HIFU tedavisinde gorulmemiştir. Ayrıca HIFU tedavisinde, radyoterapideki gibi radyasyona duyarlı ya da duyarsız şeklinde tumor seciciliği de soz konusu değildir. Tedavinin, meme kanserleri, kemik tumorleri, karaciğer kanserleri, yumuşak doku kanserleri (Kas, yağ, bağ dokusu), bobrek kanserleri, karın alt boşluğu tumorleri (Pelitonea Tumorler), retroperitoneal tumorler (Karın zarının arkasındaki yerleşmiş tumorler), pankreas kanserleri, stazlar (Başka bir bolgeye yayılmış, atlamış tumorler), ilerlemiş kanserlerde palyatif amaclı, klasik cerrahi uygulanmış, solid tumorlerde nuksleri onlemede veya nukslerin tedavisinde, ameliyat edilmesi herhangi bir nedenle uygun olmayan tumorlerin tedavisinde, yetersiz ameliyat, radyoterapi uygulanmış rezidu (bakiye) tumorlerin tedavisinde, iyi huylu rahim tumorlerinde (myoma gibi) uygulandığı bildirildi.
HIFU tedavisinin uygulanmadığı tumorler ise şoyle:
- İci boş (mide, bağırsak gibi) organ tumorlerinde
- Mediastinal (goğus orta boşluğu) tumorlerinde
- Medula spinalis (omurilik) tumorlerinde HIFU Tedavisi uygulanamaz.
Dr. Baş, “HIFU tedavisi bu haliyle, yakın gelecekte tumor tedavisinde cerrahiye ciddi bir alternatif olacağa benzemektedir. Ulkemizde cihazın satışını yapan distributor firma (Meteks) bulunmasına rağmen, maalesef HIFU tedavisi ulkemizde henuz uygulamaya başlanmamıştır. Bugun dunyada henuz birkac merkezde (Japonya, Amerika, Malezya, Cin vb) uygulanan HIFU, tumor tedavisinde yeni bir cığır acmıştır. Yapılacak daha fazla sayıdaki bilimsel ve klinik calışmalarla HIFU, tumor tedavisinde onemli bir yer edineceğe benzemektedir
ALINTIDIR