kanserin son evreleri kanserde son evre kanser evreleri kanserin evresi kanser evre
Sakın moral vereyim derken bu hatalara duşmeyin
Psikolog Şebnem Turan “Halk arasında, kanserin stres ve negatif duşuncelerle ortaya cıktığına inanılır. Kanser hastaları ve yakınları da coğu zaman kendini ‘rol yapma’ya zorlar” dedi. Hasta yakınlarının durumu abartıp, moral vermek amacıyla ‘daha ne kotuleri var, sen yine iyisin’ gibi yaklaşımlarda bulunduğunu belirten Turan “Bu sozler hastayı teselli edeceğine kızdırır” uyarısında bulundu.

İnsanlar gunluk hayatlarını yaşarken yarınlarının nasıl olacağı konusunda bir fikre sahiptirler. Bu fikir genellikle de sağlıklı ve uzun yaşayacağımıza ilişkindir; hastalıkların bizim başımıza gelmeyeceğini duşunuruz. Oysa kanser bu varsayımımızı bozan ve bireyin geleceğini belirsizleştiren bir hastalıktır. Hastalık ne kadar gecici ve hafif olsa da, hasta bir kayıp duygusu yaşar; bu kayıp sağlığın kaybıdır! Medical Park Bahcelievler Hastanesi’nden Psikolog Şebnem Turhan; kanser hastalarının ve yakınlarının yaşadığı psikolojik durumu değerlendirdi:

İNKAR UZUN SURDUYSE DİKKAT!

Genellikle hastaların, kanser tanısı ya da hastalığın tekrarladığını duyma karşısında gosterdikleri ilk tepki, şok ve şaşkınlıktır. Coğu zaman hastalar ‘kanser’ kelimesi ya da ‘kitle’ kelimesinden sonrasını duymadıklarını ve bir uyuşma yaşadıklarını soylerler. Sonrasında ‘bu bana olamaz’, ‘benim başıma boyle bir hastalık gelemez’, ‘doktor yanılmış olmalı’ gibi duşunceler eşliğinde inkar donemine gecilir. Ancak inkar donemi uzun suruyor ve tedavi olmaya yanaşmıyorsa, hastaya mutlaka psikolojik ve psikiyatrik mudahale yapılması gerekir. Ucuncu evre ofke donemidir.

Hastalığa, doktora, sağlık personeline, bazen sağlıklı kişilere ve yakınlara duyulan bir ofke oluşur. ‘Neden ben’ ya da ‘başkaları sağlıklıyken neden başıma boyle bir şey geldi’ soruları hastayı meşgul etmeye başlar.. Dorduncu evre, yani pazarlık evresi aslında erteleme cabasıdır. Bu ertelemeyi hasta iyi dileklerde bulunarak yapar; orneğin adak adar... Hastanın istediği olmadığında yeni bir pazarlık başlayacağından, hastanın isteklerini gozden gecirmesine ve kendisiyle yuzleşmesine yardımcı olunmalı. Bir sure sonra hasta yapamadıklarını ve yapamayacaklarını fark eder ve beşinci evre olan depresyon evresi başlamış olur. Bu donem, kabullenmeye gecebilmek icin gerekli bir donemdir. Son aşama kabullenmedir. Bu evre mutlu bir evre olarak duşunulmemelidir; duygular yoktur, ağrılar yok olmuş ve savaş bitmiş gibidir. Hasta bu evreye gelinceye kadar gecirmesi gereken donemleri yaşadıysa, ofkesini cıkarabilmiş ve kayıplarının yasını tutabilmişse, bu donemi daha guclu karşılayacaktır.

MORAL VEREYİM DERKEN BOZABİLİRSİNİZ

Hasta yakınları da bu donemde bircok sorunla karşı karşıya kalırlar. Yorgun ve mutsuzdurlar. Sevdiklerinin acıları karşısında caresizlik yaşarlar. Kendilerine vakit ayıramazlar. Bu da bir sure sonra tukenmelerine neden olur. Bu sebeple hasta yakınları sucluluk hissetmeden, kısa sureli de olsa hastadan ayrı vakit gecirmeli. Hasta ve hasta yakınları surecle ilgili duygularını birbirlerinden gizlememeli ve duygularını acıkca konuşmalı, tedavi kararlarını paylaşmalı. Bu hastalığa olan uyumu da arttıracaktır. Hasta yakınları hastayla tanıyı, tedaviyi ve hastalıklarını konuşurlarken hastayı teselliden cok kızdıran ifadelerden kacınmaya ozen gostermeliler.

Bu ifadeler; ‘kafana takma gecer’, ‘moralini iyi tutarsan daha iyi olursun, aslan gibisin benden sağlamsın’, ‘başımıza ne geleceği belli mi, bakmışsın ben de trafik kazasında oluvermişim’, ‘daha ne kotuleri var, sen yine iyisin’ gibi... Yapamayacak olduklarını ve kayıplarını duşunen kanserli hastaların anlatacakları cok şey vardır. Hasta yakınları; hastayı eleştirmeden, ayıplamadan ve yukarıda belirtilen ifadeleri kullanmadan dinlemeli. Kanser hastalığı ve tedavi sureci hem hasta icin hem de yakınları icin zorlayıcı bir yaşam krizidir. Bu kriz sureciyle başa cıkamadığınızı duşunuyorsanız mutlaka bir uzmandan yardım alın. Sağlık hizmeti aldığınız kurumda kanser hastaları icin acılan destek grupları varsa onlara katılın.

KANSER GERCEĞİNİ DE REDDETMEYİN

Medical Park Bahcelievler Hastanesi’nden Psikolog Şebnem Turhan, “Kanser hastaları ve halk arasında sıklıkla yaygın olan bir goruş; hastaların yaşadığı stres ve negatif duşunceleri sebebiyle kanser hastası oldukları yonundedir. Oysa bu duşunceyi kanıtlayan herhangi bilimsel calışma bulunmamaktadır. Stresin, hormonal sistemimizi fazlasıyla etkilese de kanser riski ve yaşam suresiyle yuzde 100 ilişkili olmadığını unutmayın. Yani stres, tek başına kanser nedeni değildir.

‘Pozitif duşunmeliyim’ inancı bir takıntı haline gelirse, hasta tanıyı aldıktan sonra kendisini hep olumlu duşunmek zorunda hisseder. Bu sebeple hasta ve yakınları yaşadıkları ofkeyi, uzuntuyu ve kederi yaşamayı erteler. Bu da kabullenmeyi zorlaştırıcı bir faktordur. Oysa hastalık tanısı sonrası yaşanılan ofke, şok ve uzuntu gibi olumsuz duygular normaldir ve bunların paylaşılması gerekir. Bu duyguların bastırılması, hastalığın inkar doneminin uzun surmesine ve bastırılan duyguların daha şiddetli şekilde kendini gostermesine neden olabilir” diyor.