Bu hastalıkta sorumlu gen ya anne ya da babadan alınır. Hastalık onceki tipe oranla daha hafif belirtilerle ortaya cıkar. Yaşam umudu daha yuksektir. Kansızlık ve dalak buyumesi en tipik belirtilerdir.

Kanda kucuk, hemoglobin iceriği duşuk. bicimi ve gorunuşu değişmiş alyuvarlar bulunur. Bu hastalıkta, Hb A2nin oranı yukselir, HbF ise normalden yuksek değildir. İskelet sistemindeki bozukluk yoktur ya da coğu zaman dış gorunuşu bozmayacak olcude hafiftir.

Ergenlik cağında saptanan olgularda hastanın boy ve kilo gelişiminin geri kaldığı gorulur. Bedensel ve ruhsal bakımdan yetersiz kalan bu hastalar cok cabuk yorulur.

Ergenlik gecikmesi ya da bozukluklarına bu hastalarda sık rastlanır. Yapıca zayıf ve nam olmalarına karşın cocukluk cağını aşar ve normal yaşamlarını surdurerek erişkinlik cağına ulaşırlar. Bu hastaların yaşamlarında başlıca sorun bedensel ve ruhsal zayıflıktan cok, tedavisi cok zor olan kansızlıktır.

Kansızlığa bağlı olarak hasta enfeksiyonlara acıktır. Ozellikle verem, organizmanın savunma kapasitesinin azalmasına bağlı onemli bir enfeksiyon hastalığı olarak ortaya cıkar.

TALASEMİ MİNİMA

Akdeniz kansızlığının en hafif tipidir. Belirti vermez. Yalnız kan tahlilleri ile anlaşılabilir. Coğu zaman Akdeniz kansızlığına yakalanmış cocuğun anne, baba ya da kardeşlerinde kan tahlilleri yapıldığında rastlantı sonucu ortaya cıkarılır. Hastalığın bu tipine genellikle Akdeniz kansızlığı genini taşıyan ve yalnız kan sayımında değişiklikler gosteren erişkinlerde rastlanır.

Alyuvarlardaki bicim bozuklukları genellikle belirgin değildir. Ama Hb A2 miktarı artmıştır. Genellikle bir rahatsızlık yaratmaz ve tedavi gerektirmez