Herkese merhaba yine ben. Biraz daha farklı bir konuyla geldim bu sefer. Son on gunde hic tahmin etmeyeceğim şeyler geldi başıma. Anlatıp rahatlamak istiyorum. Yine başınızı şişireceğim kusura bakmayın

Ben depresif bir ruh halinde kendi kendimi yerken, bebekle ilgili milyonlarca endişem varken gecen hafta carşamba gunu hic beklemediğim bir şey oldu. Eşimle yaşadığımız ve buraya konu actığımdan beri kustuk ve ona cok kızgındım. Carşamba akşamı da bir sinirle banyoya girdim. 10 - 15 dakika gecti yıkanıyordum, icim cekilmeye başladı. Noldu demeye kalmadı gerisini hatırlamıyorum bile. Gozlerimi ambulansta actım. Cok uşuyorum tir tir titriyorum. Bir sağlık gorevlisi goğsume bir şeyler takıyor, eşim benimle konuşuyor, bir şeyler soruyor, onu anlıyorum ama cevap verecek gucum yok.

Hastaneye vardık. Ben hemen yoğun bakım unitesine alındım. Hastalıkla ilgili ayrıntı vermek istemiyorum cunku kimliğimi ifşa etme tehlikem var. Yine birileri bir şeyler soruyor, anlıyorum ama cevap veremiyorum. Cok uşuyorum. Sonra birden aklıma icimde bir bebek taşıdığım geldi. Paniğimi anlatamam sanki oleceğim. Sormak istiyorum ama soramıyorum da. Ağlamaya başladım. Gozlerimden yaşlar akıyor ama sesim cıkmıyor. Sonrasını yine hatırlamıyorum. Ertesi sabah uyandım. Kolumda iki serum, goğsumde elektrotlar, parmağımda başka bir alet, kolumda tansiyon aleti... Kablolardan, yatağın sertliğinden, ışıktan, surekli yapılan kontrollerden pek uyuyamıyorum. Uyuyunca da cok gecmeden kabuslarla ağlayarak uyanıyorum. Bebeğe bir şey olacak diye odum kopuyor. Kendimi cıldıracak gibi hissediyorum. Ağlamaya bağırmaya başlıyorum. Ortalığı birbirine katıyorum. Eşim sacımı okşuyor beni sakinleştirmeye calışıyor. Bir suru sağlık gorevlisi başımıza toplanıyor. Biri elimi tutuyor, bir diğeri karnımı okşuyor, sakinleştirmek icin bir suru dil dokuyorlar. Hicbirini dinlemiyorum. En son gecenin bir saati kadın doğum uzmanı geliyor beni ultrasona alıyor. Guneş'in icimde kıpır kıpır hareketlerini izliyorum. Rahatlıyorum, uyuyup kalıyorum. Ama ilerleyen zamanlarda da, hatta şimdi bile, gece sık aralıklarla ağlayarak uyanıyorum. Eşim benimle konuşuyor, saclarımı okşuyor, sırtımı sıvazlıyor, elimi tutuyor. Her gun ultrasonda Guneş'i gorduğumuzde bir nebze rahatlıyorum.

4 gun yoğun bakımda 2 gun serviste yattıktan sonra tehlikeyi atlattık. Dun sabah evimize donduk. Korkumu ve yorgunluğumu anlatmamın imkanı yok. Şukurler olsun Guneş cok iyi ve biz durumunu garantiye almak icin gerekli onlemleri de alıyoruz. Ama bu bende travmatik bir durum oldu. Adeta bir koala oldum. Ben ki kucukluğumden beri bağımsız bir insanımdır, eşimin bir parcası gibi oldum. Korkuyorum cunku onu ve Guneş'i kaybetmekten. Bulduğum her an sarılır haldeyim. O nereye ben oraya. Sarılmadan uyuyamıyorum. Doktorun onerisiyle zaten tuvalete banyoya kendi başıma gidemiyorum beraber gidiyoruz. Annemlere yoğun bakımda olduğumun ucuncu gunu durumu haber verdik. Tum ısrarlarımıza rağmen atlayıp geldiler bizde kalıyorlar. Onları o kadar zamandır gormemişim, anne babam, doğru duzgun ilgilenmiyorum bile nedense. Varsa yoksa eşim şu an. O olmayınca huzursuz oluyorum, bir sure kaybolsa hemen tedirgin olup onu arıyorum. Annemler de biraz bozuluyor bu duruma. Arada hafif dokunduruyorlar da aşkolsun biz buradayız ya diye. Neden ben bu kadar bağımlı oldum eşime bilmiyorum. Bunalır mı benden diye de tedirgin oluyorum.

Yoruldum kızlar. Cok yoruldum, adeta yaşlandım. Her banyoya girişte aynısı olacak gibi. Atamıyorum onu icimden. Guneş icin ayrıca endişeliyim. Keşke yarın imkanım olsa hemen doğursam da rahatlasam, kurtulsam bu durumdan. İşte benim durumum da bu. Anlatıp rahatlamak istedim. Bir kez daha beni dinlediğiniz icin cok teşekkur ederim.