İnsanlar nasıl ictikleri suyun berrak ve temiz olmasını isterlerse, soludukları havanın da en az su kadar temiz olmasını istemeleri en doğal haklarıdır. Solunan havanın gaz, buhar, duman ve partikul gibi yabancı madde icermesi, ozellikle astma'lı hastalar icin cok zararlıdır. Zira astmalıların solunum yolları hassas olduğundan kolaylıkla etkilenebilir ve hatta krize girebilirler. Bundan başka ust ve alt solunum yolları devamlı teneffus edilen polen, toz vs. gibi ajanlar sayesinde surekli hassas duruma gecebilmektedir. Biz buna tıp dilinde, "Hassaslaşma" anlamına gelen Sensitizasyon demekteyiz. Buna en guzel ornek, sabun kacan gozun, kızarması, kaşınması ve sulanmasıdır .

İc ve dış ortamdaki hava kirliliğinin en onemli kaynakları, fosillerden oluşan komur, petrol ve odun, bitki artıklardır. Bunlardan aynı olarak, sigara ve (coğu az gelişmiş ulkelerin, soğuk ve yuksek rakımlı bolgelerinde yaşayan; duşuk sosyo-ekonomik gelirli toplulukların kullandığı) buyuk baş hayvanların dışkılarından yapılan aaaek'ten ortaya cıkan yanma urunlerini de bildirmek gerekir. Dunyada 500 milyondan fazla insaınn aaaek kullandığı bilinen bir gercektir. Ulkemizde bilhassa kırsal bolgelerde başta ısınma amaclı olmak uzere; yemek-ekmek pişirme ve camaşır yıkama amacıyla aaaek kullanılmaktadır. aaaeğin yanmasıyla ic ortama karbon monoksit, kukurt, nitrojen gazları ve daha bir cok kimyasal gaz yayılır. aaaekten cıkan gazlara en fazla maruz kalan anne ve yanlarında gezinen kucuk cocuklardır. Butun bu yakıtlardan cıkan kimyasal etkenlerin tumu, ust ve alt solunum yollarım tahriş ederek, astmalıların kotuleşmesine sebep olurlar.

İyi kalitede olmayan komurun ve petrol urunlerinin yanması veya trafiğin yoğun olduğu zamanlarda aracların egzos gaz ve partikullerinin dış ortama yayılması, onemli bir halk sağlığı sorunudur. Yaşadığımız yuzyılın ellili ve altmışlı yıllarında Londra, New York, Philadelphia, Tokyo ve Yokohoma'da ortaya cıkan hava kirliliği felaketlerinden en cok zarar gorenler başta astma olmak uzere kronik akciğer ve kalp hastalarıdır. Kirli hava icindeki gazlar ve partikuller bu hastaların krize girmelerine sebep olmaktadır. Birdenbire acil servislere başvuru artmakta ve yaşlı olanlarda olumler meydana gelmektedir. Bize aktarılan bilgilere gore, Londra'da havanın kirli olduğu gunlerde en cok' calışanlar, sağlıkcılar, otopsi yapanlar ve mezar kazanlardı. En az calışanlar ise taksi suruculeri. İleri ulkeler, hava kirliliğini azaltan onlemler alarak sorunlarını cozebilmişlerdir. En zorlanılan konu ise, aracların egzoslarından cıkan gazların kontroludur.

Bitkilerin polen denilen tozlarının coğu aslında zararsızdır. Bunda polenin ic yapısının, ağırlığının, buyukluğunun ve havada asılı kalma suresinin etkisi vardır. Polenler zararsız da olsa, belirli gazlarla, orneğin nitrojen oksitle bulaştığı takdirde, vucut icin zararlı hale donuşebilir. Bu nedenle ısınma işini doğal gazla halletmiş olan ileri ulkelerde bile arac trafiğinin sebep olduğu hava kirliliği sorun olmaya devam etmektedir.

Ani gelişen hava kirliliğine bağlı olarak kısa bir sure icinde hastanelerin acil servislerine yuzlerce, bazen de binlerce astmalı hastaların baş vurmasıyla karakterli olaylar bildirilmiştir. Toplumda panik yaratabilecek ozellik taşıyan bu tur olaylar genellikle liman nehirlerinde olmaktadır. Astma gibi solunum yolları duyarlı hastalarda krize yol acabilen maddelerin gemilerden boşaltılması veya yuklenmesi sırasında bir cok kişi hastalanmaktadır. Bu tur olaylar aşağıda sunulmuştur.
1928 yılında ABD'nin Ohio eyaleti, Toledo kentinde Hint yağı (Castor oil) cekirdeklerini oğuten değirmenin cevresinde 200 kişinin astmaya yakalanma olayı patlak vermiştir. Sonunda fabrika kapatılmış ve salgın durmuştur. Benzer salgınlar sonradan Brezilya ve Guney Afrika'da da bildirilmiştir.

ABD'de 1967'de New Orleans ve NewYork'ta yapısal olarak astmaya meyilli ve sosyo-ekonomik durumu elverişsiz kişilerde, muhtemelen ic ortamın kirli havasının da eklenmesiyle kucuk salgınlar rapor edilmiştir. Olayın, dış ortamda bulunan yanma kokenli kimyasal maddelerden kaynaklandığı ileri surulmuşse de kesin bir kanıya varılamamıştır.

1985 yılında İngiltere'nin Birmingham kentinde, atmosferik basıncım duşmesi ve gok gurultusu ile birlikte bir gun icinde 8 hastanenin acil servisine 80 astma'lı baş vurmuştur. Olayın gok gurultusu ve havada yoğun bir şekilde bulunan ozel bir mantar sporlarıyla ilgili olduğu sanılmaktadır. Avustralya 'nın Melbourne kentinde de gene gok gurultusu ile birlikte pirinc otu polenlerinin rol oynadığı 12 astına salgını bildirilmiştir. Bu salgınlarda bir gun icinde yuzden fazla hasta acil servislere başvurmak zorunda kalmıştır. Gok gurultusu ile birlikte gelişen en buyuk astma salgım 1994 yılında Londra'da olmuştur. İki gun icinde ortalama 1000'in ustunde astmalıda kriz gelişmiştir. Ozetle Birmingbam, Melbourne ve Londra'daki salgınların gok gurultusu ve belki de astmosferik basınc değişiklikleri ile doğrudan ilgili olduğuna inanılmaktadır.

İspanya'mn Barcelona limanında 1981-1983 yılları arasında tam 5 kez astma salgını meydana gelmiştir. Olay sırasında astma krizine girenlerin coğu limanın cevresinde yaşayanlardı. Yapılan calışmalar sonunda salgının, o gunlerde limanda bulunan soya yuklu gemilerden boşaltma işlemi sırasında cevreye yayılan soya fasulyesi toz artıkları olduğu anlaşılmıştır. Soya tozlarıyla ilgili astma salgınları, daha sonraları İspanya'nın Cartagena, İtalya'nın Napoli ve ABD'nin New Orleans liman şehrinde yaşayanlarda da izlenmiştir.

Yukarıdaki olaylar, Turkiye'de de İstanbul, İzmir, Mersin gibi şehirlerde astma saygınlarının oluşabileceğini gostermektedir. Salgın nedenleri, dikkatli gozlem ve araştırmalarla bulunabilir. En onemli sebeplerin; gok gurultusu, Hind yağı bitkisinin cekirdeği ve soya fasulyesi tozlarının havaya yayılması olduğunu akıldan cıkarılmamalıdır.