Diabet ve Gebelik


Diabetle
birlikte yaşamayı oğrenmiş olan, duzenli kontrol edilen ve evde surekli kan şekeri takibi yapan bir diabetli sağlıklı bir bebek sahibi olabilir. Ancak gebe
kalmadan once, bilmeniz ve uymanız gereken bazı onemli kurallar bulunmaktadır.
Gebelikte karşılaşabileceğiniz sorunları nasıl azaltabilirsiniz?
Kan şekerinin yuksekliği gebeliğin ilk dakikalarından itibaren anne karnındaki bebeği olumsuz yonde etkileyebilir. İyi kontrol,
ozellikle organ gelişiminin gercekleştiği ilk 3 ayda cok buyuk onem taşır. Bu nedenle diabetli bir kadının gebeliği mutlaka planlı olmalıdır. Boyle bir
diabetlinin takibi; Diabet Uzmanı, diabet konusunda bilgili Kadın Doğum Hekimi veya Perinatolog, Eğitim Hemşiresi ve Diyetisyenden oluşan bir ekip tarafından
yapılmalıdır.
Gebelikten en az 6 ay once iyi kan şekeri kontrolu sağlanmalıdır. Diabetin tipi
ve daha once kullanılan tedavi şekli ne olursa olsun, gebelik planlanıyorsa hemen yoğun insulin tedavisine, yani gunde 4 kez insulin kullanımına
gecilmelidir. Hemen bir glukometre alınmalı ve evde gunde 4 kez yapılan kan şekeri olcumleri ile kan şekeri takibine başlanmalıdır.
Gebeliğin başlangıcında ayda1, son 3 aya girince 2 haftada bir ve son ay her hafta hekimlerinizi ve diyetisyeninizi ziyaret etmelisiniz. Sizin sağlığınız
bebeğinizin sağlığı demektir.
Gebelikten once ne gibi tetkikler yaptırılmalı?
Gebelik duşunuyorsanız en az 6 ay once aşağıdaki muayeneleri tamamlamalısınız;
Goz dibi muayenesi
Kan basıncı olcumu
HbA1c
İdrarda mikroalbuminuri, kan kreatinin duzeyi,
Kalp ve kan dolaşım sistemi muayenesi
Meme muayenesi ve jinekolojik muayene, smear testi
Tiroid muayenesi
Gebelikten once gozde retinopati saptanmışsa tedavi edilmeli ve her uc ayda bir takibi yapılmalıdır. Eğer gerekirse gebelik
doneminde laser tedavisi uygulanmasında sakınca yoktur. Gebelik suresince retinopatinin seyri hızlanabilirse de doğumdan sonra yine geriler.
Nefropati de gebelikten olumsuz yonde etkilenebilir. Eğer mikroalbuminuri varsa artabilir, bacaklarda odem gelişebilir. Ancak butun
bulgular doğumdan sonra gebelik oncesi duzeye doner. Kan basıncının normal sınırlarda seyretmesi, nefropati acısından ozellikle onem taşır.
Gebelikte insulin dozu ayarlanması ve diyetle ilgili oneriler:
Her
oğunden once ve yatarken kan şekeri olcumu yapmanız kontrolunuz acısından cok onemlidir. Bazen daha sık olcum yapmanız gerekebilir. Ancak bu sayede gebelik
doneminde değişen insulin gereksiniminizi tam olarak saptayabilirsiniz. İnsulin gereksinimi gebelikte surekli bir artış gosterir ve bu doğaldır. Doğumdan sonra
yine eski dozlarınıza donebilirsiniz.
Diyetinizi gunde 3 ana 3 ara oğun şeklinde planlamalı, oğun atlamaktan kacınmalısınız. Gunluk 2200 - 2400 kalori almanız gereklidir.
Diyetinizin bileşimini diyetisyeninizle işbirliği icinde olarak belirlemelisiniz. Dengeli beslenmek bebeğin sağlıklı gelişimi acısından cok
onemlidir. Fazla kilo almamalı ve kilo vermemelisiniz. Ortalama 10 kg. almanız idealdir. İlk uc ayda bulantı ve kusmalarınız varsa, hipoglisemi riski artar,
insulin gereksiniminiz azalabilir. Ozellikle bu donemde sık kan şekeri takibi yapmalısınız. Kusmalar aclıkta idrara keton cıkışına neden olabilir.
Sabah yataktan kalkmadan once kraker, kuru ekmek yemek, 2,5 - 3 saatte bir ve az miktarlarda gıda almak,kahve, baharatlı ve yağlı gıdalardan
uzak durmak, yemek aralarında su icmemek yakınmalarınızı azaltacaktır. Sakkarin iceren tatlandırıcılar plasentadan gecebilir, ancak bebek uzerine zararlı bir
etkisi olduğu gosterilmemiştir. Aspartam icerenler ise plasentadan bebeğe gecemez ve bu nedenle rahatlıkla kullanılabilir.
İdrarda keton takibi:
İnsulinin yetersiz olduğu ve bu nedenle ana enerji kaynağı olarak şekerin kullanılmadığı durumlarda vucuda gereken enerji yağlardan elde
edilir ve keton cisimleri oluşur. Asit yapısındaki bu maddeler zararlı bileşiklerdir. Kanda artan ketonlar idrarda da cıkar ve ozel idrar cubukları
yardımıyla olculebilir. Gebelikte sabah acken ve ozellikle de kusmalar varsa, idrarda az miktarda keton cıkabilir ve ancak karbonhidratlı gıda alımı ile
duzelen bu durumun, sık tekrar etmiyorsa fazla bir onemi yoktur.
Kan şekeri 200 mg/dl’nin uzerine cıkarsa, mutlaka idrarda
ketona da bakmalı ve pozitif bulursanız hemen doktorunuza danışmalısınız. Cok fazla miktarda keton yapımı ve vkanda artışı ketoasidoz olarak adlandırılır ve
ciddi bir tablodur. Hemen tedavi edilmezse bebeğinize zarar verebilen bu durumun gelişimi saatler alır ve kan şekerini iyi takip eden gebelerde kolay kolay
oluşmaz. İnsulin dozunun atlanması veya taşlı bir hastalık gibi insulin gereksinimini arttıran durumlarda dozda gerekli değişikliklerin yapılması
ketoasidoz gelişimine neden olabilir.
Ketoasidozlu bir gebede mutlaka hastane tedavisi gereklidir. Ağızda kuruma, susuzluk hissi, bulantı, kusma, sık idrara cıkma,
nefeste aseton kokusu, karın ağrısı gibi yakınmalarınız varsa, vakit gecirmeden doktorunuza haber verin.
Hipoglisemiler
Az karbonhidrat almak, insulini yapıp oğunu atlamak, egzersiz yapmak, gebelik kusmaları gibi nedenlerle hipoglisemiye girebilirsiniz.
Sık kan şekeri takibi yapmak, ketoasidoz gibi hipoglisemiyi de buyuk olcude onleyecektir. Ancak ozellikle kan şekeri iyi kontrollu olanlarda herşeye rağmen
hipoglisemi gelişebilir.
Hipoglisemi belirtilerini farkeder etmez hemen 3-4 kesme şeker veya 2 glukoz
tableti almalı, ardından da bir dilim ekmek yiyerek hipogliseminin tekrarlanmasını onlemelisiniz.
Gestasyonel Gebelik
Gestasyonel
gebeliğin kesin olarak nedeni bilinmemekle birlikte, gebelikte bebeğin beslenmesini sağlayan plasentanın salgıladığı ve bebeğin gelişimi icin cok
onemli olan bazı hormonlar, insulinin etkisini engelleyerek insulin direncini yaratabilirler. Gebeliklerin tumunde bir olcude insulin direnci bulunmaktadır.
Gebe kadının pankreası, bu insulin direncini aşabilecek miktarda insulin salgılayamaz ise gebelik sırasında diabet ortaya cıkabilir. Gestasyonel diabet,
genellikle gebeliğin 24. haftasından sonra ortaya cıkar. Cunku bu donemde plesentanın salgıladığı hormonlar fazla miktarda kanda bulunmakta ve daha ileri
derecede insulin direncine neden olmaktadır. Gestasyonel diabet, gebelik sona erdikten sonra kadınların coğunda ortadan kaybolur. Ancak gestasyonel diabet
oykusu olan kadınlar, yaşamları boyunca diabet olma riski taşıdıklarından surekli kontrol edilmelidir.
Bu kadınların en az % 50’si, ileriki yıllarda Tip 2 diyabetli olacaklardır.
Gestasyonel diabetli olduğunuzu nasıl anlarsınız?
Gestasyonel diabet, klinik belirtileri olmadığı icin mutlaka kan testleriyle ortaya cıkarılmalıdır. Bu ve de diabetin artık cok sık
rastlanan bir hastalık olması nedeniyle, tum kadınlar gebeliklerinin 24. haftasından sonra (genellikle onerilen 28. hafta civarı) gestasyonel diabet icin
taramaya girmelidirler. Bu amacla, gebeler ac olup olmadıklarına bakılmaksızın, gunun herhangi bir saatinde 50gr. glukoz verilerek tarama testine
alınmalıdırlar. Bu tarama testinde glukoz alımından 1 saat sonra alınan plazma glukoz duzeyi 140mg’ı geciyorsa, bu gebelere 100 gr. glukoz verilerek yukleme
testi yapılır. Bu tanı amacıyla yapılan glukoz tolerans testi icin gebe, en az 3 gun serbest karbonhidratla beslenmelidir. Glukozun alımından once ve onu izleyen
3 saat boyunca her saat başı kan ornekleri alınır. Eğer alınan 4 kan orneğinden en az ikisinde glukoz değerleri anormal ise gestasyonel diabet tanısı konur.
Eğer gebede, onceki gebeliklerle ilgili duşuk, olu doğum, iri bebek gibi sorunlar, ailede diabetli kişiler var ise gestasyonel diabet riski fazlaca
olduğundan, 24. haftadan da once tarama testi yapılabilir. Yine, eğer risk fazla ve 28. hafta glukoz tolerans testi normal ise 30. veya 32. haftalarda glukoz
tolerans testi tekrarlanabilir.
Bebek icin olası sorunlar Doğumsal anomaliler icin bebekler cok buyuk bir risk taşımasalar da gestasyonel diabet, bebekler icin sorun yaratabilir. Makrozomi
(buyuk beden) normal gelişmeden fazla bir gelişim gosteren bebeklere işaret eder. Bunun cok basit gozuken ancak cok onemli nedeni, gestasyonel diabeti olan
annenin kanındaki fazla miktardaki glukoz, aminoasitler ve yağların plasenta yoluyla serbest şekilde fetusa gecmesidir. Fetusta ise pankreas sağlam
olduğundan yeterince insulin salgılanarak bu maddeler kullanılmakta ve bebeğin şişmanlamasına yol acmaktadır. Buyuk/iri bebeğin doğumu zor ve sorunlu
olacaktır. Doğum travmaları nedeniyle omuz zedelenmeleri bu bebeklerde sıklıkla gorulebilir. Ultrasonografi gibi bir yontemle, doktorunuzun bebeğin buyukluğunu
saptayıp en doğru doğum şekline karar verebilir. Bebeğin karşılaşabileceği diğer sorunlar arasında hipoglisemi, sarılık, solunum sistemi ile ilgili bozukluklar
sayılabilir. Butun bu bilgiler ışığında sizi izleyen ve doğuma hazırlayan doktorunuza, gebelik diabeti taramasını eğer yaptırmazsa hatırlatmanız, eğer
boyle bir durum var ise tanı konup tedavi edilmesini sağlayacaktır. Boylelikle sağlıklı gebelik, sağlıklı bir bebek ve de diabet olma olasılığı daha az olan
bir cocuk sahibi olmak elinizdedir.
Kaynak :
Turk Diabet Cemiyeti
Prof. Dr. Celal Oker Sk. No: 10
80230 Harbiye / İSTANBUL