Merhaba.6 aylık evliyim Pandemi sebebiyle hayat koşulları istediğimiz gibi ilerlemedi.Yurtdışında calışma yaşama planı yaparken Tr de kaldık.Vize işlemlerinin neticelenmesini beklediğimiz icin işe girmedim.Kayınvalidemlerle yan yana binalarda oturuyoruz.Zaten vize cıkınca gideceğiz diye Evimizi pansiyon gibi kurduk.Annemler başka şehirde.
Aslında herşey bu planlanmayan gelişmeler neticesinde başladı.
Eşimin ailesi 65 yaş uzeri ve onların kulturune gore ailenin oğulları ve gelinler butun yemekleri baba evinde yer.Kendi ailemde boyle gormediğim ve icinde bulunduğumuz zamanın şartları bunu gerektirmediği icin hayrete duşurdu beni.Eşimle evlenmenin heyecanını yaşayamadan neyin icine duştuğumu anlayamadım.Her gun sabah 8:30 akşam 10 mesai saati gibi hep kayınvalidemlerin evindeydik.Yurtdışında Mesleğimi geliştirme hayali kurarken bi mutfak onluğu ile kendime hic zaman ayırmadan hizmet ederken buldum kendimi.
Buyuklerimize hizmet elbette vazifemiz ama kendimizi ezip gecerek değil.Girdiğim yeni bir ortam ve bitanesi bile beni ilgilendirmeyen ortada donup duran muhabbetler eşimin butun enerjisini kayınvalidemlere sarfedip eve enerjisinin kalmaması beni soldurmaya başladı.
Arada cok yaşanan var da neticeye gecmek istiyorum.İkimizin karı koca olarak başbaşa bi yere gitmesi bile can sıkıntısı oldu.
Ramazan ’ı Şerif ’te de hep kayınvalidemlerleydik.Sadece bir gun akşam iftarı başbaşa yapalım dedim normal ciftler gibi.Tamam dedi eşim dun cok guzel vakit gecirdik evde herşey yolundaydı.Evdekilere inip bi Selam verelim hem de yemek goturelim diye indik.Eşim inmeyelim dedi ama hic inmezsek de ne olacağını bildiğimden inip bi selam verip cıkalım dedim.
Kv buralara hic dolaşmadan evde nasıl zaman gecirdin oğlum dedi?
Babaannesi “Gelip de beni bi dolaştırsaydın evinize cıkarsaydın dedi”
Abisi “Neden hic inip dukkana yardım etmedin dedi”
Gerginlik cıkmasın diye tamam bu akşam burda yiyelim yarın evimizde yaparız iftarı dedim.
iftarı yaptık ortada donen muhabbetten eşimin de sinirleri bozuldu. Bi hışımla kalk gidelim dedi eve geldik
“Noluyor ya “ dedim. Duvarı yumrukladı, yatağı tekmeledi, butun eşyaları yere sactı.
”Sana inmeyelim dedim.Gordun mu nolduğunu? Yedin mi yemeğini.....” butun ofkesini bana sarfettiği sozlerle cıkardı.
Donup kaldım oylece Boğazımda koca bir duğum, gozumden tutmaya calıştığım ama kacırdığım yaşlar..
Eşim beni farketti, duraksadı oturup ağladık ikimizde bi koşede.
Beni inciten şey başbaşa yiyemediğim akşam yemeği değildi.Olaylar karşısındaki tavrıydı.
Babamla annemin de mukemmel gecindiği soylenemezdi ama babamın ofke anında bir kere bi eşyayı alıp bi yere fırlattığını, duvarı yumrukladığını gormedim.Hayat arkadaşımdan bunu gormek incitti.
Aslında iki kişiyken mutlu olduğumuz evimizde dışarıda kalan insanların duşuncelerinin neticesinde mutsuz olmak beni incitti.
İc karartmak oldu biraz benimkisi ama bi yerde anlatmam lazımdı.Galiba en doğrusu ruzgarda savrulan yaprak gibi neden boyle demeden savrulup gitmek.heyecansız anlamsız....