Herkese merhaba.
Ben İstanbul'da bilinen kurumsal bir hukuk burosunda stajyer avukatım şuan. Oğrenciyken, beyaz yakalıların tası tarağı toplayıp Ege kasabası muhabbeti yapmasına hep cok şaşırırdım. Bu kadar emek verip dirsek curutuyorlar sonra koye taşınıyorlar derdim icimden. Fakat inanın stajımın daha ortasında "bu nereye kadar boyle gidecek" demeye başladım. Gece 9'a, 10'a kadar mesai yapıyorum coğu zaman ve karşılığında aldığım uc kuruşu kiraya faturalara veriyorum. Baba desteği olmasa gecinmemin imkanı yok. Hadi ben şanslı kesimdeyim,ailem arkamda, iyi bir eğitim aldım da iyi bir iş buldum; peki bunca insan nasıl geciniyor diye duşunmekten geceleri uyuyamıyorum.
Kurumsalın verdiği hiyerarşi sonucu yediğim azarı, kaprisi hic burada anlatmayacağım bile.
Şimdi gencim hadi dayanırım, peki evlenip coluğum cocuğum olsa? Nasıl vakit bulur ki insan ailesine boyle bir calışma temposunda?
Calıştığım burodaki genc bir kadın avukatın "Gecen eve 20.30'da girdim. Eşim cok şaşırdı ne işin var burada dedi" diye gulerek anlattığı tasvir benim icimi parcaladı. Komik değil acınası bir hal bence.
Bu kadar cabuk bezmiş olmak ve geleceğe yonelik muthiş bir korku yaşıyor olmak normal mi?
Ne yapacağımı bilemiyorum kızlar. Şeytan diyor ki son bir aile desteği al ve yurtdışına cık yerleş. Gerci oralarda ne iş yapar nasıl gecinirim onu da bilmiyorum. Ama bu ulkede her gun daha buyuk bir hayalkırıklığı yaşayarak uyanıyorum ve ileride şansım varken gitseydim keşke demekten korkuyorum.
Dertleşmek istedim aynı duşunceleri paylaşan arkadaşlarla...