İki yıldır hayatım sanki bir kısır dongunun icine girmiş gibi. Otuzlu yaşların ortasına (34) gelmemle beraber Evlenmeyi ve cocuk sahibi olmayı o kadar cok istiyorum ki bu istek artık en ufak bir konu acılmasında ağlamaya donuştu.Evliliğe yaklaşsam bile hep bi talihsizlik oluyo yarım kalıyo nihayete ermiyor. Herhangi birini gelinlikle gorduğumde bile ağlamaya başlıyorum. İş yerinde yoğun tempolu bir iş vardı. Ben gonullu olarak yapmak istedim. Calışanlardan biri gelip dedi ki " senden iyi kim yapacaktı zaten? Kocan yok cocuğun yok. Bekarlar yapar boyle işi" oyle canım yandı ki. Arabada saatlerce ağladım. Surup de eve gidemedim. Tv de, intenette anneler gunu reklamlarına ağlar oldum. En son ve en ağır darbe de şu oldu: birkac haftadır arkadaşım aracışığıyla yeni biriyle goruşuyorum. Eşinden ayrılmış, oğlu olan biri. Bana oğluyla olan fotolarını atıyor goruştuğu gunler . İcim oyle bir sızlıyor ki. İnanın kıskanclık değil. Buyuk bir yaralanma duygusu. Keşke o benim oğlum olsaydı hissi... canım yanıyor ben cocuk aşkıyla yanarlen fotoğraf attıkca. Ama insan goruştuğu kişiyede bunu soyleyemiyor tabi. Cok yanlış anlaşılr. Sonra bu takıntı ve ağlama olayı bende genellenmeye başladı. İşte ufak bir aksaklık olsa butun kotu şeyler beni buluyor diye ağlamaya başlıyorum. Uykumdan ağlayarak kalktığım geceler var. Kısacası ben bu durumdan nasıl kurtulurum? Kafaya takma yada hobi bul demeyin. Yapmadığım etkinlik kalmadı sanırım