cocuklarda kleptomani




Kleptomani ( Calma Hastalığı):

İhtiyacı olmadığı, hemen kullanmayacağı halde ve maddi değeri nedeniyle satma duşuncesi olmadan bir takım nesneleri izinsiz olarak alarak, onlara sahip olma şeklinde bir durtu kontrol bozukluğudur. Kişinin aslında o malı satın alabilecek yeterli maddi birikime sahip olduğu, ancak buna rağmen bu davranışı gercekleştirdiği gozlenmiştir. Bu davranış daha onceden duşunulmemiş ve planlanmamış olup, aniden gercekleştirilir. Bu davranış birinden intikam alma amacıyla yapılmamıştır. Birey bu davranışın yanlış ve uygunsuz olduğunun bilincindedir. Kişiler bu davranışı gercekleştirmek icin başkalarından yardım istemezler. Tarihte Fransa kralı 4. Henry ve Sardunya kralı Victor un bu ozelliklere sahip olduğu bilinmektedir.

Rahatsızlığın cocukluk yaşlarında başladığı belirlenmiştir. Kişi bu davranışı gercekleştirmeden once, yoğun bir gerilim hisseder. Bu davranış akabinde, mutluluk, rahatlama ve buyukluk hissi icine girmektedir.

Rahatsızlık hakkında yapılan calışmaların azlığı ve bu durumların kişiler tarafından gizlenmesi ve bu durumu gercekleştiren kişilerin sağlık hizmetlerinden cok, adli makamlara sevk edilmeleri nedeniyle gercek sıklığı tam olarak bilinemese de bin kişide altı kişide rastlandığı saptanmıştır. Yakalanan dukkan hırsızlarının % 5-25 inde saptanmıştır. Goldman 1991’deki derlemesinde bu bulgulardan yola cıkarak toplum icinde kleptomani oranının % 0,6 olduğunu one surmuştur.

Hastaların genel ozellikleri:

Kadınlarda erkeklere gore yaklaşık dort kat daha sık gorulmektedir. Cinsiyetler arasındaki oranın bu kadar yuksek olmasının bir nedeni de, erkeklerin boyle bir durumda coğunlukla hastaneler yerine cezaevlerine gonderilmeleri olabilir. Kadınlarda ortalama olarak 30-35 yaşta; erkeklerde 50-55 yaşta daha sık gorulmektedir. Hem erkek hem de kadınlarda diğer durtu kontrol bozuklukları rahatsızlığa eşlik edebilir. Erkeklerde daha cok piromani (durtusel olarak ateş yakıp, yangın cıkarma) ve hastalık derecesinde kumar oynama ve tekrarlayıcı patlayıcı davranım bozukluğu ile bir arada iken; kadınlarda trikotilomani ( durtusel olarak sac ve vucut tuylerini yolma hastalığı) ile beraber bulunabilmektedir. Rahatsızlık sosyoekonomik duzey ile doğrudan ilişkili olmayıp, bu durumdaki kişinin sosyokulturel duzeyi yuksek de olabilmektedir.Kişiler bu davranışlarına engel olabilmek icin sosyal hayatlarını kısıtlayabilir ve cevrelerinden uzaklaşabilir, alışveriş yapmamaya calışabilirler.

Hastalığa neden olabilecek etmenler:

Cocukluk doneminde yaşanan olumsuz koşulların sonucu gelişen kayıp yaşantıları onemli etkenler arasındadır. Kleptomanik davranışlar da bunların etkisini gidermeye yoneliktir. Bilincaltındaki bu anıların kişiyi zorlaması ile oluştuğu duşunulmektedir. Bu kişilerin cocukluklarındaki aile hayatlarının oldukca travmatik ve sorunlu olduğu saptanmıştır. Bu bireylerde narsisistik (kendine olan sevgi,ilgi ve destekler) kırılmaların, ozguven yaralanmalarının sonucu olarak ortaya cıktığı da duşunulmektedir. Kişinin ozsaygısı ve değerliliğine yonelik yapılan saldırılar, ilerleyen donemlerde kişinin olgun bir benlik yapısı geliştirmesine engel olur ve bu tur davranışlara zemin hazırlar.

Kleptomani eylemleri bir kayıp yaşantısını izleyerek de gelişebilmektedir. Bu duruma kadınlarda cocukların evden uzaklaşması; erkeklerde andropoz doneminde rastlanabilir. Kadınlarda gerilimin arttığı adet donemleri ve hamilelik donemlerinde bu tur eylemler artmaktadır. Ozellikle bizim toplumumuzda hamile kadınlarda başkasının evinde misafir iken, yiyecek maddelerine karşı olan bu davranış ilgi cekicidir.

Bu tur davranışlarda odaklanılan maddeler kişi icin cinsel bir anlam da taşımaktadır. Cok etkileyici bir parfum ya da kişi icin cinsel anlam ifade eden bir kitap kolayca canta ya da elbise icine girebilmektedir.Bu kişilerde sıklıkla cinsellikle ilgili sorunlara da rastlanabilmektedir. Ceşitli psikiyatrlara gore cocukta 3-5 yaş arasında gozlenen ve Freud tarafından “fallik donem” olarak adlandırılan, cocuğun cinsel organlara yonelik ilgi ve hareketlerinde artışın olduğu donemlerde karşılaşılan sorunlarla ilişkili olduğu duşunulmektedir.

Freudun ruhsal yapı modeline gore, kişide doğuştan geldiği duşunulen ve her an istediği herşeyi futursuzca yaparak haz almayı hedefleyen altbenlik (id) ile; anne-baba ,oğretmen vb gibi otorite konumundaki kişilerin ahlak anlayışlarının etkisi ile oluşturulup,bunun tam tersi bir şekilde “hicbir yerde ve asla” şeklinde hareket eden kişinin topluma uyumu icin kişinin istek ve eylemlerine sınır koyan ustbenlik (superego) ve bunların ikisi arasındaki dengeyi sağlayan asıl uygulayıcı guc olan benlik (ego) arasında duzenli bir danışma ve uzlaşma olmalıdır. Kleptomani davranışları gosteren kişilerde bu duzenli işleyişin bozulduğu ve ustbenliğin etkisini cok arttırarak , acımasızlaştığı ve kişinin kendisini suclamak, cezalandırmak, kucuk durumlara duşurmek icin bu tur hırsızlık eylemlerine giriştiği duşunulmektedir.

Kleptomani kişide varolan obsesif kompulsif bozukluk (saplantı-zorlantı bozukluğu) ve depresif bozuklukların farklı bir gorunumu olabilir. Kleptomanik davranışlar ile kişi kendisini gecici olarak iyi hissederek, kaygısını ve ruhsal cokkunluğunu azaltmayı hedefler. Bununla birlikte bu durtusel eylemlerin artarak devam etmesi ve oluşturduğu sorunlar bu rahatlamanın , buzdağının ustunu yoketmekle aynı anlama gelmektedir.

Kleptomanin eşlik ettiği psikiyatrik bozukluklar arasında dissosiyatif bozukluklar, duygudurum bozuklukları ve yeme bozuklukları da sayılabilir. Bu rahatsızlık başka vucutsal hastalıkların sonucu da gorulebilmektedir. Bunlar arasında epilepsi (sara), beyin atrofisinin gorulduğu durumlar ve demans (bunama), bazı ilac tedavilerinin yan etkileri ve bazı tumorler sayılabilir.

Tedavi:

Kişinin gecmişi ve şu anı ile ilgili zedeleyici olayların saptanarak, bunlara yonelik uygun duşunce şemaları geliştirilmesi ve toplumsal ilişkilerdeki uygunsuz savunma mekanizmalarının değiştirilmelerini hedefleyen terapiler, durtusel hareketleri ve kaygı durumunu azaltmaya yonelik ilac tedavileri ve gerekirse hipnoz ile başarılı sonuclar alınmaktadır.



Prof.Dr. Kerem Doksat'ın Yazısından:

Kleptomani denen illet psikiyatride "Durtu (İmpuls) Denetim Bozuklukları" denen bir grup marazdan biri. Kleptomanisi olan kişiler belli bir şeyi yurutmek yÂni calmak icin once dayanılmaz bir arzu duyuyorlar, bunun yanlışlığını bildikleri icin direnmeye calışıyorlar ama nÂfile, sonunda durtulerine mağlûp oluyorlar. Calmadan once gittikce artan bir gerilim ve heyecan hissediyorlar, gercekleştirdikten sonra da muthiş bir rahatlama yaşıyorlar ve bunu tekrar tekrar gercekleştiriyorlar.

Calma eylemini gercekleştirirken şizofreni, mani, antisosyal kişilik veya diğer bir ruhsal hastalığın doğrudan etkisiyle hareket etmiyorlar; başka bakımdan akılları başlarında yÂni. Calınan nesneler genellikle maddî değeri pek olmayan veya kişinin rahatlıkla karşılayabileceği kadar kıymete sÂhip: Tuzluk, mağazalardaki abur cuburlar, basit bir sus eşyÂsı vs. Hatt bÂzıları, caldıklarını caktırmadan tekrar yerine koyup, akabinde gene calabiliyorlar! PlÂnlı, programlı ve cete hÂlindeki hırsızlıklar asl kleptomani sınıfına girmiyor.

Kleptomanlar genellikle bu eylemi gercekleştirdikten sonraki ilk tatmin hissini muteakip, buyuk bir sucluluk ve yakalanma telÂşı hissediyorlar. Yaptıklarının doğru olmadığını, ayıp ve suc teşkil ettiğini biliyorlar ama bir sure sonra dayanamayıp, aynı şeyi tekrarlıyorlar. Davranışları egolarına yabancı yÂni Kompulsif Alışveriş Yapma ve Major Depresyon'la sık sık ic ice giriyor bu tablo. Kleptomanlarda Bulimia Nervoza'ya da sıkca rastlanıyor. MeselÂ, supermarketten aşırdığı cikolataları deli gibi yedikten sonra kusan kadınlar en sık rastlanan vak'alar arasında. Kleptomanların yakın akrabaları arasında Obsesif Kompulsif Bozukluklu hastalara daha sık rastlanıyor ama bu iki ruhsal bozukluğun akrabalığı uzerinde cok fazla akademik tartışma var.

Yakalanan veya bir şekilde tedaviye gelen hastalar incelendiğinde, kleptomanların ucte ikisini kadınların oluşturduğu tesbit edilmiş. DukkÂnlardan bir şeyler aşırırken yakalananların sÂdece %5 kadarı gercek kleptomanlar, diğerleri ise resmen hırsızlık amacıyla veya eğlenmek icin bunu yapan kişiler. Coğu vak-a yakalanmadan aramızda yaşadığı icin, bu ruhsal bozukluğun gercek gorulme oranı bilinmiyor. Ama, yakalananların başları hem ahlÂkî acıdan hem de yasal acıdan belÂya girdiği icin, ciddi sosyal ve meslekî kayıplar yaşıyorlar.

Her yaşta başlayabilen ama ileri yaşlarda ilk defa ortaya cıktığına pek rastlanmamış olan bu hastalığın seyri muhtelif şekillerde olabiliyorsa da, başlıca uc turu belirlenmiş: Zaman zaman calıp, uzun sureler buna ara verenler; Hecmeler hÂlinde bir sure calıp bir sure ara verenler; Muzmin bir hÂlde , hemen hep bu işi yapanlar. Ozellikle bu son gruptakilerin başı defalarca polisle, mahkemelerle derde girmesine rağmen, yapmaya devam ediyorlar.


Ben, meslek hayatımda birkac tane hakiki kleptoman gordum. Hepsi de genc hanımlardı. Birisinin beyin dalgalarında şakak bolgesinin biyo-elektrik faÂliyetinde duzensizlik tesbit edip epilepsi ilÂcı verdik ve tedaviye devam ettiği iki sene boyunca yeni bir hÂdisesi olmadı. Daha sonra sırra kadem basan bu genc kızımızın akıbetini bilmiyorum. Diğer iki hastamdan birisiyle bir seneye yakın sure dinamik-icgoru yonelimli psikoterapi yaptık ve takibimde kaldığı uc sene zarfında bir daha calmadı. Sonrasını bilemiyorum. Ucuncu vak’a ise birkac seanstan sonra kayboldu ortadan. Bu uc vak’ada da uygulanan tedavinin gercek etkisini (uzun vÂdeli iyileşme veya şifa) bilmek mumkun değil cunku, yukarıda da bahsettiğim gibi, hastalığın doğal seyri son derecede değişken olabiliyor. Eğer mevcutsa, refakat eden depresyonun tedavisi bu marazı da ortadan kaldırabiliyor.

Doğrusunu soylemek gerekirse, kleptomaninin ispatlanmış, standart ve kat-i bir tedavisi yok; her vak-ayı kendi icerisinde değerlendirmek gerekiyor.