Ayrılık surecinde şunu anladım, kimseye guvenmemek gerekiyor.
Kaynanam ile hicbir zaman icli dışlı olmadım. Ayda bir ya da iki ayda bir arardım. Sırlarımı,gunluk olanları,konuşulanları falan kendisine anlatmazdım. Aramıza mesafe koymuştum.Enerji olarak uyuşmadık, kafa yapılarımız benzer bile değil. Zaten şehir olarak da uzak olduğumuz icin yılda bir goruşme fırsatımız oluyordu. Gittiğimizde de pek iş yapmazdım yine elimden geleni yaparim ama başkasının mutfagına girip dolabını acmak pek hoşuma gitmiyor. Kaynanam da bir sey yapacak olduğum zaman elimden alırdı. Bu davranışının da kenara cekilmemde etkisi var. Bize geldiğinde dort donerdim her istediğini yapardım. Bu kez de ben ona iş yaptırmazdım. Arkamdan hic kotu dediğini işitmedim hep iyi davrandı ya da davranmak zorunda kaldı bilmiyorum. Taaa ki ayrılık aşamasına gelinceye kadar. Meger kadın beni hic sevmemiş en ufak saygısızlığım bile olmamasına rağmen arkamdan pişmanlık duyuyorum keske baska biri ile evlenseydi oglum demiş. Bana hizmet etmedi, bakmadı, işimi yapmadı demiş. (Gittigimizde kendisi yaptırmıyordu zaten. Belki de esim kiziyordu bilmiyorum.) Cok konuşuyor gibi seyler soylemiş. (Cok konusmuyorum konussam bile kime ne.) Bunu aramızin iyi olduğu bir akrabadan duydum. Ben kendini ezdiren biri degilim sessizim ama gerektiginde cevap veririm. Bunları bir kez olsun yuzume soylemedi. Belki de arkamdan oğluna neler dedi bilmediğim neler var diyorum. Yani iyi kaynana yoktur iyi gorunen kaynana vardır. Bir kez daha ayrılık kararının ne kadar isabetli olduğunu anladım